Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık, tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.Tazminatın saptanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, görebilirlik çağı, karşılık kusur oranları, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından hak sahiplerine bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarının, işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez....

    İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 02/12/2019 NUMARASI : 2017/354 E., 2019/470 K., DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku KARAR : GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ İDDİANIN ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket işçilerinden Fırat Yazar'ın 14/02/2014 tarihinde ölümüyle sonuçlanan olayın kazası olmadığını, davalı kurumun olayın kazası olduğuna ilişkin tespitinin yerinde olmadığını, Ankara 18. İş Mahkemesi 2014/284 E sayılı hak sahiplerince açılan tazminat istemli dosyada olayın kazası olmadığı yönündeki itirazlarının dikkate alınmayıp değerlendirilmediğini, ölüm olayının şüpheli olduğunu, işyerinde meydana gelen ölüm olayının mesai saatleri dışında vuku bulduğunu beyanla, olayın kazası olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; hak sahiplerince açılan tazminat istemli Ankara 18. İş Mahkemesi 2014/284 E sayılı dosyası ve kurumca açılan rücuen tazminat istemli Ankara 17....

    Maddesinin ikinci fıkrasında; “Bu madde kapsamındaki sigortalılık; 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi dâhil olmak üzere 4 üncü maddeye istinaden sigortalı olarak çalışmaya başlayanların çalışmaya başladıkları tarihten, sigortalılıklarını sona erdirme talebinde bulunanların talep tarihinden, prim borcu bulunanlardan talepte bulunanların primi ödenmiş son günden, gelir ya da aylık talebinde bulunanların aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden ve ölen sigortalının ölüm tarihinden itibaren sona erer.” şeklinde düzenlenmiş, 6111 sayılı Kanunun 51. Maddesi ile eklenen 5510 sayılı Kanuna ek 5. madde, 6111 sayılı Kanunun 215/ç maddesi uyarınca 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir....

      Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 2829 sayılı Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun Uygulama Esaslarıyla İlgili Yönetmeliğin 11. maddesinde, sigortalı veya hak sahipleri tarafından aylığa katılacak kurumlardan birine, bu kurumun mevzuatına göre tahsis için yapılan ve kurum kayıtlarına alınan başvurunun aylığı bağlayacak kurum mevzuatına göre geçerli sayılacağının hüküm altına alınmış olduğunu, bu itibarla tahsis talep dilekçesi alınan sigortalı veya hak sahiplerinin öncelikle sigortalılık statüsü ve en son çalışmasının bulunduğu ünite tespit edilecek ve bu ünitenin mevzuatına göre tahsis talebi değerlendirileceğinden dolayı 4759 sayılı kanunun 3. maddesine istinaden 53 yaş 9000 prim günü yada 4447 sayılı kanunun 6. maddesine istinaden 58 yaş sartını tamamlamadığı için sigortalının talebinin reddedilmiş olduğunu, bilirkişi raporunda da görüleceği üzere, 1479 sayılı Kanun'a göre emekli aylığı bağlanması şartları oluşmadığından davacının emeklilik talebinin müvekkili kurumca...

      İş Mahkemesinin 24.11.2017 tarihli hükmünün, birinci fıkrasının tamamen silinmesi ile yerine “Davacıya 01.10.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine ve bu tarihten sonra 01.11.2015 tarihine kadar ödenmesi gereken aylıkların, 01.01.2014 tarihi başlangıç kabul edilerek, aylığa hak kazanılan tarihlerden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 18.05.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava konusu bağımsız bölümün davalılar adına tesciline dayanak olan Türkoğlu Mahalli İskan Komisyonu'nun 24.08.1995 tarihli işleminin 13.12.2011 tarihli Mahalli İskan Komisyonu kararı ile iptal edildiği, hak sahipliğinin iptaline ilişkin anılan 13.12.2011 tarihli kararın iptali için ... 2. İdare Mahkemesi'ne dava açıldığı, davanın reddine ilişkin kararın Danıştay'ın 05.02.2014 tarih 2013/4278 Esas 2014/690 Karar sayılı kararı ile bozulduğu, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ... İdare Mahkemesi'nin 05.05.2015 tarih 2015/224 Esas 507 Karar sayılı kararı ile hak sahipliğinin iptaline ilişkin 13.12.2011 tarihli idari işlemin iptaline karar verildiği ve bu kararın 18.05.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu halde, hak sahipliğinin iptaline ilişkin idari işlemin iptal edildiği ve iptale ilişkin hükmün kesinleştiğinden bahisle eldeki davada verilen hükmün bozulması gerektiği anlaşıldığından onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

          Önceki bozma ilamında da açıklandığı üzere, 506 sayılı Kanunun 26. madde hükmü, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşullarını düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan ......

            ün hak sahibi kızı ... T.C....

              Dolayısıyla, işverenin ve üçüncü kişilerin kazasındaki kasıt veya kusurunun tespiti amacıyla; kazasının oluşumuna ilişkin maddi olguların eksiksiz biçimde saptanması, sorumluluğu gerektiren her koşulun, kendi özelliği çerçevesinde araştırılıp irdelenmesi, işveren ve diğer ilgililerin kusur oran ve aidiyetlerinin belirlenmesi gerekir. 1- Kusur oranları uyuşmazlık konusudur. Kusur raporlarının, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu (4857 sayılı İş Kanunu'nun mülga 77. maddesi) ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir....

              HUKUK DAİRESİ Dava, 6292 sayılı Yasa'nın 6/12.maddesi uyarınca hak sahipliğinin tespiti talebine ilişkin olmakla, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 11.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu