Nitekim 5510 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde yer alan ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine bağlanacak aylıkların, hak sahibi olma niteliğinin ölüm tarihinden sonra kazanılması hâlinde bu niteliğin kazanıldığı tarihi takip eden ay başından itibaren başlatılacağına ilişkin düzenleme ile de her zaman sigortalının ölümü ile hak sahipliğini kazanma tarihlerinin aynı olmayacağına vurgu yapılmıştır. 16. Gelinen bu noktada belirtilmelidir ki, ölüm sigortasından aylık bağlama koşulları değerlendirilirken hak sahipliği sıfatının kazanıldığı başka bir anlatımla hak sahipliği hakkının doğduğu tarihteki mevzuat hükümleri ile düzenlenen şartların dikkate alınması gerekmektedir. Hakkın doğması ise hak sahipliği sıfatına yönelik tüm şartların sağlanması olarak anlaşılmalıdır. 17....
Maluliyet yönünden kurumca sunulan belgelerin incelenmesinde sigortalının muhtelif hastanelerde tedavi gördüğü ve iş kazası nedeniyle kuruma 11/02/2015 tarihli müracaatla iş kazasından kaynaklı sürekli iş göremezlik aylığı tahsis talebinde bulunduğu, talebine göre kurumca sigortalının maluliyet oranının tespiti için Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinden Sağlık Kurulu kararı alındığı, bu rapora göre sigortalının E cetveline göre Meslekte Kazanma Gücü Kaybı oranının %14,2 olduğu tespiti yapıldığı, sigortalıya kurumca bu maluliyet oranı esas alınarak aylık bağlandığı ve bağlanan aylığa göre %14,2 oranı esas alınarak peşin sermaye değeri hesap edildiği anlaşılmıştır. Kusur yönünden sigortalının açtığı davada mahkememizin 2015/172 Esas sayılı dosyasında davalının %75, sigortalının %25 oranında kusurlu olduğuna dair rapora somut olaya, usul ve yasaya uyması neticesinde itibar edilmiştir....
Diğer taraftan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır....
Diğer taraftan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır....
Diğer taraftan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır....
Sürekli iş göremezlik gelirinin yarıya indirildiği durumlarda, peşin sermaye değerli gelirin, gelir başlangıç tarihi itibariyle %50 üzerinden belirlenmesi; bu oran üzerinden belirlenmiş olan peşin sermaye değerli gelire, gelir başlangıç tarihinden, gelirin yarıya düştüğü tarihe kadar ödenen gelirin %50 fark oranına karşılık miktarının ilavesi gerekecektir. Davaya konu somut olayda; iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı yanında, iş kazası nedeniyle gelir bağlandığının anlaşılmıştır. Yapılacak iş; Sigortalıya bağlanan gelirin; ilk peşin değerinin Kurumdan sorularak, yarıya indirme tarihine kadar olan fiili ödeme tutarının yarısı ilave edilerek, davalının tazmin ile sorumlu olduğu miktar belirlendikten sonra, hasıl olacak sonuca göre karar vermekten ibarettir....
(Muhalif) (Muhalif) -KARŞI OY- Davacı İdare, çekişmeli taşınmazın, göçebelerin iskanına ilişkin Mahalli İskan Komisyonu kararı uyarınca davalılar adına tescil edildiğini ancak daha sonra davalı aile temsilcisinin sigortalılık kaydının tespit edildiğini bunun üzerine Mahalli İskan Komisyonu kararı ile davalıların hak sahipliğinin iptal edildiğini ileri sürüp tapusunun iptali ile Hazine adına tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davalıların, 29.06.1998 tarih 14 sayılı.... kararı ile hak sahibi oldukları ve çekişmeli taşınmazın bu karar uyarınca davalılar adına tescil edildiği, ancak davalıların hak sahipliğinin 15.06.2011 günlü Mahalli İskan Komisyon kararı ile iptal edildiği, davalıların, hak sahipliğinin iptaline ilişkin komisyon kararının iptali isteğiyle Hatay İdare Mahkemesinde açtıkları 2011/1778 esas sayılı davanın retle sonuçlandığı sabittir....
Buna göre, ceza mahkemesince verilen beraat kararı T3 anlamında sigortalının prim ödemelerinin usulsüz olup olmadığı yönünden bağlayıcı olmadığından, ceza kararına dayanak delillerin, iş bu dosyada toplanan diğer deliller ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece yapılan araştırmada davacı adına yapılan tevkifatlar yüklendiğinde tahsis talep tarihi itibariyle prim borcunun bulunduğu ve aylığa hak kazanmadığı, Kurum işleminin yerinde olduğu, sahte işlemlerle davacı hesabına tevkifat ve prim yüklenmiş olduğundan davacının iyi niyetli kabul edilemeyeceği, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; zararlandırıcı olayın tarafından iş kazası olduğunun tespit edildiği, davacı sigortalının sürekli iş göremezlik derecesinin % 51 olduğu, hükme esas bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelmesinde davacı sigortalının % 20 oranında ortak kusurlu bulunduğunun belirtildiği, Mahkemece 2013 yılında yapılan emsal ücret araştırması sonucunda yazı cevabında net 900,00 TL ücret alabileceğinin belirtildiği, bilirkişi hesap raporunda emsal ücret esas alınarak asgari ücretin 2.14 katı üzerinden yapılan hesaplama sonucu 223.848,40 TL maddi zararın tespit edildiği anlaşılmaktadır. Kusurun aidiyet ve oranı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının veya hak sahiplerinin maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi No : Davacı, murisi ... ...'nun 01.06.1998-31.12.1999 tarihleri arasında ... sigortalısı olduğunun ve askerlik borçlanması yapabileceğinin tespiti ile borcu ödendiğinde aylığa hakkazandığına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....