Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. (1)Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir pa-rayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umu-mi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur. "hükümleri bulunmaktadır. Mahkememizce davaya konu icra dosyası, davaya konu senet-bono ve ilgili evraklar UYAP üzerinden dosya arasına alınmıştır. Konya ....
Eş söyleyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233 ). Bununla birlikte; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 26’ncı maddesinin birinci fıkrası, “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir” hükmünü içermektedir....
Somut olayda; taraflar arasında yapılmış bulunan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile ödenen kira bedelinin geri alınması ve borçlu bulunmadığının tespiti istenmektedir. HUMK’nun 8. maddesinin 2. fıkrasında yalnızca akdin feshi istemli davaların dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde açılacağı öngörülmüştür. Buna karşılık kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, başlangıçtan beri geçerli olmadığının saptanması davasında görevli mahkeme dava konusu değere göre belirlenecektir. Geçersizliğinin tespiti istenilen kira sözleşmesinde yıllık kira parası 15.000,00 TL olup, bu değerde sulh hukuk mahkemesinin görev sınırının üzerindedir. Bu durumda HUMK’nun 8. maddesinin 2 fıkrası kapsamında bulunmayan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, istirdat ve menfi tespit istemlerinden oluşan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Somut olayda; taraflar arasında yapılmış bulunan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile ödenen kira bedelinin geri alınması ve borçlu bulunmadığının tespiti istenmektedir. HUMK’nun 8. maddesinin 2. fıkrasında yalnızca akdin feshi istemli davaların dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde açılacağı öngörülmüştür. Buna karşılık kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, başlangıçtan beri geçerli olmadığının saptanması davasında görevli mahkeme dava konusu değere göre belirlenecektir. Geçersizliğinin tespiti istenilen kira sözleşmesinde yıllık kira parası 120.000,00 YTL olup, bu değerde sulh hukuk mahkemesinin görev sınırının üzerindedir. Bu durumda HUMK’nun 8. maddesinin 2 fıkrası kapsamında bulunmayan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, istirdat ve menfi tespit istemlerinden oluşan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/50 E.,2021/46 K. sayılı ilamı ile; davacı borçlu olmadıklarının tespitini ve istirdat talep etmiş iken, yargılama sonucunda mahkemece davacının borçlu olmadığının tespiti ve istirdat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Buna göre, şikayet tarihi itibariyle takibe konu ilam henüz kesinleşmediğinden menfi tespit ve istirdata aynı anda karar verilmesi halinde ilamın bölünememesi sebebiyle ilamın kesinleşmeden infazı mümkün olmayacağından ( Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 2017/9739 E. 2017/3703 K.) mahkemece şikayetin kabulüne" dair karar verildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 71.226,03 TL borçlu olunmadığının tespiti ile 849,78 TL'nin istirdatı istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
olmadığı, kesinleşen icra takip dosyasında borcu kabul edip ödeme taahhüdünde bulunan davacının daha sonra borçlu olmadığı iddiasıyla menfi tespit ve istirdat davası açamayacağı kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş, davacı tarafın kötüniyeti ispatlanamadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, cevap dilekçesini tekrarla, takibe dayanak ilamın, menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasına ilişkin olmadığını, icraya konulabilmesi için kararın kesinleşmesinin gerekmediğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2018/55 E.sas 2020/130 Karar sayılı kararının dava konusuna uygun olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ilamlı icra takibinde, dayanak ilam kesinleşmeden takibe başlanılması nedeniyle takibin iptali istemine ilişkindir. Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine hakkında başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, fazla ödenen bedelin istirdadı istemi ile açılan İzmir 1. Tüketici Mahkemesinin 2019/57 Esasında kayıtlı davada yapılan yargılama sonucunda, 04/02/2020 tarihinde davanın kabulüne, davacının İzmir 9....
Davada, ilam tarihinden sonraki döneme ait nafaka ile ilgili başlatılan ilamlı icra takibi nedeniyle davalı tarafından talep edilen miktar kadar borçlu olmadığının tespiti istenilmektedir. İcranın geri bırakılması için İcra Mahkemesine başvurmamış olan borçlu, borcunu icra dairesine ödemek zorundadır. Fakat borçlu, hükmün verildiği tarihten sonraki dönemde borcun itfa edilmiş veya zamanaşımına uğramış olduğu için borçlu olmadığı parayı ödemek zorunda kaldığı iddiasında ise İİK.nun 72.maddesi gereğince istirdat davası açarak paranın iadesini isteyebilir (İİK.md.33/4). Her ne kadar İİK.nun 33/4.maddesinde sadece istirdat davası açabileceği belirtilmiş ise de bundan menfi tespit davası da açabileceği sonucunu çıkarmak gerekir. Zira İİK.nun 41.maddesindeki genel yollama 72.maddenin tümünü de kapsar. Menfi tespit davası, bir eda davası olan istirdat davasının öncüsüdür....
bulunmayan 16.04.2014 tarihli işleminin iptali talebinin reddine karar verildiği, hükmün borçlu tarafından temyiz edildiği görülmektedir. ...3.İcra Mahkemesi'nin 07.09.2012 tarih ve 2012/45 E. -2012/1505 K. sayılı kararı ile icranın geri bırakılmasına karar verildikten sonra yapılan kesintiler yasal olmadığından haczen tahsilat şeklinde icra kasasında biriken paranın borçluya ödenmesi doğru olup, bu ödenen paranın borçludan istenilmesi için çıkarılan muhtıranın iptali gerekirken yazılı şekilde istemin reddi yönünde karar verilmesi isabetsizdir....