AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/09/2021 NUMARASI : 2019/792 ESAS, 2021/155 KARAR DAVA KONUSU : İŞTİRAK NAFAKASININ ARTIRIMI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların boşandıklarını, müşterek çocuklar Emirhan, Cengizhan ve Neslihan'ın velayetlerinin anneye verildiğini, çocuklar için 500,00'er TL iştirak nafakası verildiğini, aradan geçen süre, çocukların yaşını ilerlemesi nedeniyle nafakaların yetersiz kaldığını belirterek iştirak nafakasının dava tarihinden başlamak üzere 500,00'er TL arttırımı ile her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL'ye çıkartılmasına ve devam edecek yıllarda TÜFE - ÜFE'ye dayalı olarak her yılın başından itibaren artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
tazminata karar verilmiş, hüküm davacı kadın tarafından manevi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden, davalı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmolunan yoksulluk nafakası ve manevi tazminat ile vekalet ücretine yönelik olarak istinaf edilmiştir....
Davacı vekili dava dilekçesinde, velayeti davacı anneye verilen çocuklar için iştirak nafakası talep edilmiştir. Davalı vekili cevabında, boşanma sırasında davacının iştirak nafakası istemediğini, bu nedenle nafaka talep edemeyeceğini beyan etmiştir. Mahkemece; tarafların anlaşmalı boşandıklarını, davacının boşanmayı elde etmek için iştirak nafakası istemediğini ve boşanmanın üzerinden çok kısa zaman geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. TMK'nun 182/2. maddesine göre boşanma veya ayrılık durumunda, velayeti kendisine verilmeyen eş, küçük çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup tarafların iradesine tabi kılınmamıştır. Anlaşmalı boşanmada iştirak nafakası istenmemiş olsa bile sonradan bu talep gündeme getirilebilir....
Mahkemece iştirak ve yardım nafakası taleplerinin kısmen kabulüne yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş olup, hüküm yoksulluk nafakası yönünden hatalı bulunarak, Dairemizin 21.06.2016 tarih, 2016/6286-9615 E-K sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece, “bozmaya uyulmuş ise de; davacı kadının gelir durumunun yoksulluk sınırının üstünde olduğu ve davalı ile gelir durumunun birbirine yakın olduğu gerekçesiyle karşı davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına daha önce iştirak ve yardım nafakalarına ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları Yargıtay tarafından reddolduğundan bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir. Bu defa hükmü, davacı yoksulluk nafakası yönünden; davalı iştirak ve yardım nafakaları yönünden temyiz etmiştir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2017 tarihinden itibaren 2.270 TL'ye çıkarılmıştır....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuklar .... ve .... için aylık 150,00'şer TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 225,00'er TL'ye yükseltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, nafakanın gelecek yıllarda ÜFE oranında artırılması karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir. Mahkemece; davalının işyerinden maaş bordrosu ile sendika başkanvekilliği görevinden aldığı huzur hakkı, tazminat, ek ücret ve benzeri tüm ücretlere ilişkin belgeler getirtilip, davalının gelirinin sağlıklı olarak ve bir bütün halinde tespitinden sonra, müşterek çocukların yaş ve eğitim durumları da gözetilerek sonucu dairesinde nafaka miktarının belirlenmesi gerekirken; yetersiz araştırma ile müşterek çocuklar için aylık 225,00'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, kadın tarafından açılan boşanma davası olup, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarından Serhat'ın velayetinin davalı babaya verilmesine, velayeti davalı babaya bırakılan ortak çocuk yararına tebdir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmiş, hükme karşı davacı kadın tarafından, velayet düzenlemesi ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
(Muhalif) KARŞI OY YAZISI İştirak nafakası (TMK.md.182) talep edebilmek için, velayet hakkına sahip olmak gerekir. Velayet hakkına sahip olmayan eş iştirak nafakası talep edemez. Mahkemece verilen velayetin değiştirilmesi kararı ancak kararın kesinleşmesiyle geçerlilik kazanacağından, iştirak nafakasının işlemeye başlayacağı tarih velayete ilişkin kararın kesinleşme tarihi olmalıdır. Mahkeme iştirak nafakasının başlangıcını dava tarihi olarak belirlediğine göre; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi uyarınca, hükümdeki nafakanın başlangıcı ile ilgili bölümün çıkarılarak yerine "velayetin değiştirilmesine ilişkin kararın kesinleşme tarihinden geçerli olarak" sözcüklerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilerek onanması gerektiğini düşünüyorum....
Mahkeme kararının gerekçesinde yeralan hükümden önceki son cümlenin çıkartılarak yerine “İştirak nafakası çocuğun reşit olduğu tarihte kendiliğinden sona erdiğinden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir” ifadeleri ve hükmün 1 numaralı fıkrası tamamen çıkarılarak yerine “İştirak nafakası çocuğun reşit olduğu tarihte kendiliğinden sona erdiğinden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine" ifadelerinin yazılması sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 3.15 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 25.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, Kübra için ödenen iştirak nafakasının 400.00.- TL'ye, Nur için ödenen iştirak nafakasının 340.00.- TL'ye yükseltilmesine, kararın kesinleşmesini takip eden nafakaların her yıl iş bu iştirak nafakalarının TEFE ÜFE oranlarının ortalaması oranında arttırılarak uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre takdir edilen nafaka miktarının gelecek yıllarda artırılması konusunda oran olarak ÜFE oranı, artış tarihi olarak da kararın kesinleştiği tarih benimsenmektedir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velâyetin Değiştirilmesi - Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi- İştirak Nafakasının Kaldırılması/Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından velâyet, kişisel ilişki ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının velâyetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Velâyetin değiştirilmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 382/2-b-13). Bölge adliye mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz. (HMK m.362/1-ç)....