Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, 5543 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile başvuran davalıların, Mahalli İskan Komisyonu’nun 26.09.1998 tarih ve 105 no’lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalı ...’nun ebeveyninin yanında topraklandırıldığı halde yeniden hak sahibi yapıldığının tespit edilmesi üzerine Mahalli İskan Komisyonu’nun 15.06.2011 tarih ve 12 no’lu kararı ile 26.09.1998 tarihli komisyon kararı ve hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... adına tescilini istemiştir. Davalılar, Mahalli İskan Komisyonu’nun 15.06.2011 tarih ve 12 no’lu iptal kararının iptaline ilişkin idari yargıda açılan davanın sürdüğünü, eldeki davada bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır....

    Aynı Yasa’nın kısmi aylıkları düzenleyen 9’uncu maddesi ise, ... güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle ... güvenlik kanunlarına göre kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanların, talep etmeleri halinde, aynı yasanın 4 üncü madde hükmüne göre tahakkuk ettirilen borçlarını tamamen ödemiş olmaları şartıyla kısmi aylıkların, borçlarını ödedikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren tam aylığa çevrileceğini; bu uygulamada borç miktarının tahakkukunda, sözleşme akdedilen ülkenin sigorta kurumlarınca gönderilmiş olan hizmet cetvelindeki, tam aylığa yeterli olan gün sayılarının nazara alınacağını; ancak, istek halinde hizmet cetvelindeki gün sayılarının tamamının borçlanmaya konu yapılabileceği öngörülmüştür. Söz konusu madde içiriğinde de belirtildiği üzere, madde kapsamında borçlanmaya konu yapılabilecek yurt dışı süreleri “akit ülkenin sigorta kurumunca gönderilmiş olan hizmet cetvelindeki gün sayıları” olarak tanımlanmıştır....

      Buna göre, ceza mahkemesince verilen beraat kararı T3 anlamında sigortalının prim ödemelerinin usulsüz olup olmadığı yönünden bağlayıcı olmadığından, ceza kararına dayanak delillerin, bu dosyada toplanan diğer deliller ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece yapılan araştırmada davacı adına yapılan tevkifatlar yüklendiğinde tahsis talep tarihi itibariyle prim borcunun bulunduğu ve aylığa hak kazanmadığı, Kurum işleminin yerinde olduğu, sahte işlemlerle davacı hesabına tevkifat ve prim yüklenmiş olduğundan davacının iyi niyetli kabul edilemeyeceği, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

      Yurda kesin dönüş koşulunun aylık bağlanırken Kurumca, yargılamada ise mahkemece re'sen araştırılması gerekir. 3201 sayılı Kanun'un 6.maddesi uyarınca yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tarafların beyanlarına bağlı kalınmaksızın, resmi kayıtlar doğrultusunda, resen araştırılarak, irdelenip saptanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, özellikle sosyal sigorta veya sosyal yardım ödeneğinin ikamet koşuluna bağlı olup olmadığı Kurumdan ve ihtiyaç duyulursa yabancı ülke sosyal güvenlik kuruluşundan sorulmalıdır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden ... Sigorta Kurumu tarafından düzenlenen 27.02.2014 tarihli yurt dışı hizmet belgesine göre; davacının 07.12.2013 tarihine kadar işsizlik ödeneği almakta olduğu görülmektedir. Yapılacak , davacının yaşlılık aylığına hak kazandığı tarih itibariyle kesin dönüş koşulunu yerine getirmediği ve aylığa hak kazanamadığı gözetilerek, ......

        Dava; 24.08.2009 tarihli kazada vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli aylıkların tahsili istemine ilişkin olup, Kurum tarafından hak sahibine, 1479 sayılı Kanunun 82. maddesi gereğince, 506 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca gerçekleşen kazası sonucu aylık bağlandığı belirtilmiş ise de, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun hükümleridir. 5510 sayılı Kanunun 13. maddesinde kazası, "a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b)(Değişik bend:17.04.2008-5754 S.K./8.mad) İşveren tarafından yürütülmekte olan nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu nedeniyle, c)Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d)(Değişik bend:17.04.2008-5754 S.K./8.mad) Bu Kanunun 4üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, mevzuatı gereğince...

          Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir....

            Ayrıca 5510 sayılı yasanın 21/son maddesinde "....Ayrıca kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde , bu kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için , kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine , Kurumca rücu edilmez" hükmü yer almaktadır. İnceleme konusu davada; 11.07.2011 tarihinde geçirdiği trafık- kazası sonucu vefat eden sigortalı ...'in hak sahiplerine ödenen gelirin tahsilinin talep edildiği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Somut dosyada kaza olayı,davalı ... Oto Gıda...Ltd.Şti.'de çalışmakta olan sigortalılar ... ve ... birlikte işverene ait tavuk çiftliğinden evrak almaya giderken, ... yönetimindeki aracın ...'nın sevk ve idaresindeki araçla çarpışması ve sigortalı ... ile sigortalı sürücü ......

              UYUŞMAZLIK: Dava, gerçek hak sahipliğinin tespiti ve davacı eylemlerinin davalıya ait marka hakkını ihlâl etmediğinin tespiti istemlerine yöneliktir....

                UYUŞMAZLIK: Dava, gerçek hak sahipliğinin tespiti ve davacı eylemlerinin davalıya ait marka hakkını ihlâl etmediğinin tespiti istemlerine yöneliktir....

                  Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2-5510 sayılı Yasanın 21/son hükmü “İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık; kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkûmiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için kurumuna veya ilgililere rücû edilmez. Ayrıca, kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücû edilmez.” şeklindedir....

                    UYAP Entegrasyonu