Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

2.500 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 200.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir....

Aile Mahkemesinin 2018/443 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama ile davalının küçüğün babası olduğunun tespit edildiği ve kararın 09/09/2019 tarihinde kesinleştiği, davacının iştirak nafakası talebinde bulunduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, günün ekonomik koşulları, müşterek çocuğun yaşı ve çocuğun ihtiyaçları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak, davanın kısmen kabulü ile; müşterek çocuk Ebrar Alya Çevik yararına aylık 2.000 TL iştirak nafakasının dava tarihi itibariyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, davacının manevi tazminat talebinin bu davadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir....

nafakasına, davacı kadın yararına aylık 400 TL tedbir nafakası ve aylık 300 TL yoksulluk nafakası ile 15.000 TL maddi tazminata hükmedilmiş, kadının manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir....

    Tedbir-iştirak nafakası açısından: Çocuk Berra Uyar için tedbir nafakası hükmedilmesinin hatalı olduğu, zira 09/09/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporu ile çocuğun babasının davacı erkek olmadığı anlaşılmasına rağmen bu çocuk için tedbir nafakası takdir edilmesi hatalı olmakla, davacı erkek vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir. Müşterek çocuklar Buğlem ve Busemin velayetlerinin babaya verilmesi gerektiğinden bu çocuklar için anne lehine iştirak nafakası verilmesinin hatalı olduğu, İzmir Adli Tıp Grup Başkanlığının 09/09/2019 tarihli raporu ile çocuk Berra'nın babasının davacı olmadığı anlaşılmasına rağmen söz konusu çocuk Berra için davalı kadın lehine iştirak nafakası verilmesinin hatalı olduğu anlaşıldığından davacı erkek vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir....

    dikkate alındığında davacı -davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır....

      Kadın lehine boşanma davası açılmadan önce ayrı bir dava ile hükmolunan nafaka tedbir niteliğinde olup boşanma hükmünün kesinleşmesi ile ortadan kalkacağından, davacı kadının yoksulluk ve iştirak nafakası talepleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verileceği yerde yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....

        Kocanın kazanılmış hakkı gözetilmeden kadın lehine fazla miktarda maddi tazminat takdiri isabetli bulunmamıştır. 5- Her ne kadar mahkemece kadın lehine 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş ise de Kaldırma kararı öncesi mahkemenin verdiği 03/05/2018 tarihli kararda kadın yararına 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği bu karara karşı koca tarafından istinaf yasa yoluna başvurulduğu halde kadın tarafından istinaf yoluna başvurulmamıştır. Kadın tarafından bu ilk karara yönelik istinafta bulunulmadığı için 5.000,00 TL manevi tazminat yönünden kocanın kazanılmış hakkı oluşmuştur. Kocanın kazanılmış hakkı gözetilmeden kadın lehine fazla miktarda manevi tazminat takdiri isabetli bulunmamıştır....

        Yargılama sonunda mahkemece davacı-karşı davalı erkeğin birlik görevlerini yapmadığı ve çocukların, eşin hastalandığında ilgilenmediğinin kabulü ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, velayetin anneye verilmesine 200,00'er TL iştirak, 300,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası, TMK m. 174/1 gereği kadın için 10.000,00 TL maddi tazminat takdirine, kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı-karşı davalı erkek istinaf kanun yoluna başvurmadığından mahkemenin kabulündeki kusurlar davacı-karşı davalı erkek yönünden kesinleşmiştir. Eş ve çocukların hastalığı ile ilgilenmemek yerleşik yargıtay içtihatlarına göre manevi tazminat gerektirmektedir (Ömer Uğur Gençcan Boşanma, tazminat, Nafaka, Hukuk, 2013 baskı sayfa 1031) Bu nedenle davalı-karşı davacı kadının manevi tazminat talebinin kabulü ile uygun manevi tazminat takdiri yerine yazılı gerekçe ile reddi hatalı olmuştur. Maddi tazminat az olmuştur....

        Sonuç olarak; davacı-karşı davalı erkeğin, kişisel ilişki, davalı-karşı davacı kadının ise iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddi-manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek sonuç ve kanaatine varılmıştır....

        TMK'nun 174/2 maddesi " Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir." hükmünü içermektedir. Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedebilmek için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması yanında; boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarını zedelemiş olması da gereklidir. Boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Onun için, kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerekir. Bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurur miktarda manevi tazminat takdiri, müesseseyi amacından saptırır....

        UYAP Entegrasyonu