İSTİNAF YOLUNA BAŞVURAN ve İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete kayyum atandığını, kayyum atanan şirketlerin TMSF'ye devredildiğinden müvekkili şirketin harçtan muaf olduğunu, iş yerinde yeniden yapılandırma yapıldığından davacının iş akdinin yazılı olarak geçerli nedenle feshedildiğini, mahkemece delillerinin değerlendirilmeksizin ve gerekçe gösterilmeksizin hüküm tesis edildiğini, bu sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava işe iade istemine ilişkindir. Taraflar arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi olduğu, davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayan işveren vekili konumunun bulunmadığı, davalı şirkette çalışan davacı işçinin kıdeminin 6 aydan fazla olduğu anlaşılmıştır....
Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 2821 sayılı Kanun’un 61/1. maddesine göre “İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya göndermeye mecburdur. Bu aidat dışında sendikaya ödenmek üzere bir kesintinin yapılması toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırılamaz.”...
Somut uyuşmazlıkta, davacı taraf, davalı işyerinde çalışırken kendisinin sendika üyeliği nedeni ile işverence iş sözleşmesinin fesh edildiğini iddia etmiş, davalı ise feshin sendikaya üye olduğu gerekçesi ile değil işyerinde iş azalması sebebiyle yönetim kurulu kararı gereğince yapıldığını savunmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre işverence savunulan fesih nedeni ispatlanamamıştır....
için açılan davada davalı sıfatının bulunmadığından davacıların bu davalı aleyhine açılan kayyum tayini davasının davalı sıfat yokluğundan reddi gerektiği, davacıların davalı T6 aleyhine açtığı şirkete kayyım tayin edilmesi talebi yönünden ise şirketin tek müdüre sahip olması gözetilerek ancak şirket müdürünün yönetim hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılması talep edilmesi ve kaldırılması halinde ancak o zaman dava dışı şirkete mahkemece kayyım atanmasının gerekeceği, dosya kapsamında şirket müdürünün azlinin talep edilmediği, şirket müdürünün azline yönelik verilen bir karara da dayanılmadığından dava dışı şirketin organsız kalmadığı, bu nedenle kayyım tayin edilmesi talebi yönünden hukuki yarar bulunmadığından davacıların davalı T6 yönünden davasının müdür azil talebi bulunmadan kayyum atanması için dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı yasanın 114/h maddesi yollamasıyla 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır...
ın ise müdürlük yetkisinin olmadığından kayyum atanması için açılan davada davalı sıfatının bulunmadığından davacıların bu davalı aleyhine açılan kayyum tayini davasının davalı sıfat yokluğundan reddi gerektiği, davacıların davalı ... aleyhine açtığı şirkete kayyım tayin edilmesi talebi yönünden ise şirketin tek müdüre sahip olması gözetilerek ancak şirket müdürünün yönetim hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılması talep edilmesi ve kaldırılması halinde ancak o zaman dava dışı şirkete mahkemece kayyım atanmasının gerekeceği, dosya kapsamında şirket müdürünün azlinin talep edilmediği, şirket müdürünün azline yönelik verilen bir karara da dayanılmadığından dava dışı şirketin organsız kalmadığı, bu nedenle kayyım tayin edilmesi talebi yönünden hukuki yarar bulunmadığından davacıların davalı ... yönünden davasının müdür azil talebi bulunmadan kayyum atanması için dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı yasanın 114/h maddesi yollamasıyla 115/2 maddesi...
Gerekçe: Mülga 2821 sayılı Kanun'un 61. maddesinin birinci fıkrasına göre ise “İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya göndermeye mecburdur.”...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/372 Esas KARAR NO : 2021/963 DAVA : Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli) DAVA TARİHİ : 14/06/2021 KARAR TARİHİ : 22/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, TALEP VE DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ...--------- %85 payına sahip hissedarı olduğunu, ---- tarihli vefatı nedeniyle ----- kurul toplantısı yapılamadığını, -----vefatı nedeniyle halihazırda şirketin yönetim kurulu olmadığını, bu nedenle, şirketin genel kurulunu toplantıya çağıramadığını, ayrıca ---- yetkili olan----- nedeniyle şirketin temsil de edilemediğini, şirketin %85 hissesine sahip olan müvekkile genel kurulu toplantıya çağırma izni verilmesini talep ettiklerini, bu nedenlerle davanın kabul edilerek TTK m. 410/2 gereği, ---- verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkememiz dosyasında dinlenen davacı tanıkları beyanlarında; Davacının sendikaya üye olduğu aynı gün işten çıkarıldığını, iş yerinde sendika üyesi olduğu herkesin hemen işten çıkarılmakta olduklarını, sendika üyesi olduğu halde iş yerinde çalışmaya devam eden kimse bulunmadığını, iş yerinde sendikaya üye olmamaları yönünde baskı olduğunu beyan ettikleri anlaşılmıştır....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 02/08/2022 NUMARASI : 2021/526 Esas - 2022/252 Karar DAVA KONUSU : Tespit (İşe İade İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı işyerinde 29.01.2019- 18.01.2021 tarihleri arasında çalıştığını, davacının kurye olarak çalıştığını, davacının 14.01.2021 tarihinde Nakliyat-İş sendikası üyesi olduğunu, amirler tarafından sendika üyesi olunmasının öğrenilmesi sonrası davacının iş akdinin somut bir gerekçe olmadan feshedildiğini, Kartepe şubesindeki tüm işçilerin sendikaya üye olması ile işçilerin iş akitlerinin feshedildiğini ve şubenin kapatıldığını, davacının iş akdini hukuka aykırı şekilde feshedildiğini, bu sebeplerle davacının işe iadesine, kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süreye ilişkin dört aylık ücret ve diğer sosyal haklarının ödenmesi gerektiğini, davacının 1 yıllık ücretinden az olmamak üzere sendikal tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun “sendikaya üye olup olmama hürriyetinin teminatı” başlıklı 31. maddesini üçüncü fıkrasına göre; işveren, bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında işin sevk ve dağıtımında, işçinin mesleki ilerlemesinde, işçinin ücret, ikramiye ve primlerinde, sosyal yardım ve disiplin hükümlerinde ve diğer hususlara ilişkin hükümlerin uygulanması veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayırım yapamaz; beşinci fıkrasına göre; işçiler, sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin rızası ile iş saatleri içinde, işçi sendika veya konfederasyonlarının faaliyetlerine katılmalarından dolayı işten çıkarılamaz....