HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/874 KARAR NO : 2022/1614 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KULU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/10/2019 NUMARASI : 2015/573ESAS-2019/650 KARAR DAVA KONUSU : İş (SSK'ca Belirlenen Eksik İşçilik Prim Tutarına İtiraza İlişkin) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gelmiş olmakla dosya incelendi, yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı T5 in 2014/5- 2015/4 dönemlerinde sigortasız çalıştığından bahisle kurumca resen tahakkuk ettirilern prim borcu ve gecikme zammına ilişkin işleminin iptalini talep etmiş, Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işyerinde yapılan fiili denetim sonucu düzenlenen kurum işleminin yerinde olduğundan davanın reddini talep etmiştir...
Tebliğ edilen prim ve gecikme cezası ve gecikme zammının ödenmemesi, taahhütname verilmemesi veya Kurumca işyerinin denetlenmesine gerek görülmesi durumunda Kurumca inceleme yapılır. Bu maddenin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen usullerle Kuruma bildirilmediği tespit edilen asgarî işçilik tutarı üzerinden Kurumca re’sen tahakkuk ettirilen sigorta primleri, 88 inci ve 89 uncu maddeler dikkate alınarak işverene tebliğ edilir. İşveren, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazın reddi halinde işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz....
Davalı vekili dilekçesinde özetle; dava konusu alacakların zaman aşımına uğradığını, işe iade davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, iş akdinin geçerli nedenle feshedildiğini, primlerin zamanında ödendiğini, prim alacağının bulunmadığını, prim ücretinin arizi bir uygulama olduğunu, sabit bir orandan bahsedilemeyeceğini, prim ödemelerinin işverenin takdiri ile yapıldığını, fazla çalışma alacağının bulunmadığını, davacının üst düzey amir konumunda bulunması nedeniyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceğini, prim usulu ile çalışması nedeniyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceğini, beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Öncelikle, aynı yasanın 80/6.maddesi hükmünde öngörülen, alacaklı Sigorta Müdürlüğü'nün bulunduğu yer İş Mahkemesinin yetkisine ilişkin kesin yetki kuralının uygulanabilmesinin yasal koşulu, uyuşmazlığın, Kurum alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin olarak 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğmuş bulunmasıdır. Davacı işverenin, eksik işçilik bildirimi nedenine dayalı olarak Kurumca resen tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammından dolayı Kuruma karşı herhangi bir borcu bulunmadığının tesbiti ve ilgili itiraz komisyonunun davacının bu konudaki itirazının reddine ilişkin kararının iptali istemiyle açılan iş bu davaya konu uyuşmazlığın, Kurum alacağının takip ve tahsilinde, 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından kaynaklanmamış bulunması karşısında, yetkili mahkemenin, 506 sayılı Yasa'nın 134. maddesinde bu konuda açıklık olmaması nedeniyle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yetkiye ilişkin genel hükümleri içeren 9. ve 17. maddeleri gözetilerek belirlenmesi gerekir....
Davacı işveren bu oran üzerinden ödemeyi ihtirazı kayıtla ödemiş ve ihale kapsamında yapılan işin tadilat işi olduğunu, buna göre asgari işçilik oranının belirlenmesi gerektiğini belirterek kurum işleminin iptali için dava açmıştır. 19.Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan ve indirim hükmü içeren 07.03.1995 tarihli 16-105 Ek sayılı ve 17.11.1995 tarihli 16-118 Ek sayılı Kurum genelgelerine göre, özel bina inşaatları ile ihale konusu işlere ait işyerlerinde; müfettiş incelemesi yapılması yerine ön inceleme ile “asgarî işçilik uygulaması” sonucu Kurumca belirlenen baraj esas alınmak suretiyle yeterli işçilik bildiriminde bulunduğu saptanan işverenlere ilişiksizlik belgesi verilerek işyeri dosyaları tasfiye edilmekte; yine, bu baraja göre eksik işçilik bildiriminde bulunulan işyerleri ise, sigorta müfettişi incelemesine tâbi tutularak re'sen prim tahakkuk ettirilmektedir....
Davacı vekili tarafından, işyerinde prim adı altında yapılan ödemenin SMAC olarak adlandırıldığını, iş sözleşmesinin 1 numaralı eki olan ve Appendix no: başlıklı belgede belirtildiğini, prim ödemesine ilişkin yüzdelik puan dilimi hesaplamalarının burada açıkça yazıldığını, 2016 yılı prim ödemesinin yapılmadığını, prim ödeneceğine ilişkin yazılı sözleşmenin bulunduğunu, prim hesabına ilişkin olarak davalıdan ticari defter ve kayıtlarının istendiğini, davalının ise bu kayıtları ibraz etmediğini, 2014- 2015 yıllarına ait prim ödemesine ilişkin belgelerin ibraz edildiği halde 2016 yılında zarar ettiğini beyan ettiğini, buna ilişkin bilgi ve belge ibraz edilmediğini, 2014 ve 2015 yılı için toplam 32.000,00 USD prim ödendiğini, yapılan prim ödemesinin her yıl için maaşının 3,5 katı oranında olduğunu, buna karşın prim alacağı talebinin reddinin hatalı olduğu şeklinde istinaf talebinde bulunulmuştur....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2018/2241 KARAR NO : 2019/734 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KAVAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/03/2018 NUMARASI : 2016/348 2018/149 DAVA KONUSU : İŞ(SSK'ca Belirlenen Eksik İşçilik Prim Oranına İtiraza İlişkin) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kurum bölgesi dahilinde çalışmasına rastlanılmadığını, kurum kayıtlarının tetkikinde davacıyla ilgili işe giriş bildirgesinin mevcut olmadığını, işe giriş bildirgesi olmadığından 506 sayılı yasanın 79/8 maddesinde yazılı 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden beyanla hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; "...İşlemden kaldırma tarihinden itibaren aradan üç aylık süre geçmesine rağmen davacının davasını yenilemediği anlaşılmakla davanın H.M.K.'...
Uyuşmazlık konusu, T3 İl Müdürlüğü nün 42919490 / 71 sayılı 30.05.2019 tarihli tahakkuk ettirilip itiraz edilen fark işçilik prim borcunun incelenmesine dair komisyon kararı ile davacı aleyhine belirlenen 30.658,69 TL fark işçilik tutarından borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır. Yargılama aşamasında yapılan iş ve fark işçilik primi kaynaklı hesap yönünden bilirkişi raporları alındığı anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinin hem açıklamalar kısmında hem istem sonucu kısmında : " ... dava konusu 30.658,69 TL tahakkuk edilen fark işçilik tutarından ..." şeklinde miktar gösterilerek açık talep içermekle, talep tespit hükmü olup eda içermemektedir. Mahkemece yazılı şekilde sınırlı bir değerlendirmede bulunması bu sebeple isabetli olmamıştır....
Faturalarda ... işçilik tutarlarının yapılan işin niteliğine ve süresine uygun olması, işyeri defter ve kayıtları ile desteklenmesi, gerçekten ödenmiş olması, iş hayatının genel kabullerine, yerel iş koşullarına uygun nitelik ve miktarda olması gerekir. Üçüncü kişilere yaptırılan işler nedeniyle düzenlenen salt işçilik içeren fatura ve gider belgelerine dayalı işçilik ödemeleri Kuruma bildirilmiş işçilikler (SPEK) gibi işlem görür ve asgari işçilik tutarından düşülür. Malzemeli işçilik faturası ise inşaat maliyetinden veya hakediş tutarından düşülerek değerlendirmeye esas inşaat maliyeti (DEİM) veya değerlendirmeye esas hakediş miktarı (DEHM) bulunur. Öte yandan aynı işe ilişkin işçilik bedeli ile malzeme bedeli ayrı ayrı faturalandırılmış olabilir. Malzeme ve işçilik bedelinin aynı işe ilişkin olduğu saptanır ise bu halde her iki fatura toplamı malzemeli işçilik faturası olarak dikkate alınır....
yapılan dönemlerde açılan kurslar ve bu kurs sürelerince çalışan kişilerin kayıtları Milli Eğitim Müdürlüğü’nden istenilerek hakkında eksik pirim yatırıldığı iddia edilen işçilerin hizmet cetvellerindeki bildirimleri de dikkate alınarak eksik işçilik bulunup bulunmadığı konusunda tüm bu deliler birlikte değerlendirerek eksik işçilik bildirimi varsa miktarının hiç bir tereddüte yer vermeyecek şekilde saptanabilmesi için hukukçu, sosyal güvenlik uzmanı ve hesap uzmanından oluşan bilirkişi heyetinden rapor almak ve davacının yukarıda yapılan açıklama kapsamında zamanaşımı iddalarının da değerlendirilerek sonuca gitmek gerekir ....