Kastı ya da sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı hareketi ile iş kazası veya meslek hastalığına neden olan işveren, sigortalı veya hak sahibine karşı tazminat ödeme yükümlülüğü altında bulunmaktadır. Madde metninden anlaşılacağı üzere, bu durumda sigortalı ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımlarında bulunan Kurumun yaptığı yardımları, işverenden rücuan isteme hakkı vardır. İşverenin borcunun sözleşmeden aykırılık kaynaklı olup, geçerli bir borç olduğu ve alacaklı konumundaki sigortalı veya hak sahibinin bu yardımlarla kısmen ya da tamamen tatmin edildiği açıktır. Burada sigortalı veya hak sahibine Kurumca bağlanan gelirler yönünden tazminat miktarı başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri olarak öngörülmüştür. Ancak açıkça söz konusu tutarın, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği tutarı aşamayacağı, bir başka deyişle kurumun rücu hakkının anılan tutara bağlı ve sınırlı olduğu düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, kamulaştırma bedeline ilişkin olarak hak sahipliğinin tesbiti istemine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 4.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 28.3.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle 5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde davanın yasal dayanağının 506 sayılı Yasanın 26....
Kurumca, sigortalıya iş kazası sonucu %12.30 oranında sürekli iş göremez halde bulunduğu gerekçesi ile gelir bağlandığı, eldeki davada yapılan itiraz üzerine, Yüksek Sağlık Kurulunun 16.10.2007 tarihli raporu ile iş kazası sonucu sigortalıda oluşan sürekli iş göremezlik oranının %12.3 olduğunun bildirildiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 09.06.2008 tarihli raporunda ise, sigortalıda iyileşme sonucu sürekli iş göremezliğin bulunmadığının belirtildiği, ...Üniversitesi Adli tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından alınan ve bir kişilik akademisyen bilirkişinin hazırladığı 06.05.20010 tarihli raporda ise, sigortalının %36,39 oranında sürekli iş göremez halde olduğunun bildirildiği, mahkemece, anılan rapor esas alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, Yüksek Sağlık Kurulu raporunda belirtilen sürekli iş göremezlik oranının Kurum yönünden bağlayıcı olduğu gözetilerek, 506 sayılı Yasanın 109.maddesinde öngörülen prosedür çerçevesinde, Adli Tıp Kurumu 3....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, 30.09.1999 tarihinde meydana gelen tarfik iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkindir. Mahkeme, ilamında belirtilen gerekçe ile, davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davacı kurum ve davalılardan .... ile ......
de mevcut olup şirkete müzekkere yazılması ile davacı müvekkiline ait hisse sayısının bilgisinin verildiğini, davacı müvekkilinin hisse senetlerinin zayi olduğunun ve hak sahipliğinin tespiti için iş bu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu, davacı müvekkilinin ... Holding A.Ş. hisse senetlerinin zayi olduğunun ve hak sahipliğinin tespitine karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir. Dava Kıymetli Evrak İptali (Zayi Nedeniyle) istemine ilişkindir. Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede, 6102 Sayılı TTK'nun 760. maddesi gereği, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde hisse senedini fiilen elinde bulunduranların ilk ilandan itibaren altı ay içinde mahkememize ibraz etmeleri aksi halde iptaline karar verileceği hususu üç kez ilan ettirilmiş ve ilk ilandan itibaren karar vermek için gerekli olan altı aylık sürenin geçmesi mahkememizce beklenmiş olup, herhangi bir kimsenin müracaatı ve ibrazı olmadığı anlaşılmıştır....
Sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporları ile ulaşılan sonuçlar, rücu davasında Kurumun taraf olmaması nedeniyle bağlayıcı nitelikte bulunmamakta, işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde güçlü delil olarak kabul edilebilmektedir. Dosya kapsamından, bu davada alınan kusur raporlarında davalılardan ...’un işveren olmadığı tespiti ile kusursuz kabul edilerek hakkındaki davanın reddine karar verildiği, ancak iş kazası nedeniyle sigortalı tarafından ... 2. İş Mahkemesinin 2004/275 Esas sayılı dosyasında ... İnşaat San. Tic. Paz. Ltd. Şti. aleyhine açılan “maddi ve manevi tazminat” talepli davada ...’un %25 oranında kusurlu bulunduğunun tespit edildiği, ayrıca tazminat dosyasından olay nedeni ile ... 9....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, Mahalli İskan Komisyonu’nun 22.12.1992 tarihli kararıyla 2510 sayılı Kanun uyarınca davalıların hak sahibi sayılmasına karar verilip 1464 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan Halil ve ailesi adına tahsisen tescil edildiğini, bilahare Mahalli İskan Komisyonu’nun 27.04.2012 tarih ve 345 sayılı kararı ile, başvuru veya hak sahipliği karar tarihinden önce davalıların mirasbırakanı Halil Gözel’in Bağ-Kur kaydının bulunması nedeniyle hak sahipliğinin iptaline karar verildiğini, davalıların hak sahipliğinin iptali kararının iptali istemiyle açtıkları davanın Hatay İdare Mahkemesinin 2015/434 Esas, 2015/665 sayılı kararı ile açılmamış sayılmasına karar verilip kesinleştiğini, kaydın hukuki dayanağının kalmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....
Davalılar vekili, mirasbırakan ....1989 yılında hak sahibi olup 1980 yılında ölümüyle dava konusu taşınmazın mirasçılarına 2000 yılında teslim edildiğini, davalı idarenin yapılan bir şikayet üzerine 14.04.2006 tarihli kararı ile hak sahipliğinin iptaline karar verdiğini, işlemin iptal gerekçesinin davalıya ölen eşinden başkaca bir taşınmaz kalması nedenine dayandırıldığını, ...... hak sahipliği için 1976 yılında başvurmasına rağmen taşınmazın ölümünden çok sonra 2000 yılında teslim edildiğini, başvuru tarihinden taşınmazın teslim tarihine kadar geçen bu 24 yıllık süre içerisinde koşulların değişmesinin hak sahipliğini etkilemeyeceğini, aile temsilcisi ...bu süre zarfında birikimiyle Kahramanmaraş’tan gecekondu bölgesinden aldığı arsaya, mirasçılarının gecekondu yaptıklarını, idarenin kıymetsiz taşınmazı gerekçe göstererek 24 yıl sonra tahsis edilen taşınmazı geri almasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, idare mahkemesinde açılan davanın retle sonuçlanıp kesinleştiğini ancak aynı hususta...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Davacı ..., sahte oda kaydı nedeniyle aylığın iptaline ilişkin Kurum işleminin geçersizliğini, yaşlılık aylığının yeniden bağlanmasını istemiş; davacı ...'in yargılama sırasında vefatı üzerine davaya taraf olan mirasçılar ise; murislerinin yaşlılık aylığının iptaline dair Kurum işleminin iptalini, murislerinin ölüm tarihine kadarki hakedilen ve ödenmeyen yaşlılık aylıklarının ödenmesini ve hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanmasını istemişlerdir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı uyarınca davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....