Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı-davalının müşterek çocuklar Fatima ve Sema'nın ayrı ayrı aylık 150,00'şer TL olan iştirak nafakalarının ayrı ayrı aylık 600,00'er TL'ye yükseltilmesini talep ettiği, istinafa konu karar ile çocukların iştirak nafakalarında ayrı ayrı aylık 150,00'şer TL artırım yapıldığı, dolayısıyla davacı-davalının her bir çocuk için 300,00'er TL talebinin reddedildiği ve her bir çocuk için reddedilen miktarın bir yıllık tutarının 3.600,00'er TL'ye tekabul ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince 2021 yılı itibariyle miktar veya değeri 5.880,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu anlaşılmakla, HMK'nın 352 maddesi gereğince kesinlik sınırında kalan davacı-davalı kadının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuklar lehine hükmedilen aylık 350,00'şer TL iştirak nafakalarının aylık 833,00'er TL'ye yükseltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine hükmolunmuştur....

Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuklar lehine hükmedilen aylık 100,00'er TL iştirak nafakalarının dava tarihinden itibaren aylık 75,00'er TL artırılarak 175,00'er TL'ye yükseltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine hükmolunmuştur. Davalı vekili verilen kararı; artırım koşulları oluşmadığı halde davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin ve yüksek nafakaya hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle istinaf etmiş, müşterek çocuk Harun'un reşit olması nedeni ile onun için hükmedilen nafakanın kaldırılmasına, müşterek çocuk Hasan Hüseyin için hükmedilen nafakanın ise öncelikle reddine, olmadığı takdirde makul bir miktara indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusuna cevap vermemiştir. Dava; iştirak nafakalarının artırılması istemine ilişkindir....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/04/2021 NUMARASI : 2019/456 ESAS, 2021/552 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşamasında; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların Diyarbakır Aile Mahkemesinin 2016/607 Esas ve 2016/639 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocukların velayetinin müvekkiline bırakıldığını ve müşterek çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede nafakanın yetersiz kaldığını ileri sürmek suretiyle, iştirak nafakalarının her bir çocuk için aylık 1.500,00 TL’ye artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı, cevap dilekçesi sunmamıştır....

Aile Mahkemesinin 2003/220 Esas- 2004/457 Karar sayılı ve 25.04.2004 tarihli kararı ile yoksulluk nafakasının 150 TL, iştirak nafakasının 200 TL’ye yükseltildiği, aradan 6 yıldan fazla süre geçtiği, ödenen yoksulluk ve iştirak nafakalarının günümüz şartlarında paranın alım gücünün azamasından dolayı ekonomik bir anlam ifade etmediğini, ihtiyaçlarını hiç bir şekilde karşılayamadığını beyan ederek, müvekkili için bağlanmış olunan 150,00 TL yoksulluk nafakasının 850,00 TL ye, müşterek çocuk için bağlanmış olunan iştirak nafakasının 1.150,00 TL ye çıkarılmasına karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, özetle davacının Meslek Yüksek Okulu mezunu olduğunu, sigortalı bir işte çalıştığını, davacıya anne ve babasından çok miktarda taşınmaz kaldığını, fiilen çalışarak gelir elde etmeleri sebebi ile mali durumlarında bir kötüleşme olmasının söz konusu olmadığını, nafaka miktarının artmasını gerektiren esaslı bir nedenin gerçekleşmediğini beyan ederek davanın...

    Asliye (Aile) Mahkemesinde, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı olarak açmış olduğu davada, tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin annelerine bırakılmasına, çocuklar için 200'er TL iştirak nafakası ile kadın için 300 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, bu karar 5.4.2012 tarihinde kesinleşmiş olup, davacı kadının, kendi açmış olduğu boşanma davasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasına yönelik taleplerinin konusu kalmamıştır. Davacı kadının ... Asliye (Aile) Mahkemesinin 2009/86 esas ve 2010/82 karar sayılı dosyasında hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının arttırılmasına yönelik bir davasıda bulunmadığı halde, bu mahkemece hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının arttırılmasına karar verilmesi de doğru olmamıştır....

      Ancak, davalı tarafından davacı aleyhine yapılan icra takip dosyası ile 25.01.2005-01.01.2007 tarihleri arasındaki 24 aylık iştirak ve tedbir nafakası toplamı ....600 TL ile devam edecek iştirak ve tedbir nafakalarının talep edildiğinin anlaşılması karşısında; mahkemece, davacının davalıya ... .... İcra Müdürlüğünün 2008/8789 Esas (eski 2007/477 E.) sayılı takip dosyasından takip tarihi itibariyle ....300 TL borçlu olmadığının tespiti ile takibin bu miktar dışında devamına şeklinde hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde takibin iptaline hüküm tesisi doğru görülmemiş ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının .... ve ....bendlerinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine ''davacının davalıya ... ....İcra Müdürlüğünün 2008/8789 Esas (eski 2007/477 E.)...

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; davacı tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile Kayseri 1.Aile Mahkemesinin 2014/630 Esas - 2014/947 Karar sayılı 03/12/2014 tarihli ilamıyla davacı için bağlanan 250 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 350 TL arttırılarak toplamda aylık 600 TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk Gamze Gündoğdu için bağlanan 200 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 400 TL arttırılarak aylık 600 TL'ye yükseltilmesine, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, nafakaların yıllık TUİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına karar verildiği görülmüştür....

        Asıl dava; iştirak nafakalarının artırımı, birleşen dava iştirak nafakalarının azaltılması taleplerine ilişkindir (TMK'nun 327 ile 331. m.leri). Davalı-davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; HMK nun 352. m.si uyarınca istinaf başvurusunun kabul edilebilmesi için miktar itibariyle kararın kesin nitelikte olmaması gerekir. Hangi kararların kesin olduğu, HMK nun 341. m.sinde belirtilmiştir. 6763 sayılı yasanın 41. m.si ile değişik 6100 sayılı HMK nun 341/1 maddesinde öngörülen 1.500 TL kesinlik sınırı 02/12/2016 tarihinden itibaren 3.000 TL ye çıkartılmış, ek 1. m.sinde parasal sınırların her takvim yılı başından itibaren geçerli olmak üzere yeniden değerleme oranında arttırılacağı düzenlenmiş olup İlk derece mahkemesinin 25/06/2021 karar tarihindeki kesinlik sınırı 5.880,00 TL'dir....

        Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi ile tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakalarının ve maddî tazminatın miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadının "Tedbir nafakalarının miktarına" yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; İlk derece mahkemesince bu yöne ilişkin olarak verilen hüküm davacı kadın tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir....

          UYAP Entegrasyonu