Mahkemece; asıl dava yönünden; davacının iştirak nafakası artırım taleplerinin kısmen kabulüne, dava tarihinden itibaren her bir çocuk için İstanbul Küçükçekmece 5 Aile Mahkemesinin 2012/1030 Esas, 2014/325 Karar sayılı kararı ile ödenen aylık 300'er TL iştirak nafakalarının artırılarak her bir çocuk için 600'er TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine, birleşen dava yönünden; birleşen davanın yoksulluk nafakasının kaldırılması yönündeki talebinin kabulüne, İstanbul Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesinin 2012/1030 Esas 2014/325 Karar sayılı kararı ile birleşen davalı kadın yönünden ödenen 350 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına, birleşen davacının iştirak nafakaların indirilmesi talebinin reddine karar verilmiştir....
(Muhalif) KARŞI OY YAZISI İştirak nafakası çocuk için getirilmiş bir haktır. Miktarını belirlemede hakim özgürdür. Çocuk ana ve babasına karşı da korunmalıdır. Çocuk kendisi için yetersiz iştirak nafakası isteyen ana ya da babasına karşı da korunmalıdır. İştirak nafakası isteği bağlı bir hak bile değildir. Çünkü "kendiliğinden" verilir. Aile mahkemesi bu konuda tam yetkilidir. İştirak nafakasında istek aşılamaz şeklindeki değerli çoğunluğun görüşüne açıkladığım sebep ve düşüncelerle katılabilme olanağım bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakasının Arttırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından davalı ile kendisinin ortak çocukları için boşanma dosyasında belirlenen iştirak nafakalarının 900 TL olarak arttırılması talebi ile iştirak nafakalarının arttırılması davası açılmıştır. Mahkemece “Açılan davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren müşterek çocukların her bir için daha önce hükmedilen aylık 300 er TL lik nafakanın 200 er TL daha artırılarak aylık 500 er TL iştirak nafakası olarak devamına” karar verilmiş olup, hükmün taraflarca istinaf yoluna gidilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır....
Velayetin değiştirilmesi asıl talep, iştirak nafakasının kaldırılması talebi de asıl talebin sonucuna bağlı feri bir taleptir. Davacının feri nitelikteki iştirak nafakasının kaldırılması talebi, ayrıca harç ödenmesini gerektirmemektedir. Hal böyle olunca, davacının velayetin değiştirilmesine karar verilen çocuk ... yönünden iştirak nafakasının kaldırılması talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, harcı ödenerek açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle, bu talebin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiştir....
gider olarak dikkate alınmasının mümkün olmadığı, bu durumda, davacı şirketin iştirak hisselerinin satışı nedeniyle ortaya çıkan iştirak payı zararının, kurum kazancının tespitinde "Kanunen Kabul Edilmeyen Gider" olarak dikkate alınması suretiyle yapılan zarar azaltılmasına ilişkin işlemde ve buna dair tahakkuk fişinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır....
Bunun için ilk kesin haciz sahibi alacaklı ve buna iştirak edebilecek diğer alacaklılar belirlenerek hacze iştirak dereceleri ve her derece içinde de sıralar oluşturulur. İİK'nın 140. maddesinin ikinci fıkrasında 206. maddeye atıf yapılmış ise de, bu maddedeki imtiyazların sadece aynı derecede hacze iştirak eden ve kamu alacağı sahibi olmayan alacaklılara karşı ileri sürülmesi mümkündür. Diğer bir deyişle, İİK'nın 206. maddesindeki imtiyazlar, (hacze iştirak hali hariç, İİK.m.100-101) haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvellerinde, sonraki tarihli haciz sahibi alacaklıyı önceki tarihli haciz sahibi alacaklının önüne geçiremez. Somut olayda, şikayet olunanın, nafaka ilamına dayalı olarak satış bedelinin vezneye girmesine kadar ilk hacze iştirak etmesi mümkün iken, bu yolu seçmediği, Niğde 2....
Davalı erkek fiilen yanında bulunmayan çocuklar yararına iştirak nafakası alamaz. Bu nedenle mahkemece davacı kadın aleyhine iştirak nafakası hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Ne var ki ilk inceleme sırasında bu husus gözden kaçtığından iştirak nafakası yönünden kararın onandığı anlaşılmakla, davacı kadının karar düzeltme isteği yerinde görülerek kabulü ile, Dairemizin 16.04.2018 tarih, 2016/17155 esas ve 2018/5239 karar sayılı kısmen onama ilamının iştirak nafakaları yönünden kaldırılmasına, hükmün yukarıda gösterilen sebeple iştirak nafakaları yönünden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Davalı-davacı kadın, dava dilekçesi ile ortak çocuk yararına aylık 250 TL iştirak nafakası talep ettiği ve ilk derece mahkemesince Şeymanur yararına taleple bağlı kalınarak aylık 250 TL iştirak nafakasına hükmolunduğu halde bu çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının az olduğundan bahisle bozma kararı verilmesi doğru olmamıştır (HMK m. 26). Ne var ki bu yön ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından, davacı-davalı erkeğin karar düzeltme isteğinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440-442 maddeleri gereğince kısmen kabulü ile Dairemizin 24.06.2020 tarih 2020/1876 Esas 2020/3314 Karar sayılı ilamının iştirak nafakası yönünden bozulmasına dair 2. bendinin kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi hükmünün gösterilen sebeple tüm yönleriyle onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Buna göre, iştirak nafakasının artırılmasına dava tarihinden itibaren hükmetmek gerekirken; iştirak nafakasının hangi tarihten itibaren artırılacağı konusunun belirsiz bırakılması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Ancak, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yönlere ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile; hükmün 3.fıkrasında yer alan; "...iştirak nafakasının aylık 550 TL'ye yükseltilmesine ve her yıl TEFE–TÜFE ortalaması oranında artırılmasına..." ifadelerinin çıkarılarak, yerine; "...iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 550 TL'ye yükseltilmesine ve her yıl ÜFE oranında artırılmasına..." ifadelerinin yazılması sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İştirak hisselerinin ivazlı olarak iktisap edilip edilmediği, iştirak hisselerinin hangi tarihte iktisap edildiği dolayısıyla 213 sayılı Kanun'un geçici 25. maddesi bağlamında enflasyon düzeltmesinin yapılıp yapılmadığı, iştirak hisselerinin alımında finansman giderlerinin doğrudan gider olarak mı yazıldığı yoksa alış bedeline eklenerek mi muhasebeleştirildiği, iştirak hisselerinin satışından doğan giderlerin iştirak eden şirket tarafından mı yoksa iştirak edilen şirket tarafından mı karşılandığı gibi hususlar bu zararın mahiyetini ve miktarını etkileyen unsurlardır. Olayda davacı tarafından verilen ihtirazi kayıt dilekçesinde bu yönden herhangi bir açıklama yapılmamıştır....