Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre ortak çocuk yararına aylık 500 TL iştirak nafakasına hükmedilmelidir. Davalı-karşı davacı kadının bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir." gerekçesine yer verilmiştir. Kararın gerekçesinde ilk derece mahkemesince hükmedilen aylık 500 TL iştirak nafakası miktarının az olduğu, kadının iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilirken, aynı zamanda ortak çocuk yararına ilk derece mahkemesinin hükmettiği aylık 500 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği ifade edilmiş ve gerekçeli kararın hüküm bölümünde kadının iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek ortak çocuk yararına aylık 500 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dilekçesinde; davalı ile Kadıköy 5.Aile Mahkemesinin 2006/730 esas, 2007/283 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocuk 1998 doğumlu Aslı lehine 400.TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, iştirak nafakasının her yıl %10'luk artışına karar verildiğini,iştirak nafakasının aylık 750 TL ye ulaştığını, iştirak nafakasının müvekkilini ekonomik açıdan sıkıntıya soktuğunu, müvekkilinin yedi aydır işsiz olduğunu, herhangi bir menkul, gayri menkul malının da olmadığını belirterek, varolan iştirak nafakasının hakkaniyet ölçüleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate...
Ceza hukukunda ceza sorumluluğunun esaslarını düzenleyen genel hukuk hükümlerinin düzenlendiği Türk Ceza Kanunu'nun suça iştirak halini düzenleyen bölümünde ise; suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her birinin fail olarak sorumlu olacağı; suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığının yeterli olduğu; suçun işlenişine iştirak eden her bir kişinin, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılacağı hususu düzenlenmiş olup, iştirak fiilinde esas olanın fiil olduğu dikkate alındığında, davacı tarafından sahte belge düzenleme fiiline iştirak edilip edilmediğinin asıl borçlu şirket veya mükelleften bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....
Ceza hukukunda ceza sorumluluğunun esaslarını düzenleyen genel hukuk hükümlerinin düzenlendiği Türk Ceza Kanunu'nun suça iştirak halini düzenleyen bölümde; suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her birinin fail olarak sorumlu olacağı; suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığının yeterli olduğu; suçun işlenişine iştirak eden her bir kişinin, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılacağı hususu düzenlenmiş olup, iştirak fiilinde esas olanın fiil olduğu dikkate alındığında, davacı tarafından sahte belge düzenleme fiiline iştirak edilip edilmediğinin asıl borçlu şirket veya mükelleften bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....
Ceza hukukunda ceza sorumluluğunun esaslarını düzenleyen genel hukuk hükümlerinin düzenlendiği Türk Ceza Kanunu'nun suça iştirak halini düzenleyen bölümde; suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her birinin fail olarak sorumlu olacağı; suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığının yeterli olduğu; suçun işlenişine iştirak eden her bir kişinin, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılacağı hususu düzenlenmiş olup, iştirak fiilinde esas olanın fiil olduğu dikkate alındığında, davacı tarafından sahte belge düzenleme fiiline iştirak edilip edilmediğinin asıl borçlu şirket veya mükelleften bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....
Ceza hukukunda ceza sorumluluğunun esaslarını düzenleyen genel hukuk hükümlerinin düzenlendiği Türk Ceza Kanunu'nun suça iştirak halini düzenleyen bölümde; suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her birinin fail olarak sorumlu olacağı; suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığının yeterli olduğu; suçun işlenişine iştirak eden her bir kişinin, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılacağı hususu düzenlenmiş olup, iştirak fiilinde esas olanın fiil olduğu dikkate alındığında, davacı tarafından sahte belge düzenleme fiiline iştirak edilip edilmediğinin asıl borçlu şirket veya mükelleften bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....
Bu nedenledir ki hâkim talep bulunmasa dahi kendiliğinden iştirak nafakasına hükmetmelidir. İştirak nafakası ile ilgili diğer yasal düzenlemelerin incelenmesine gelince; Şöyle ki; TMK'nın 330. maddesine göre; "İştirak nafakası çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri; diğer bir ifade ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetilerek belirlenir". Bunun yanında iştirak nafakası miktarının yeniden belirlenmesi de mümkündür. Nitekim TMK'nun “Durumun değişmesi” başlıklı 331.maddesi; “Durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır" hükmünü içermektedir. Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere hâkim ana baba veya çocuğun durumlarının değişmesine bağlı olarak iştirak nafakasının miktarını artırabilir, azaltabilir veya kaldırabilir....
in daha önce çalışmış olduğu işyerinden çıkarıldığı, yeni işyerinde ki maaşının düşük olduğu, yeniden evlendiği ve ikiz çocuklarının dünyaya geldiği iddia olunarak, her bir çocuk için iştirak nafakasının 150 TL'den toplam 300 TL'ye indirilmesi istenilmiştir.Mahkemece; "davalının daha önce çalıştığı işyerinden çıkarıldığı, yeniden evlendiği ve iki çocuğunun dünyaya geldiği, ekonomik koşullarında azalma olduğu gerekçesiyle” davacının iştirak nafakasının artırılmasına ilişkin talebinin reddine, birleştirilen iştirak nafakasının indirilmesine ilişkin davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. 1- Asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalının gelirindeki azalma ve yeniden evlenerek iki çocuğunun daha dünyaya geldiğinin anlaşılmasına ve de iştirak nafakasının miktarı da gözetilerek; iştirak nafakasının artırılmasına...
Ancak bu husus temyiz incelemesi sırasında gözden kaçtığından davacı kadının karar düzeltme isteği yerinde bulunduğundan kabulüne, Dairemizin 26.03.2015 tarih, 2014/23797 esas, 2015/5663 karar sayılı ilamında bu kısım ile ilgili bozma kararının kaldırılmasına, mahkemenin iştirak nafakalarına ilişkin kararı yönünden de küçük ...'ın karar tarihinden sonra ergin olması sebebiyle yararına hükmedilen iştirak nafakasının kendiliğinden kalkacağının tabii bulunmasına göre hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ:Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440/1-4.maddesi gereğince; davacının iştirak nafakalarına yönelik karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairemizin 26.03.2015 tarih 2014/23797 esas 2015/5663 karar sayılı ilamının 2 nolu bendinde iştirak nafakalarına yönelik bozma kararının kaldırılmasına, yukarıda gösterilen sebeple hükmün iştirak nafakaları yönünden de ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın ...'...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına ve özellikle mahkemece ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının başlangıç tarihinin, davalı-davacı tarafından açılan iştirak nafakasının artırılmasına ilişkin dava tarihi olduğunun anlaşılmasına göre davalı-davacının tüm, davacı-davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı tarafından açılan iştirak nafakasının artırılması davasında mahkemece verilen ilk hükümde, ortak çocuklar yararına aylık 350'şer TL iştirak nafakasına hükmedilmiş, verilen karar davacı-davalı tarafından temyiz edilmiştir Bu durumda iştirak nafakasının miktarı yönünden davacı-davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur....