Ne var ki, Sigorta Şirketi tarafından poliçeye dayalı olarak sigortalı ya da hak sahiplerine yapılan ödemenin; kurumun rücu hakkının sigortalı ya da hak sahiplerine tanınan haktan bağımsız olarak kullanılması, başka bir anlatımla halefiyet ilkesine dayanmaması nedeniyle, 506 sayılı Kanunun 26. maddesi kapsamındaki diğer tazmin sorumlularının tavan sınırlamasına tabi olmayan sadece sigortalı ya da hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk peşin değeri ve buna uygulanan kusur payı ile sınırlı bulunan sorumluluklarında rücu alacağından düşülemeyeceği de unutulmamalıdır. Davalı ... A.Ş. tarafından zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi kapsamında, hak sahibince açılan ... 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl davada 10 parsel üzerinde 4706 sayılı Yasa gereği hak sahibi olduğu iddiası ile açılan tapu iptali ve tescil, birleşen davada ise 4706 sayılı Yasa gereği hak sahipliğinin tespiti isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.)...
Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, 194 ada 1 parselde 2 numaralı konutun hak sahibi davalının hak sahipliğinin, inceleme komisyonunun 17.04.2007 tarihli kararı ile 7269 sayılı Afet Kanununun 29. Maddesi gereği iptal edildiği iddiası ile açılan davacı Hazine adına tescil isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.)...
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Yapılan yargılama sonunda, Kurum zararı ve sorumlularına dair mahkeme kabulü isabetli ise de; Birleşen dava ile dava, müşterek müteselsil sorumluluk esasına göre sürdürülmüş olup, teselsüle dayanan davalarda; Kurum, sigortalı ya da hak sahiplerine yaptığı sosyal sigorta yardımlarının tümünün tazminini, bütün sorumlulardan birlikte veya sorumluların her birinden ayrı ayrı ya da sadece birinden istemek hakkına sahiptir....
Hükmün, davacı ekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava, müşterek müteselsil sorumluluk esasına göre açılmış olup, teselsüle dayanan davalarda; Kurum, sigortalı, ya da, hak sahiplerine yaptığı sosyal sigorta yardımlarının tümünün tazminini, bütün sorumlulardan birlikte veya sorumluların her birinden, ayrı ayrı, yada, sadece, birinden istemek hakkına sahiptir. Tazmin sorumlularının her biri, vefatları halinde de mirasçıları, Kuruma karşı zararın tamamından müteselsilen, fakat birbirlerine karşı, kendi, yada, murislerinin kusurları oranında sorumludurlar....
Diğer taraftan, davacı kurum alacağının belirlenmesi bakımından mahkemece 5510 Sayılı Yasanın 96’ncı maddesinin “b” fıkrası kapsamında murisin ve davacının sorumlu olması gerektiğine dair yaklaşım isabetli olup, 14.12.2009 tarihli kurum işlemine göre 14.12.2004-14.12.2009 tarihleri arasındaki ödemeler bakımından 9137 gün üzerinden bağlanmış olup da murise ödenen aylıklar ile 8020 gün üzerinden davacı murisinin hak ettiği aylıklar Kurumdan sorularak, her iki aylık arasındaki farkın yersiz ödeme sayılması ile yasa kapsamında faizi ile birlikte belirlenmesi gerekli olup, bu belirleme yapılırken, davacının da 01.01.2010 tarihinden itibaren eşi üzerinden hak ettiği ölüm aylığı nedeniyle birikmiş aylık tutarının kurumdan sorulması ile kurum alacağından mahsubunun yapılması gerekeceği dikkate alınmalı ve sonucuna göre denetlenebilir şekilde bir hesap raporu aldırılmak suretiyle kurum alacağının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi usul...
Esas sayılı dava dosyası UYAP üzerinden celp edilerek incelendiğinde; davacısının iş bu davanın davacısı, davalılarının iş bu davanın davalıları olduğu, davanın konusunun; davacıya ait ... sayılı marka başvurusunun ... tarafından itiraz üzerine reddedilmesine yönelik açılan ... sayılı ... kararının iptali istemi ilişkin olduğu, ... Mahkemesi'nde açılan davanın iş bu dava tarihinden önceki tarihli olduğu müşahede edilmiştir. Mahkememizde görülmekte olan ... Kararının İptali-Markanın Hükümsüzlüğü istemli davada, itiraza/hükümsüzlüğe mesnet gösterilen ... sayılı marka başvurusuna ilişkin olarak, bu başvurunun akıbetine yönelik .... Mahkemesi nezdinde açılan .... Esas sayılı dava dosyasının sonucunun iş bu davanın sonucunu doğrudan etkileyeceği, zira; ......
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL (YOLSUZ TESCİL) Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile başvuran davalıların, Mahalli İskan Komisyonu'nun 09.08.2002 tarih ve 135 no'lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu 2617 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalıların hak sahibi olarak belirlendikleri tarihten önce Devlet eliyle verilip topraklandırıldıklarının tespiti üzerine Mahalli İskan Komisyonu'nun 14.12.2011 tarih ve 153 no'lu kararı ile hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir....
nun 1978 yılında vefat eden babası Rüştü'ye ait 212 ada 22 parsel sayılı taşınmazdaki binanın yıkılması nedeni ile müracaatta bulunduğunu, talep taahhütnamesinin ekine 1975 tarihli tapu belgesini eklediğini, 2001 yılında çekilen kura sonucu adına isabet eden evi teslim aldığını, ancak muris Kemal'in babasından kendisine intikal eden hissesini 04.07.1994 tarihinde diğer hissedar Mustafa Durdu'ya sattığını, geçersiz eski tapu ile müvekkil idareyi yanıltmak sureti ile kendisini hak sahibi imiş gibi göstererek kalıcı konuta hak sahibi olduğunu ve konutu teslim aldığını, ölü Kemal'in geçersiz tapu ile hak sahibi olduğunun tespit edilmesi üzerine 04/10/2007 tarihinde mahalli inceleme komisyonu kararı ile 7269 sayılı yasanın 29. Maddesi uyarınca hak sahipliğinin iptal edildiğini, konutu boşaltması yönünde tebligat da yapıldığını, konutun teslim edilmemesi üzerine aleyhine tapu iptal tescil davası açıldığını, ancak bu davanın açılmasından önce K.....
Davalı-karşı davacı vekili, dava konusu buluşu müvekkilinin davacı işveren yanında çalışmaya başlamadan önce tasarladığını ve hayata geçirdiğini, tamamen kendi çalışması sonucu gerçekleştirdiği buluş üzerinde davacının hak sahibi olmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin patentten doğan diğer hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla dava konusu patent üzerindeki davacı-karşı davalının payının ve hak sahipliğinin müvekkiline devredilmesini, bu talepleri kabul edilmediği taktirde, davacının patentteki hak sahipliğinin hükümsüzlüğü ile buluş sahibinin müvekkili olduğunun ve patent başvurusu yapma, patent alma hakkının ve tamamı ile patentin müvekkiline ait olduğunun tespitini talep ve dava etmiş, asıl davanın ise reddini istemiştir. Mahkemece asıl davanın kabulüne,karşı davanın ise reddine dair verilen karar davalı-karşı davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır. Davalı/karşı davacı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur....