"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KAYIT DÜZELTİM İSTEMLİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, dava konusu 107 ada 5, 101 ada 849 ve 169 ada 7 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanı ...'na ait olduğunu ancak tapu kayıtlarında murislerinin soyisminin... olarak yazıldığını ileri sürerek tapu kaydının nüfus kaydına uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının babası ...'in soyadının ... olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir....
Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücu edilmez" düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda; davacının kaza esnasında işyerine ait araçla Tuzköy havalimanı istikametinden ...'e seyir halinde olduklarını beyan ettiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafça kazanın iş kazası olup olmadığının ve ... Başkanlığı tarafından davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması talep edilmiş ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından gerekli araştırma yapılmadan itirazı reddedilmiştir....
Sigortası Kanun 21. ve 76. maddeleridir. 5510 sayılı Kanunun “İş Kazası ve Meslek Hastalığı ile Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Anılan madde ile tazmin sorumlularının Kurum karşısındaki sorumluluğu bir tavanla sınırlandırılmış olup, bu sorumluluk “...sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı…” bulunmaktadır....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ilk defa 2008/Ekim ay başından sonraki süreler için ölüm gelir/aylığı bağlanacak olan hak sahiplerine ilişkin şartların tespitinde Kanun'un 34. maddesinin esas alınacağını, aylığın kesilmesi ile yeniden başlatılmasında da Kanun'un 35. madde hükümleri uygulanacağını, ancak, ölüm gelir aylıklarının hesaplanması ve hak sahiplerine paylaştırılmasında ölüm tarihindeki mevzuatın esas alınacağını, davacının 30.11.2018 tarihinde ölüm aylığı talebinde bulunduğunu, hak sahipliğinin en erken eşinin vefat ettiği tarih olan 09.01.2013 tarihinde başladığı, daha önce evli olduğu için babasından aylık alma hakkı olmadığını, Yönetmelik'te açıkça hak sahipliğine ilişkin koşulların tespitinde hak sahibi olma niteliğinin kazanıldığı tarihteki kanun hükümlerinin uygulanacağının belirtildiğini, davacının hak sahipliğinin eşinin vefat ettiği tarih olan 09.01.2013 tarihinde başladığını, hak sahipliği niteliğini sağladığı bu tarihte geçerli olan yasanın 5510 Sayılı...
Kabule göre de; teselsüle dayanan davalarda; Kurum, sigortalı ya da hak sahiplerine yaptığı sosyal sigorta yardımlarının tümünün tazminini, bütün sorumlulardan birlikte veya sorumluların her birinden ayrı ayrı ya da sadece birinden istemek hakkına sahip olup, tazmin sorumlularının her biri, vefatları halinde de mirasçıları, Kuruma karşı zararın tamamından müteselsilen, fakat birbirlerine karşı kendi ya da murislerinin kusurları oranında sorumlu olmaları karşısında kurum zararı, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili gerektiğinin gözetilmemesi, isabetsizdir. O halde, davacı Kurum ve davalılardan ... avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan ...'a iadesine, 12.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
duymasının nedeninin araştırılması gerektiğini, davacıların şimdi dava açmalarının MK 2. maddesi anlamında hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, ...ibaresinin müvekkili tarafından kullanılmaması için müvekkilinin uyarıldığı iddiasının doğru olmadığını, davacı taraf ile yapılan görüşmelerin hiç birisinde müvekkilinin ...ismini kullanmaktan vazgeçeceğini belirtmediğini, ...markası üzerinde her iki tarafın da hak sahipliğinin bulunduğunu, bu markanın her iki tarafça 30 senedir, nizasız ve fasılasız kullanıldığını, müvekkilinin hak sahibi olduğu bir markayı kullanmasının ne marka hakkına tecavüz ne de haksız rekabet oluşturmayacağının, kaldı ki faaliyet alanlarının farklı olduğunu, müvekkilinin ...markasını sadece 24. emtia sınıfında kullandığını ve kumaş ticareti yaptığını, oysa davacıların tekstil ve konfeksiyon alanlarında çalıştıklarını müşteri portföylerinin farklı olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir....
Kastı ya da sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı hareketi ile iş kazası veya meslek hastalığına neden olan işveren, sigortalı veya hak sahibine karşı tazminat ödeme yükümlülüğü altında bulunmaktadır. Madde metninden anlaşılacağı üzere, bu durumda sigortalı ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımlarında bulunan Kurumun yaptığı yardımları, işverenden rücuan isteme hakkı vardır. İşverenin borcunun sözleşmeden aykırılık kaynaklı olup, geçerli bir ...... olduğu ve alacaklı konumundaki sigortalı veya hak sahibinin bu yardımlarla kısmen ya da tamamen tatmin edildiği açıktır. Burada sigortalı veya hak sahibine Kurumca bağlanan gelirler yönünden tazminat miktarı başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri olarak öngörülmüştür. Ancak açıkça söz konusu tutarın, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği tutarı aşamayacağı, bir başka deyişle kurumun rücu hakkının anılan tutara bağlı ve sınırlı olduğu düzenlenmiştir....
Ne var ki, sigorta şirketi tarafından poliçeye dayalı olarak, sigortalı, ya da hak sahiplerine yapılan ödemenin; kurumun rücu hakkının sigortalı, ya da hak sahiplerine tanınan haktan bağımsız olarak kullanılması, başka bir anlatımla, halefiyet ilkesine dayanmaması nedeniyle, 506 sayılı Kanunun 26. maddesi kapsamındaki diğer tazmin sorumlularının tavan sınırlamasına tabi olmayan sadece sigortalı ya da hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk peşin değeri ve buna uygulanan kusur payı ile sınırlı bulunan sorumluluklarında rücu alacağından düşülemeyeceği de unutulmamalıdır. Yukarıda açıklanan hukuki ilkeler gözetildiğinde; Mahkemece; davalı ......
Dosyada mevcut bulunan davalı işveren adına tescilli 175017.20 sicil nolu işyerince düzenlenmiş 1997 yılı 1. dönemine ait dört aylık sigorta primleri bordrosunda.. adına bildirilmiş 85 günlük, aynı işyerince düzenlenmiş 1997 yılı 2. dönemine ait dört aylık sigorta primleri bordrosunda da yine ... adına bildirilmiş 90 günlük çalışmaya ilişkin sicilsiz aktarımların bulunduğu anlaşılmakla, bahse konu çalışmaların davacıya aidiyeti hususu incelenip açıklığa kavuşturulmalı, şayet davacıya ait olduğu sonucuna varılırsa, davalı işyerince davacı adına düzenlenerek yasal hak düşürücü süre içerisinde ...na verilmiş sigortalı işe giriş bildirgesinin bulunup bulunmadığı veya çalışmaların Kurumca tespit edilip edilmediği de araştırıldıktan sonra hak düşürücü süre irdelenmeli, davacının çalışmasının süresinin ve niteliğinin belirlenmesi için, tarafların gösterdiği tanıklarla yetinilmeyip, re'sen araştırma yapılarak, uyuşmazlık konusu tarihleri içerir dönemsel sigorta primleri bordrolarında kayden çalışması...
Davacılar ..., ... ve ..., çekişmeli taşınmazların kamulaştırılarak ... adına tescil edildiğini ve bedellerinin ileride çıkacak hak sahiplerine ödenmek üzere bankaya bloke edildiğini ve halen kendilerine ödenmediğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazlarda malik olarak hak sahibi olduklarının tespitine karar verilmesi istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmışlardır. Mahkemece, önceki tarihli Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsiz olduğuna ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, ... ada ... , ... , ... ve ... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma öncesinde ... adına tapuya kayıt ve tesciline, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma öncesinde taşınmazın tamamı 2 pay kabul edilmek suretiyle hissesinin malik ve hak sahipliğinin ...'a, diğer 1 hissesinin malik ve hak sahipliğinin ...'a ve ... ada ... , ... ve ... parsel sayılı taşınmazların ise tamamı 2 pay kabul edilmek suretiyle 1 hissesinin malik ve hak sahipliğinin ...'...