Davacı şirket tarafından, re'sen prim tahakkuku için gerekli maddi ve hukuki koşullar oluşmadığından prim tahakkukuna ilişkin kurum işleminin iptali, davalı Kuruma borcunun bulunmadığının tespiti, gecikme zammı ile birlikte 12.09.2009 tarihinde ödenmiş 109.070,22 TL'nin yasal faizi ile davalı Kurumdan tahsiline karar verilmesinin istenildiği anlaşılmaktadır. ./... -2- Davacı şirketin ".....ı" isimli iş yeri ile ilgili olarak davalı Kurumca yapılan inceleme sonucunda 148.005.38 TL. eksik işçilik bildirimi tespit edilerek 2005/9. ay için resen prim tahakkuku yoluna gidilmiş ise de; Mahkemece, davacı şirketin 4.728.06 TL. eksik işçilik bildirimi karşılığında davalı Kuruma 1.678,46 TL. ek prim ve 1.805,81 TL. gecikme zammı borcu bulunduğu kanaatiyle, "2005/9 dönemine ait 50.863,45 TL. ek prim borcu ve 54.722,50 TL gecikme zammı bakımından borçlu olmadığının tespitine, 50.863,45 TL....
Deniz Terminali inşaatı” işini ihale üstlenen davacı şirket hakkında yapılan fark işçilik incelemesi nedeniyle kurumca fark işçilik tutarı üzerinden tahakkuk ettirilen ve 2009/11. aya mal edilen prim ve gecikme zammı borcu nedeniyle eldeki davanın açıldığı, uyuşmazlığın ise, davacı şirketin iddiasında belirttiği gibi, davalı kurumca kabul edilen salt işçilikli ve malzemeli işçilik faturalarının tutarlarının daha fazla olduğu ve yapılacak fark işçilik hesabında dikkate alınıp alınmayacağı hususunda doğduğu anlaşılmakta olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş ise de, verilen kararın eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır....
Asgari işçilik uygulaması sonucu belirlenen fark prim ve gecikme zammından sorumlu olunmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkin davalarda, mahkemece davacının sorumlu olmadığı prim ve gecikme zammı miktarının ve davacıya ödenmesi gereken miktarın hükümde açıkça gösterilmesi gerekir. Somut olayda mahkemece davacıya istirdatı gereken prim ve gecikme zammının hükümde açıkça yazılmaması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tebliğ edilen prim ve gecikme cezası ve gecikme zammının ödenmemesi, taahhütname verilmemesi veya Kurumca işyerinin denetlenmesine gerek görülmesi durumunda Kurumca inceleme yapılacağı..." belirtildikten sonra 3. fıkrasında, 2. fıkrada belirtilen yöntemlerle Kuruma bildirilmediği belirlenen asgarî işçilik tutarı üzerinden Kurumca re’sen tahakkuk ettirilen sigorta primlerinin işverene tebliğ edileceği, işverenin, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde Kuruma itiraz edebileceği, itirazın takibi durduracağı, Kurumca itirazın reddi durumunda işverenin, kararın tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabileceği açıklanmış, diğer taraftan anılan Kanuna dayanılarak hazırlanıp 12.05.2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmakla yürürlüğe giren Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 110 – 113 (dâhil) maddelerinde de benzer düzenlemelere yer verilmiştir....
Maddesinde belirtilen prosedür uyarınca eksik işçilik bildiriminde bulunulduğu yönünde bildirim yapılıp yapılmadığı, eksik işçilik bildiriminde bulunulduğundan bahisle prim borcu tahakkuk ettirilip ettirilmediği, ettirilmiş ise prim borcunun tebliğine ilişkin belgeler ile itirazın reddine ilişkin kararın tebliğine ilişkin belgeler celbedilmeli, sonucuna göre karar verilmelidir. Eldeki davada; davacı, aleyhine Kurum tarafından eksik işçilik bildirimine dayalı olarak tahakkuk ettirilen ve ödenen ek prim ile gecikme zammının istirdadını istemiştir....
Sayılı dosyasına ilişkin; davanın reddine karar verilmiştir. ...Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 25.10.2010 gün ve 16.402.235 sayılı yazısına konu toplam 272.080,96 TL prim ve gecikme zammı tahakkukuna ilişkin Kurum işleminin iptaline yönelik ilk davada (2011/71 Esas); Kurum müfettişince hazırlanan 30.06.2010 gün ve ... sayılı asgari işçilik inceleme raporuna göre davacı şirketin incelemeye konu işyerinde 2006 yılında KDV hariç 4.821.966,22 TL gelir elde ettiği, eksik işçilik tutarının 244.644,84 TL olduğu, 2007 yılında 31.07.2007 tarihine kadar KDV hariç 3.327.876,98 TL gelir elde ettiği, eksik işçilik tutarının 159.135,47 TL olduğu, Kurum müfettişine beyanda bulunan yönetim kurulu başkan yardımcısının "dışardan herhangi bir faturalı iş yaptırmadıklarını" ifade ettiği, "ocaktan taş çıkarma, konkasöre taşıma, konkasörde kırma, yola nakli" işinin asgari işçilik oranının % 11 kabul edildiği, eksik işçiliğin 2006 yılının 12.ayına ve 2007 yılınan 7.ayına mal edildiği, Kurumca prim tutarı hesaplanırken...
Eldeki davada, davalı Kurumca, davacının aldığı ihaleli iş nedeniyle yapılan asgari işçilik değerlendirmesine dayalı olarak, çıkartılan fark işçilik ve prim borcu ve bu borç nedeniyle tanzim edilen ödeme emrinin iptalinin istenildiği, birleşen davada ise, davalı Kurumca yapılan asgari işçilik irdelemesi aşamalarında zamanında belge verilmemesi nedeniyle idari para cezası tahakkuk ettirildiği ve davacı hakkında ödeme emri tanzim edilerek gönderilmesi üzerine, idari para cezası konulu ödeme emirlerinin iptali istenilmiş olup, mahkemece verilen karar eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır....
Yukarıda yer alan açıklamalar ışığında somut olayda Kuruma bildirilmesi gereken eksik işçilik miktarının Kurum müfettişince doğru hesaplandığı anlaşılmakla davanın tümden reddi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı biçimde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Kabule göre de; a) Yukarıda sıra numaraları belirtilen (7) adet fatura toplamının 401.283,30 TL olmasına rağmen bilirkişi raporunda 371.991,43 TL olarak kabulü, b) Hükümde yazılı 10.476,99 TL nin eksik işçilik miktarı olmasına karşın hüküm fıkrasında prim asıl alacağı olarak nitelendirilmesi, bu miktar üzerinden % 34,50 prim oranına göre prim ve gecikme zammının (gecikme cezası dahil) hesaplanarak davacıya istirdatı gereken miktarın buna göre belirlenmesi gerekirken eksik işçilik ile prim kavramlarının karıştırılması sonucu istirdatı gereken alacağın hatalı hesaplanması da doğru görülmemiştir....
Uyuşmazlık davaya konu iş nedeniyle değerlendirmeye esas hak ediş tutarının belirlenmesi sırasında işin yürütümü için bildirilmesi gerekin asgari işçilik oranının ne olacağı, yalnızca malzeme ve yalnızca işçilik faturalarının toplam hak ediş tutarından indirilip indirilmeyeceği, giderek ihale konusu iş nedeniyle davacı şirketin Kuruma eksik işçilik bildirimi olup olmadığı varsa miktarının ne olduğunun tespitine ilişkindir. Somut olayda, hükme esas alınan müfettiş raporunda asgari işçilik oranının % 11 olduğu belirtilmiş ise de davacı bu oranın % 4 olduğunu iddia etmektedir. Kurumun asgari işçilik oranını belirleyen kararındaki saptamaların da hangi nedenlerle yerinde olduğu mahkemece açıklanmamıştır....
Kurumca asgari işçilik uygulamasının bir türü olan genel denetim sonucu belirlenen eksik işçilik tutarı üzerinden tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammının öncelikle işverene tebliği ve itiraz hakkını kullanması için Kanun'da öngörülen bir aylık sürenin beklenmesi, işverenin itirazı halinde ise Komisyon kararının verilmesi beklenilmelidir. Kanunda belirtilen biçimde prim ve gecikme zammı işverene tebliğ edilmeden ve işverenin itirazı hakkında Komisonca bir karar verilmeden önce Kurumun ödeme emri göndermesi mümkün değildir. Somut olayda, Kurumun prim ve gecikme zammına ilişkin ödeme emrini 3.11.2009 tarihinde davacıya tebliğ ettiği ve eldeki davanın 7 günlük itiraz süresi içinde açıldığı anlaşılmakta ise de genel denetim sonucu tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammının davacıya tebliğ edilip edilmediği ve edilmiş ise davacının süresinde itirazı olup olmadığının mahkemece araştırılmadığı anlaşılmaktadır....