Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; ... ilçesi Mahalli İskan Komisyonu’nun 29.06.1998 tarih ve 1998/14 sayılı kararıyla 2510/1306 sayılı Yasalar uyarınca davalı ...’nun hak sahibi sayılmasına karar verildiği ve buna dayalı olarak çekişme konusu 447 parsel sayılı taşınmazın adı geçen davalı ile aile bireyleri olan diğer davalılar adlarına 26.10.2007 tarihinde ve 2510 sayılı Yasa gereğince tahsisen tescil edildiği, bilahare Mahalli İskan Komisyonu’nun 15.06.2011 tarih ve 2011/34 sayılı kararıyla, 5543 sayılı İskan Kanunun 21/2. maddesine aykırılık nedeniyle, hak sahipliğinin ve daha önce alınmış 29.06.1998 tarih ve 1998/14 nolu kararın iptaline karar verildiği,davalıların, hak sahipliğinin iptaline ilişkin komisyon kararının iptali isteğiyle ... İdare Mahkemesinde açtıkları 2011/1778 esas sayılı davanın retle sonuçlandığı anlaşılmaktadır....

    "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, çift ölüm aylığı, hak sahipliğinin tespiti ile ölüm aylığı tahsisi istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 25.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      anlaşılmakla, bu dosyalar ve varsa krokileri getirtirilerek taşınmazın kesin yerinin belirlenmesi ve kesin hüküm koşulları değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi'' gereğine değinilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 1999 yılında Düzce İlinde meydana gelen deprem sonrasında 1 parsel sayılı taşınmazda yer alan 2 numaraları bağımsız bölümün davalı adına tahsis ve tescil edildiğini, ancak daha sonra usulsüz olduğu gerekçesiyle davalının hak sahipliğinin komisyonca iptal edildiğini ve kararın onaylandığını, bu işleme karşı davalı tarafından açılan davanın idari yargı yerinde reddedildiğini ve kaydın dayanaksız kaldığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, hak sahipliğinin iptali kararının yerinde olmadığını, idari yargı yerindeki davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, hak sahipliği kararının iptaline karşı açılan davanın reddedilerek kesinleştiği ve böylece davalı adına oluşan kaydın hukuksal dayanağının ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, 7269 sayılı Yasa gereğince 1618 ada 1 parseldeki 20 numaralı bağımsız bölümün miras bırakanları ... adına tahsisen tescil edildiğini, ancak anılan Yasa’nın geçici 23. maddesi gereğince hak sahibi ...’in üst üste üç taksidi ödemediği gerekçesiyle miras bırakanlarının hak sahipliğinin düşürülerek taşınmazın yeniden davalı Hazine adına tescil edildiğini, davalı Hazine’nin de söz konusu taşınmazı davalı belediyeye devrettiğini, oysa ... tarafından taksitlerin düzenli olarak ödendiğini, nitekim ... İl İdare Kurulu’nun 04.06.2014 tarih ve 2014/12 sayılı kararı ile sehven düşürüldüğü anlaşılan hak sahipliğinin miras bırakanlarına iadesine karar verildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı Hazine, davanın görev yönünden reddini savunmuştur. Davalı belediye, davanın reddini savunmuştur....

            Sayılı dosyasında açılan, 29.02.2008 tarih ve 121 no.lu kararın iptali istekli davanın kabulüne karar verilerek hak sahipliğinin iptaline yönelik Mahalli İskan Komisyonu kararının iptaline karar verildiği, temyiz sürecinin de tamamlanmasından sonra kararın 28.03.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, İdare Mahkemesinden verilerek kesinleşen kararın eldeki davayı etkileyeceği kuşkusuzdur. Hâl böyle olunca,... İdare Mahkemesinin 2014/367 esas 2014/1079 karar sayılı dava dosyasındaki davalıların hak sahipliğinin iptaline ilişkin 29.02.2008 tarih ve ... Mahalli İskan Komisyonu Kararının iptaline karar verilmesi ve idari işlemin halen ayakta olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalıların, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir....

              Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun'un 21. maddesinin 1. fıkrasında; " kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir....

                Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmede, sözleşmenin ifası sırasında ortaya çıkan fikri ve sınai haklarla ilgili açık bir hüküm bulunmadığı, ortaya çıkan buluşun davalı tarafından geliştirildiği, dava konusu patent üzerindeki hak sahipliğinin teknik çözümü geliştiren davalı tarafa ait olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir....

                  Mahkemece, davanın kabulü ile ödenmeyen taksitler toplamı olan 14.060,25 TL paranın davalı bankanın uhdesinde kalmasına, ödenegelen toplam 38.471,58 TL'nin miras paylarına göre davacılara/varislere ödenmesine, muris ... vefatı tarihinde kredi borcundan dolayı davacıların borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacılar, murislerinin davalı bankadan kullandığı tüketici kredisi sözleşmesi nedeniyle bankanın sözleşme süresince sigorta yaptırma yükümlülüğü olduğunu, ancak bankanın bu yükümlülüğünü yerine getirmeyerek kusurlu davrandığını iddia ederek murislerinin vefaat tarihi itibariyle davalı bankaya borçlu olmadığına ilişkin eldeki davayı açmıştır....

                    Geçmiş hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesi için çalı-şanın, "zaman" ve "bağımlılık" unsurlarını gerçekleştirecek biçimde işverenin işyerinde çalışması koşuldur. Öte yandan, 506 sayılı Yasa'nın 2. maddesine göre, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından ça-lıştırılanlar sigortalı sayılır. Anılan Kanun'un 6. maddesinde; çalıştırılanlar işe alınmalarıyla kendiliğinden "sigortalı" olurlar. Sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümleri sigortalının işe alındığı tarihte başlar. Bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılmaz ve vazgeçilemez hükmü öngörülmüştür. Şu duruma göre, bir kimse hizmet akdine dayanarak ça-lışmaya başlaması ile kendiliğinden sigortalı olur. Başka bir anlatımla, sigortalı olmak için 506 sayılı Yasa'da, 1475 sayılı Yasa'nın 9. maddesine koşut hizmet akdinin yazılı olarak yapılması yönünden benzer bir hüküm mevcut değildir....

                      UYAP Entegrasyonu