Davalı Kuruma, anılan madde ile tanınan rücu hakkı Kanundan doğan bağımsız bir rücu hakkı vasfında olup, tazmin sorumlularının sigortalı ya da hak sahiplerine yapmış oldukları ödemelerin rücu alacağından düşülmemesi gerekmekte ise de; Sigorta Şirketlerinin 2918 Sayılı Kanun kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluğu nedeniyle poliçe limitini teşkil eden miktarın sigortalı ya da hak sahiplerine ödediğinin geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda; Sigorta Şirketlerinin mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından ödediği miktar kadar sorumlu tutulmaması, yargılama giderleriyle vekalet ücretinden sorumluluğun da, poliçe limiti kapsamındaki ödeme yükümlülüğüyle orantılı olarak belirlenmesi gerekir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirler ile yapılan harcama ve masrafların 506 sayılı Yasanın 26. maddesi gereğince tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne şeklinde karar verilmiştir....
Kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, tarafların kusur oran ve aidiyetleri işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilerden alınacak bilirkişi raporu uyarınca saptanmalıdır.Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığının ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının, 5510 sayılı Kanunun 21., 4857 sayılı Kanunun 77., İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek belirlenmesi gerekir. Şu halde yapılması gereken iş; iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında uzman bilirkişi kurulundan, yöntemince düzenlenmiş yeniden kusur raporu alınmalı ve varılacak sonuca göre karar verilmelidir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin 1. fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir davranışı sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği, 4. fıkrasında, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle gerçekleşmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edileceği belirtilmiştir....
İş ve ... Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, zorunlu mali mesuliyet sigortası uyarınca hak sahiplerine ödenen bakıcı giderinin 6111 sayılı Kanun uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumundan tahsili istemine ilişkindir. ... İş Mahkemesince uyuşmazlığın 5510 Sosyal Sigortalar Kanunundan değil Genel Sigorta Hukukundan kaynaklandığı ve davacının tacir olup, Türk Ticaret Kanununun 4. vd.maddeleri uyarınca uyuşmazlığın çözümü Asliye Ticaret Mahkemesinin görevi alanına girdiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir ... Asliye Ticaret Mahkemesince ise; sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan ve sigortalı ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasındaki davalara bakmakla görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir....
Tapu tahsis belgesinin kişisel hak sağlaması özelliğinden dolayı, hakkın alacağın temliki yoluyla bir başka kişi adına temliki olanaklıdır. Tapu tahsis belgesini temlik alan kişi de kısaca İmar Affı Kanunu olarak bilinen 2981 sayılı Kanunun 13/a maddesindeki koşulları taşıması halinde ve diğer koşulların varlığı durumunda buna dayanarak mülkiyetin verilmesini dava edebilir. Somut olaya gelince; Yukarıda sözü edildiği üzere dava; mülkiyet aktarımı istemiyle değil, hak sahipliğinin tespiti istemiyle açılmıştır. Kısaca dava, bir tespit davasıdır. Ne var ki, tespit davasının dinlenebilmesi için davacının dava konusu hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespitinde hukuki bir yararı bulunması gerekir. Esasen, eda davası açmak suretiyle elde edilecek hukuki menfaat talebinin içinde tespit hükmü de bulunduğundan davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı yoktur....
Kanunu'nun 6. maddesi uyarınca davalı adına tahsisen tescil edildiği, daha sonra davalı hakkında yapılan araştırma sonucu aynı mahalli .... ......u kararı ile hak sahipliğinin ve daha önce alınmış ...... kararının iptaline karar verildiği, 5543 sayılı .... ......u Uygulama Yönetmeliği'nin 18. madde 5. fıkrası uyarınca taşınmazı geri alma hakları bulunduğu iddiası ile açılan yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve ... adına tescil isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı ...... Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mülkiyet Hak Sahipliğinin Tespiti ve Zilyetlik Şerhinin Beyanlar Hanesine İşlenmesi K A R A R Dava dilekçesi ve mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; kullanım kadastrosuna yönelik tapu kaydının beyanlar hanesine zilyetlik şerhinin tescili istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, "Tarafların sıfatına ve talebin mahiyetine bakılmaksızın 2924 sayılı Kanun maddesi uyarınca 2/B alanlarında yapılan kullanım kadastrosundan veya kesinleşmiş 2/B alanları hakkında zilyetlik ve muhdesat şerhi verilmesi isteminden kaynaklanan davalar nedeniyle verilen.." hüküm ve kararlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 6111 sayılı kanunun 12. Maddesine göre emekliliğin gerçekleşmesi için 29/02/1992 tarihinden itibaren 6111 sayılı kanunun yayınlandığı 25/02/2011 tarihi ve sonrası tarihe kadar bağkur kaydının tescili ile emeklilik hak sahipliğinin tespitinin yapılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi....
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ:07.11.2016 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 2510 sayılı İskan Kanunu'nun 6. maddesi uyarınca davalı adına tahsisen tescil edilen, daha sonra davalı hakkında yapılan araştırma sonucu aynı mahalli iskan komisyonu kararı ile hak sahipliğinin ve daha önce alınmış komisyon kararının iptaline karar verildiği, 5543 sayılı İskan Komisyonu Uygulama Yönetmeliği'nin 18. madde 5. fıkrası uyarınca taşınmazı geri alma hakları bulunduğu iddiası ile açılan yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve ... adına tescil isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.)...