Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle davalı Sara Berru'nun kızı, kocası ve yakın arkadaşlarına usulsüz şekilde devir işlemleri yaptığını, bu nedenle müvekkilinin büyük ekonomik zarara uğrattığını, davalı tarafça davanın öğrenilmesiyle taşınmazın hak sahipliğinin yine bu şekilde noter işlemiyle üçüncü kişilere devredilmesi yoluna gidileceğini ve bu yolla müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğrayacağını , bu nedenle Emlak Konut Gyo A.Ş. yazı yazılarak dava konusu taşınmazın hak sahipliğinin dava dışındaki şahıslara devredilmesinin önlenmesi için tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmişlerdir. İstinafa konu karar, İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/540 Esas sayılı dosyasında 28/08/2020 tarihinde verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ara kararıdır....

aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır. 3.Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, babası üzerinden aylık alma açısından hakkı doğuran olay eşinin vefat ettiği tarih olacağından, söz konusu tarihteki ilgili mevzuatın yukarıda belirtilen maddeleri uyarınca davacının çift aylığa hak kazanamadığı belirgindir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/11/2020 NUMARASI : 2018/155 ESAS, 2020/463 KARAR DAVA KONUSU : İş (Sigortalının Aylığa Hak Sahipliğinin Belirlenmesi İstemli) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket nezdinde 01/02/2009- 30/11/2010 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığını, emeklilik şartlarını sağlaması üzerine ilgili kuruma başvuru yaptığını, yapılan incelemede yasal şartları taşıdığının tespiti üzerine tarafına emekli aylığı bağlandığını, daha sonra kurum tarafın yapılan denetimler neticesinde 09/02/2018 günlü borç bildirim yazısının tarafına bildirildiğini, tarafına 72.275,39- TL borç aslı, 14.636,32- TL faiz olmak üzere toplam 86.911,71- TL borç çıkarıldığını, itiraz dilekçesi verdiğini, yapılan incelemede sigorta hizmet dökümünde 25/08/2010- 30/11/2010 günleri arasında Du-Su yapı İnşaat Akaryakıt Nak....

    Şti. vekilinin dava konusu materyaller ile ilgili olarak 6 aylık kanuni şikayet süresi içerisinde hak sahipliğine ilişkin hukuken geçerli belgeleri ibraz etmediği (her ne kadar dosyaya ibraz edilen ... Noterliği tarafından tercüme edilen 30.08.2013 tarihli belge ile yeminli tercüman tarafından tercüme edilen 22.01.2010 tarihli belgede şikayetçi ... Bilgisayar Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti.’nin, Faronics şirketinin Türkiye’deki temsilcisi ve imtiyazlı ortağı olduğu belirtilmiş ise de, ... şirketinin, ... Bilgisayar Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti.’ne 5846 sayılı Kanun’da belirtilen mali haklardan hangisini devrettiği, Türkiye’deki hak sahipliği süresi ile suç tarihi itibarıyla hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı hususları belirtilmediği anlaşılmakla) gözetildiğinde, sanık hakkında şikayet yokluğu sebebiyle düşme kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık ...'...

      ün 1962 yılından beri sigorta kaydının bulunması üzerine Mahalli İskan Komisyonunun 27.04.2012 tarihli kararı ile davalıların hak sahipliğinin iptal edildiğini, iptal kararına rağmen taşınmazın davalılar adına tapuda kayıtlı olduğunu beyanla tapu kaydının iptali ile her türlü takyidattan ari olarak Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., 1992 yılında hak sahibi olduğunu, davacı kurum adına her yıl ... Bankasının ...,...'de bulunan şubelerine ödemede bulunduğunu, 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, mülga 2510 sayılı İskan Kanununa göre hak sahipliğinin devam ettiğini beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı ..., eşinin kalp ameliyatı olması nedeniyle sigortalı olduğunu, yaşlılık aylığı almadıklarını, zamanaşımı süresinin dolduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Hak Sahipliğinin İptali Kararının İptali Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 35,90 TL onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 24.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile eklenen ek 4. maddesi gereğince 2/B alanlarında verilen şerhten kaynaklanan hak sahipliğinin tesbiti isteğine ilişkindir. Uyuşmazlıkla ilgili olarak daha önce aynı dairece ihtiyati tedbir talebine ilişkin temyiz incelemesi yapıldığı anlaşılmıştır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 16. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 16. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, Suç eşyasının satın alınması HÜKÜM : Sanıklar ... ve ... müdafii Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: İddianamede müşteki olarak gösterilen ve talebi üzerine davaya katılmasına karar verilen ...nın hazır bulunmadığı celsede, suça konu ağaçların kesildiği tarla üzerinde herhangi bir hak sahipliğinin bulunmadığı gerekçesiyle, müştekinin katılan sıfatıyla davaya ve duruşmalara kabulüne ilişkin ara karardan dönülmesine karar verildiği ve gerekçeli kararın müştekiye tebliğ edilmediği anlaşıldığından, gerekçeli kararın müşteki ...'ya tebliğ edilerek tebellüğ belgesinin ve vermesi halinde temyiz dilekçesi de eklendikten sonra dairemize gönderilmesinin sağlanması amacıyla dosyanın mahalline iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 10.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Ancak 14 günlük kısa süreye ilişkin bulunması gözetilerek davacının tahsis dosyası getirtilerek iptal edilen sigortalılığı hesaba katılmaksızın tahsis tarihi itibariyle sigortalılık süresi prim ödeme gün sayısı ve yaş itibariyle 4/a veya 4/b sigortalılığından dolayı aylığa hak kazanıp kazanmadığı, gerekirse ehil bilirkişiden rapor alınmak suretiyle belirlenmeli ve aylık talebi ile daha az aylığa hak kazanıyorsa menfi tespit talebi bu sonuca göre belirlenmelidir. Konuya ilişkin 6100 sayılı HMK 'nın 353/1- a-6 maddesi 27/07/2020 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanunun 35.maddesi ile "mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş ..." olması şeklinde tadil edilmiş ve bu durum kararın kaldırılarak dosyanın yeniden görülmesi için mahkemesine iade kararı verilmesi sebebi olarak düzenlenmiştir....

              Sözleşmenin 33’üncü maddesinde yer alan; “Bir ... veya Türk vatandaşı ya da geride kalan hak sahiplerinin, özellikle Türk mevzuatına göre tamamlanan prim ve sigorta süreleri dikkate alındığında, bir aylığa hak kazanma koşullarını yerine getirmediği takdirde, ilgili kimsenin ... mevzuatına göre tamamladığı ikamet sürelerinin gerekli miktarı, Türk mevzuatına göre geçirilmiş prim ve sigorta süreleri gibi dikkate alınır, ancak söz konusu prim ve sigorta süreleri ile anılan ikamet süreleri çakışmamalıdır.” hükmü ise, sigortalı sürelerin aylık tahsisine yeterli olmaması durumunda, ikamet sürelerinin de sigortalı sürelerle çakışmaması koşuluyla nazara alınabileceğine ilişkin bir düzenleme olup, davacının sigorta başlangıç tarihinin 3201 sayılı Kanunun 5'inci maddesine göre, Türkiye'deki sigorta başlangıç tarihinden borçlanılan gün sayısı kadar geriye gidilmek suretiyle belirlenmesi gerekmektedir. Belirtilen açıklamalar ışığında, mahkemece; Türkiye Cumhuriyeti ile ......

                UYAP Entegrasyonu