SONUÇ: Yukarıda (...) nolu bentte açıklanan nedenlerle iştirak nafakasının azaltılması talepli asıl davaya yönelik davacı-karşı davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (...) nolu bentte açıklanan nedenlerle iştirak nafakasının artırımı talepli karşı davaya yönelik temyiz edilen hükmün davalı/karşı davacı yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-... maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, ....01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Aile Mahkemesinin 2012/479 Esas- 2013/497 Karar sayılı dosyasında, velayeti anneye verilen müşterek çocuk adına iştirak nafakasına hükmedilmesinin talep edildiği, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilerek iştirak nafakası bağlandığı anlaşılmaktadır. Temyize konu işbu davada ise davacı baba tarafından iştirak nafakasının azaltılmasının istendiği görülmektedir. Açıklandığı üzere önceki davanın iştirak nafakası, sonraki davanın ise iştirak nafakasının azaltılması davası olduğu belirlenmekle dava konusu ve dava sebebi aynı olmadığından her iki dava arasında kesin hükmün varlığından söz edilemez. O halde mahkemece, iştirak nafakasının azaltılması ile ilgili davanın esası hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
K. için aylık 75,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede, çocukların okul giderlerinin artması, paranın alım gücü ve nafakanın yetersizliği nedeniyle yoksulluk nafakasının 1.000,00 TL'ye ve iştirak nafakasının her üç çocuk için ayrı ayrı 500,00'er TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Duruşmadaki beyanında davanın reddini istemiştir. Mahkemece; yoksulluk nafakası yönünden davacı kadının maddi durumunun iyileştiği göz önünde bulundurularak yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine, iştirak nafakası yönünden tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olmadığından yerleşik Yargıtay kararlarına göre ÜFE oranında ve dava tarihi göz önünde bulundurularak B. Ç. için 150,00 TL, Kayra için 150,00 TL, Hüseyin Kenan için 100,00 TL ve her yıl ÜFE oranında artışına karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir....
Somut olayda; mahkemece, müşterek çocuk için ,dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 700 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesinin yanı sıra davalınınn müşterek çocuğun eğitim öğretim yılının, Eylül 5.günü ve Şubat 5. günü 500'er TL katkı bedeli ödemesine karar verilmiştir. Ancak, mahkemece; iştirak nafakasının belirlenmesinde eğitim giderlerinin bir etken olduğu gözetilerek, davacının ihtiyaçlarını azami ölçüde karşılayacak davalının da geliri ile orantılı olacak şekilde iştirak nafakasına hükmedilmek suretiyle, taraflar arasında önceki nafaka takdirinde kurulan dengenin yeniden sağlanması gerekirken, iştirak nafakasına ve ayrıca nafakanın takdirinde etkili olan eğitim giderlerinin irat şeklinde ödenmesine hükmolunması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
O halde, mahkemece; TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken; taraflar arasındaki dengeyi bozacak miktarda nafakaya hükmedilmiş olması doğru görülmemiş, açıklanan nedenle davalının iştirak nafakasına ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının "1 no'lu" bendinin iştirak nafakasına ilişkin kısmının kaldırılmasına, HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında verilen karar gereğince, müşterek çocuk lehine dava tarihinden itibaren aylık 600 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakaların kararın kesinleşmesine izleyen her yıl yıllık ÜFE oranında arttırılmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan sebeplerle; A)1- Davalı-karşı davacının iştirak nafakasına yönelik istinaf isteminin KABULÜNE, sair yönlere ilişkin istinaf talebinin ise ESASTAN REDDİNE, 2- Ankara 20....
sahibi olup Nişantaşı'nda T3 isimli özel tasarım kıyafet ve gelinlik satan bir butiği olduğunu, ekonomik koşullarının çocuğun giderlerine iştirak etmek için gayet uygun olduğunu belirterek haksız, gerekçesiz ve fahiş iştirak nafakası talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, müşterek çocukların velayetinin davacıya verilmesine, anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, Beste Neva lehine hükmedilen iştirak nafakasının, dava tarihinden, Yekta Bera lehine hükmedilen iştirak nafakasının ıslah tarihi itibariyle kaldırılmasına, iştirak nafakasının kısmen kabulüyle müşterek çocuklar lehine, ıslah tarihinden itibaren, aylık 1.000,00'er TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına, birleşen iştirak nafakasının arttırılmasını davasının reddine karar verilmiştir.. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı-davacı vekili; iştirak nafakası tarihi, kişisel ilişki süresi ve vekalet ücretleri hususunda ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle, istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Yukarıda açıklanan TMK.nun 328/1.maddesi uyarınca; kural olarak, ana babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam ettiğinden, anılan maddenin birinci fıkrasının açık hükmü uyarınca küçük ergin olmakla lehine bağlanan iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Buna bağlı olarak; davalının ergin olması ile iştirak nafakası kendiliğinden sona erdiğinden, davacının, kanun gereği kendiliğinden sona eren iştirak nafakasının kaldırılması talebi ile dava açmasında hukuken korunmaya değer menfaati, diğer bir ifade ile bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....
Maddesi uyarınca sorumluluğun tespitine ilişkin olarak düzenlenen … tarih ve … sayılı görüş ve öneri raporunda, her ne kadar davacının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesi çerçevesinde kasten "defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yaparak" vergi suçuna iştirak ettiğinin anlaşıldığı belirtilse de, anılan raporda da davacı adına, iştirak nedeniyle vergi ziyaı cezası kesilmesinin önerilmediği ve raporun sonuç kısmında sadece anılan maddeye istinaden disiplin cezası yönünden gereği yapılmak üzere raporun bir suretinin Antalya Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odasına gönderilmesi gerektiğinin belirtildiği, bu durumda, davacının fiiline iştirak ettiği iddia edilen şirket hakkında 213 sayılı Kanun'un 359. maddesi kapsamında ceza uygulanmadığı açık olup, ortada iştirakın konusunu oluşturacak bir fiil olmadığından davacı adına iştirak hükmü kapsamında uygulanan vergi ziyaı cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmış olup, dava konusu vergi ziyaı cezasının kaldırılmasına...
Maddesi uyarınca sorumluluğun tespitine ilişkin olarak düzenlenen … tarih ve … sayılı görüş ve öneri raporunda, her ne kadar davacının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesi çerçevesinde kasten "defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yaparak" vergi suçuna iştirak ettiğinin anlaşıldığı belirtilse de, anılan raporda da davacı adına, iştirak nedeniyle vergi ziyaı cezası kesilmesinin önerilmediği ve raporun sonuç kısmında sadece anılan maddeye istinaden disiplin cezası yönünden gereği yapılmak üzere raporun bir suretinin Antalya Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odasına gönderilmesi gerektiğinin belirtildiği, bu durumda, davacının fiiline iştirak ettiği iddia edilen şirket hakkında 213 sayılı Kanun'un 359. maddesi kapsamında ceza uygulanmadığı açık olup, ortada iştirakın konusunu oluşturacak bir fiil olmadığından davacı adına iştirak hükmü kapsamında uygulanan vergi ziyaı cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmış olup, dava konusu vergi ziyaı cezasının kaldırılmasına...