Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında mahkemece, müfettiş raporu ile tazminat dosyasında alınan kusur raporu arasında çelişki oluştuğu gözetilerek, öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının oluş şekli ve maddi olgu tereddütsüz belirlenmeli, kusur oran ve aidiyetleri; kazasının gerçekleştiği kolu ile güvenliği alanında uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan kusur raporu aldırılmak suretiyle maddi oluşa ve Kanuna uygun olarak belirlenmeli ve çelişki giderildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gereğinin gözetilmemesi isabetsiz bulunmuştur. B-506 sayılı Yasa'nın 92. maddesi, “Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır....

    Maddeye göre, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.” 21. maddede düzenlenen Kurum alacağının hukuki niteliği, kanundan doğan basit rücu alacağıdır....

      "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, kazası sonucu vefat eden sigortalı hak sahiplerine bağlanan gelirlerin 506 sayılı Yasanın 26. ve 10. maddesi uyarınca tazminine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 9, 10 ve 26. maddeleri olup, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Davacı Kurum, davada 506 sayılı Kanunun 10. maddesi uyarınca istemde bulunduğu halde, sigortalının işe giriş tarihi ve işe girişinin süresinde Kuruma bildirilip bildirilmediği yöntemince araştırılmamıştır....

        D A N I Ş T A Y ONBİRİNCİ DAİRE Esas No : 2000/8700 Karar No : 2003/1863 Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Bayındırlık ve İskan Bakanlığı - ANKARA Diğer Davalı : … Karşı Taraf (Davacı) : … İsteğin Özeti : Dava, davacının hak sahipliği başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. … İdare Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 7269 sayılı Kanunun 29. maddesinin 1. fıkrasında, ağır hasara uğrayan binalarda oturan ailelere hak sahibi olmak şartıyla bina yaptırılacağı veya kredi verileceği, Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde, müşterek mülk halindeki konutları ağır hasar görenlere hisseli olmak üzere konut yaptırılacağı veya kredi verileceği, 8. maddesinde de, müşterek mülk halindeki konutlarda birden fazla hissedar aile birlikte oturmakta ise, bu ailelerin ayrı ayrı hak sahibi sayılacağı hükümlerine yer verildiği, anılan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, hak sahibi olmak için oturma...

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verildi. Hükmün davalı tarafından temyizi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava, trafik kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve sigortalı için yapılan tedavi gideri nedeniyle oluşan Kurum zararından sigorta şirketi tararfından davadan önce yapılan ödeme tutarı düşüldükten sonra bakiye asıl alacak için 99.341,93 TL nin ve sigorta şirketinin ödeme tarihi olan 24.8.2010 tarihine kadar işlemiş faizi tutarı olan 3.568,35 TL'nin davalıdan tahsili istemine ilişkindir....

            "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle; ... sigortalılarına yapılan ... sigorta yardımları nedeniyle meydana gelen Kurum zararının rücu hakkının yasal dayanağı olan 1479 sayılı Kanunun 63. maddesine göre; “Üçüncü bir kimsenin suç sayılır hareketi ile bu Kanunda sayılan yardımların yapılmasını gerektiren bir halin doğmasında, Kurum, sigortalı veya hak sahiplerine gerekli bütün yardımları yapar....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, murisinin ... kapsamındaki hizmetlerinin geçerli olduğunun ve yurtdışı borçlanma hizmeti ile birlikte tahsis talep tarihinden itibaren ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespitine, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Asıl davada murisleri ...'nin davalı Kurumca iptal edilen sigortalı çalışmalarının gerçek olduğunun tespiti ile ölüm aylığı bağlanması, birleşen davada ise murislerinin 1971-1972-1973 tarihlerindeki çalışmarının geçerli olduğunun tespitine karar verilmesin istemine ilişkindir....

                Eldeki davada belirtilen hususlar ışığında, Mahkemece raporlar arasında çelişki giderilecek şekilde işverenin de kusuru irdelenerek kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınmalı, ancak dava dışı 3.kişilerle arasında teselsül sorumluluğunun olmayacağı gözönünde tutulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir. 2-Öte yandan, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 21. maddesine göre “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir....

                  İnş.Tuz.Gıda Ltd.Şti vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava, müşterek müteselsil sorumluluk esasına göre açılmış olup, teselsüle dayanan davalarda; Kurum, sigortalı, ya da, hak sahiplerine yaptığı sosyal sigorta yardımlarının tümünün tazminini, bütün sorumlulardan birlikte veya sorumluların her birinden, ayrı ayrı, yada, sadece, birinden istemek hakkına sahiptir. Tazmin sorumlularının her biri, vefatları halinde de mirasçıları, Kuruma karşı zararın tamamından müteselsilen, fakat birbirlerine karşı, kendi, yada, murislerinin kusurları oranında sorumludurlar. a)Eldeki dosyada, 24.9.2004 tarihinde meydana gelen kazası nedeniyle alınan bilirkişi raporu uyarınca, asıl işveren konumundaki davalı ...Ş. %20 ,diğer davalı ... İnşaat Nak.Turizm Gıda San.LTD.ŞTİ.'...

                    Benzer şekilde, işveren kendisi sigortalı çalıştırmaksızın işi bölerek, ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, sahibi (ihale makamı), asıl işveren olmayacağından, alt - asıl işveren ilişkisi de bulunmayacaktır. Burada önemli olan yön “devir” olgusudur. Devirden amaçlanan, yapılmakta olan işin, bölüm ve eklentilerinden tamamen bağımsız bir sonuç elde etmeye yönelik, işi alana bağımsız bir işveren kimliği kazandıracak bir işin devridir. Diğer yerlerinde sigortalı çalıştırması nedeniyle “işveren” sıfatına sahip olan kişi, devredilen dolayısıyla işverenlik sıfatına sahip olmadığı için asıl işveren olarak sorumlu tutulamayacaktır. Aynı şekilde, işi alan kişinin de işverenlik sıfatını, alınan işte ve o nedeniyle sigortalı çalıştırması sonucunda kazanmış olması aranacaktır. Alınan işte sigortalı çalıştırmayıp, tek başına işi yürüten kişi alt işveren olarak nitelendirilemeyecektir....

                      UYAP Entegrasyonu