Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın velayetinin davalı anneye verildiğini, müşterek çocuk ... için 250.000 TL.iştirak nafakasına hükmolunduğunu, en son olarak iştirak nafakasının 300 TL.ye yükseldiğini, ancak, dava dışı çocuğun reşit olduğunu, bu nedenle iştirak nafakasının sona erdiğini ileri sürerek 300 TL.olan iştirak nafakasının kaldırılması talep ve dava edilmiştir. Mahkemece, dava dışı müşterek çocuğun 31.1.1991 doğumlu olduğu, dava tarihi olan 17.02.2009 gününden önce 18 yaşını bitirerek reşit olduğu, bu tarih itibariyle davalı anne ...'ün velayet yetkisinin kalktığı, reşit olması nedeniyle iştirak nafakasının sona erdiği gerekçesiyle, müşterek çocuğun reşit olduğu 30.1.2009 tarihinden itibaren iştirak nafakasının iptaline (kaldırılmasına) karar verilmiş, hüküm davalı (anne) tarafından temyiz edilmiştir....

    İştirak nafakası "çocuk için" bir haktır. Aile Mahkemesi bütün boşanma davalarında çocuğu yetersiz iştirak nafakası isteyen anne ve babasına karşı da korumak zorundadır. Çocuğun üstün yararı varsa hakim re'sen tarafların ekonomik durumlarına uygun bir iştirak nafakası vermesi çocuğun korunmasına yönelik uluslararası sözleşmelere uygundur. Kararda isabetsizlik yoktur....

      Yeterli ekonomik gücü olan tarafın çocuğun ihtiyaçlarına uygun miktarda iştirak nafakası vermesi isteğin aşılması kuralına aykırılık oluşturmaz. Çünkü iştirak nafakası isteğe bağlı olmayan ve re'sen verilmesi gereken bir nafaka türüdür. Farklı düşünüyorum....

        Davacı dilekçesinde; boşanma davası sonucunda müşterek çocukların velayetinin kendisine verildiğini ve her biri için 100'er TL iştirak nafakası takdir edildiğini; ancak, aradan geçen sürede çocukların ihtiyaçlarının arttığını ileri sürerek, iştirak nafakasının her bir çocuk için 350.00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile her bir çocuk için aylık 100 TL olan iştirak nafakasının aylık 180 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, adına iştirak nafakasının artırılması istenilen müşterek çocuklardan ... 17.6.1990 doğumlu olup, dava tarihinde 18 yaşını doldurmuştur. Reşit olan çocuk adına velayeten annesi iştirak nafakası isteyemez....

          Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi ve çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası kesinleştiği halde kadın yararına 150 TL yoksulluk, çocuk yararına 200 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olmamıştır" gerekçesiyle bozulmuştur. Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının kesinleşmiş olduğu gözetilmeden bu hususta yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438)....

            "İçtihat Metni"Irza geçme ve zorla kaçırıp alıkoyma suçlarından sanık ..., zorla kaçırıp alıkoyma suçuna iştirak suçundan sanıklar ... ve ... ile ırza geçme ve zorla kaçırıp alıkoyma suçlarına iştirak suçlarından sanık ...'in yapılan yargılamaları sonunda; sanık ...'in reşit olmayanla cinsel ilişki ve cinsel amaçla hürriyetinden yoksun kılma suçlarından beraatine, sanıklar ... ve ...'ın cinsel amaçla hürriyetinden yoksun kılma suçuna iştirak suçlarından beraatlerine ve sanık ...'...

              Oysa dava “Velayetin değiştirilmesi ve buna bağlı olarak boşanma hükmü ile ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının kaldırılması" isteğine ilişkin olup, asıl davanın velayetin değiştirilmesine ilişkin olduğu, iştirak nafakasının kaldırılması talebinin ise asıl davaya bağlı fer’i bir istek niteliğinde bulunduğu gözetildiğinde, çekişmesiz yargıya dahildir (HMK m. 382/2-b-13). Çekişmesiz yargı işlerinde de, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir (HMK m.384). Bu kurala göre, davacı kendi oturduğu yer mahkemesinde dava açabilir. Dava, davacının oturduğu yerde açılmış, davalı da bunun aksini iddia etmemiştir. Öyleyse yetki itirazının reddi ile velayetin değiştirilmesi ve buna bağlı olarak boşanma hükmü ile ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının kaldırılması davasının esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru bulunmamıştur....

                İcra Dairesi'nin 2016/3307 Esas sayılı dosyasından verilen iştirak haczi talebinin kabulüne dair karar ile bu karar doğrultusunda konulan iştirak haczinin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir. Somut olayda, şikayetçi, şikayete konu ettiği kararın alındığı ve iştirak haczinin konulduğu ... 2. İcra Dairesi'nin 2016/3307 Esas sayılı icra takibinin tarafı olmayıp, 3. kişi olmakla, taraf olmadığı icra takip dosyasında verilen iştirak haczi talebinin kabulüne dair karar ile bu karar doğrultusunda konulan iştirak haczinin kaldırılmasını isteme hakkı bulunmamaktadır. Aynı menkuller üzerinde ... 2. İcra Dairesi'nin 2016/3279 Esas sayılı dosyasından dolayı kendisinin de haczi bulunan şikayetçi 3. kişinin, şikayet konusu yaptığı hususların, ileride sıra cetveli yapılmasından sonra, sıra cetveline itiraz yoluyla ileri sürülmesi durumunda değerlendirme konusu yapılabileceği tartışmasızdır....

                  tedbir ve iştirak nafakası talep ettiği halde, istek aşılarak dava tarihinden itibaren 300 TL. tedbir nafkasına ve kararın kesinleşmesinden sonra da iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesi (HMK.md.26) doğru olmamış ise de; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....

                    Buna göre hâkim ana baba veya çocuğun durumlarının değişmesine bağlı olarak iştirak nafakasının miktarını artırabilir, azaltabilir veya iştirak nafakasını tamamen kaldırabilir. Görüldüğü üzere, iştirak nafakası miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri; diğer bir ifade ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetilerek belirlenmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde somut olaya gelindiğinde; tarafların Ankara 5....

                      UYAP Entegrasyonu