Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi No : 2019/35-2019/371 Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olan eldeki davada; son çıkan yapılandırma kanunları da gözetilerek, davacının ve/veya Çitçi Malları Koruma Başkanlığının yapılandırmadan yararlanıp yararlanmadığının davalı Kurumdan sorulması, başvuru varsa buna ilişkin evrakların getirtilmesi ve gelen belgelerin dosyaya eklenmesi için, Mahkemece yeni bir geri çevirmeye mahal verilmeksizin, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 10.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin, kesinleştirilen prim borcunun ve gayrimenkul hacizleri ile maaş hacizinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Dava, ödeme emrinin iptali ile gayrimenkul ve maaş hacizlerinin iptali istemine ilişkindir....

      Davaya konu somut olayda; davacılar, murislerinin, iptali istenen ödeme emrinin düzenleme tarihinden evvel öldüğünü belirterek ödeme emirlerinin iptalini istemiş ve yargılama sırasında da davalı Kurum tarafından ödeme emirlerinin iptal edildiği belirtilmiş olmakla, aslen kendi adlarına düzenlenmiş olmayan ödeme emirlerinin iptali isteminde, davalı Kurumca ödeme emirleri iptal edilmiş olmakla dava açılmasına sebebiyet verilmediği dikkate alınarak, taraflar lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, vekâlet ücretine hükmedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır....

        İş bu dava 12.05.2008 tarihinde açılmış olup, davacı aynı zamanda ödeme emrinin iptali için 14.05.2009 tarihinde İcra Hukuk mahkemesinde dava açmış, bu davanın yargılaması sırasında davaya konu ödeme emri İcra Hukuk Mahkemesince iptal edilmiştir.Bu davaya ve itiraza konu ödeme emrinin davalının (borçlunun) şikayeti üzerine İcra Hukuk Mahkemesi'nce iptal edilmesi nedeniyle dava konusuz kaldığından mahkemece karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesisi gerekirken yanılgılı düşünce ile davanın esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece şikayetin kabulü ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2020/197307 Esas sayılı takip dosyasındaki ödeme emri tebliğ işleminin iptaline, ödeme emrinin iptali talebinin ve takibin iptali talebinin reddine yönelik karar verildiği görülmüştür....

          Takip talebine uygun düzenlenen örnek 13 ödeme emri davalı kiracı ...’e 19.02.2009 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu itiraz etmediğinden icra takibi kesinleşmiştir. Takibin kesinleşmesi üzerine davacı alacaklı, İcra Hukuk Mahkemesinden davalı kiracı hakkında temerrüt nedeni ile tahliye isteminde bulunmuştur. Davaya dayanak teşkil eden ve hükme esas alınan 16.02.2009 düzenleme tarihli takip talepnamesinde hacizle birlikte tahliye istemi de bulunduğu ve örnek 13 ödeme emrinin davalı kiracıya tebliğ edildiği gözden kaçırılmıştır. Takip talebinde tahliye istemi olduğundan, ödeme emri takip talebine uygun olarak düzenlenmiş ve davalı kiracı borçluya usulüne uygun tebliğ edilmiştir. Davalı, ödeme emrine itiraz etmemiş, yargılamada savunma yapmamıştır. Bu durumda davalı kiracı ... hakkında temerrüt olgusu gerçekleşmiştir. Mahkemece yapılacak temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

            İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/277 DAVA KONUSU : İş (Kurum İşleminin İptali İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yönetim kurulunda bulunduğu Beyköy Çiftliği Restaurant İşletmeciliği Ticaret Limited Şirketindeki ortaklık payını 18/04/2014 tarihinde devrettiğini ve ortaklıktan ayrıldığını, davalı kurumu tarafından 2019/20513, 2019/20514, 2019/20515 sayılı takip dosyalarından gönderilen ödeme emirlerinin yerinde olmadığını belirterek ödeme emirlerinin iptali ile takiplerin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

            İtirazın reddi halinde ise tebliğinden itibaren bir ay içinde yetkili mahkemeden Kurum işleminin iptali istenebilmekte, ne var ki, yetkili mahkemeye başvurulması prim borcunun takip ve tahsiline engel teşkil etmemektedir. Belirtilen yasal yöntem uyarınca, süresinde Kuruma itiraz edilmemesi ya da itirazın reddedilmiş olması hallerinde tebliğ edilen prim borcu idari aşamada kesinleşmiş olmaktadır. Şu halde mahkemece yapılması gereken ; 6183 sayılı Yasada öngörülen yasal süre içerisinde açılan bu ödeme emrinin iptali davasında; davacının, kuruma prim borcunun bulunmadığı, ödeme emrinin açık olmadığı ve dayanağının bilinmediği iddiasında bulunması gözetilerek, dava konusu prim borcunun idari aşamada kesinleşip kesinleşmediğinin belirlenmesi kapsamında; prim borcunun tahakkukuna ilişkin belgeler kurumdan getirtilmeli; yapılacak araştırma sonucu, dava konusu prim borcunun kesinleştiği sonucuna ulaşılırsa, prim borcuna yönelik değerlendirme yapılmalıdır....

              Mahkemece, davanın 7 günlük hak düşürücü sürede açılmadığından reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Kanunun “ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....

                Ödeme emrinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle isteğin reddine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen ve duruşmalı olarak incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.09.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davacı adına..... ile karşı taraf adına ......geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 6183 sayılı Yasanın 58. maddesi hükmüne göre; ödeme emrine karşı, böyle bir borcun bulunmadığı veya kısmen ödendiği veya zamanaşımına uğradığı nedenleriyle ödeme emrinin ilgiliye tebliğinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde, iptali için dava açılabilir....

                  UYAP Entegrasyonu