Mahkemece, Türkiye Maden İş Sendikasına yazılan müzekkereye verilen cevap içeriği ile, 08.08.2015 tarihli Resmi Gazetede davalı iş yerinin iş kolu tespitinin yapıldığı, 2015.06- 2016.06 döneminde sendikaya üye olan 33 işçiden 9 tanesinin işkolu değişikliği sebebiyle, 23 tanesinin çekilme sebebiyle sendika üyeliklerinin düşürüldüğü, bu tarihler arasında sendika üyeliği devam eden 1 kişinin kaldığı sabittir . Davacı tanıkları, davacının sendikal sebeplerle işten çıkartıldığını, işten çıkarmalardan sonra tekrar işçi alındığı yönünde beyanda bulunmuşlardır. Davacının sendika üyeliği 02.03.2015 tarihinde onaylanmış ve 08.12.2015 tarihinde iş akdine son verilmiştir. Davalı taraf şirketin içinde bulunduğu ekonomik durum sebebiyle daralmaya gidildiğini ve bu sebeple davacının da işten çıkarıldığını ileri sürmüş ise de bilirkişi raporundaki tespitten de görüleceği üzere 2016 yılı Ocak ayından itibaren şirkete yeni işçiler alınmaya devam edilmiştir....
Davalı vekili, yönetim kurulunda 14.03.2012 tarihinde üyelikten ihraç kararı alındığını, davacının 04.06.2012 tarihinde bu karara itiraz ettiğini, kararın genel kurulda 20.05.2012 tarihinde görüşüldüğünü ve itirazın reddedildiğini, çıkarma kararının onaylı örneğinin yönetim kurulunca davacıya tebliğ edildiğini, üç aylık hak düşürücü sürenin düştüğünü, yönetim kurulu kararının tebliğinin yeterli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının yönetim kurulunun 14.03.2012 tarihli ve 40 sayılı kararını 22.03.2012 tarihinde tebliğ aldığı, davacının üç aylık süre içerisinde Kemer Noterliği vasıtasıyla 04.06.2012 tarihinde yönetim kurulu kararına itiraz ettiği ve kooperatife 08.06.2012 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir....
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle her ne kadar mahkemece, kıdem tazminatı ve ücret alacağı yönünden, taraflar arasında 4857 sayılı İş Kanunu anlamında bir iş sözleşmesi bulunmadığı ve Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca da bir iş sözleşmesi ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz ise de, sendika tüzüğünün 15. ve 26. maddesi hükümleri gereğince bölge temsilcisi olan davacı ile davalı sendika arasındaki hukuki ilişkinin vekalet ilişkisi olmasına, ücretin, vekalet sözleşmesinin zorunlu unsuru olmamasına ve ancak sendika genel kurulu yahut merkez yönetim kurulu tarafından kararlaştırılması durumunda davacıya ücret ve kıdem tazminatı ödemesinin yapılabilecek olmasına, bununla...
ve 11.11.2022 tarihli, 2022/2130 E. 2022/1563 K. sayılı ilâmlarının da bu yönde olduğunu, yönetim kurulunun seçimle göreve başladıklarını, yönetim kurulunun ticaret siciline tescil ve ilanı kurucu nitelik taşımadığını, üye sıfatının kazanılmasında tescilin etkisi bildirici nitelikte olduğunu, buna göre de davacıların yönetim kurulunun tecil edilmeden göreve başlamasının mümkün olmadığı yönündeki iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu şirketin yeni yönetim kurulu üyelerinin hepsinin de 2019 yılında seçilen üyelerden oluştuğunu, davacıların hukuka aykırı olduğunu iddia ettikleri yönetim kurulu toplantısına katılmış bulunmalarının da işbu davayı ve iddiaları çürüttüğünü, davacıların dava konusu yönetim kurulu kararına muhalefet etmeleri de bu sonucu değiştirmeyeceğini, davacıların muhalefeti, ancak şirkete karşı ileri sürülebilecek iddialardan müteşekkil olup; yönetim kurulu seçimine ilişkin tescil işleminin gerçekleştirilmeden yönetim kurulunun göreve başlayamayacağı...
Somut olayda, davalı sendika B. şubesi yönetim kurulunun 15.07.2014 tarih ve 22 sayılı kararının birinci bendi ile şube 4. olağan genel kurulunun 13.09.2014 tarihinde gerçekleştirilmesine karar verilmiş, kararın diğer bentleri ile de delege seçim sürecine dair kararlar alınmıştır. Şube yönetim kurulunun 21.07.2014 tarih ve 23 sayılı kararı ile de yine delege seçim sürecine dair kararlar alınmıştır. Şube olağan genel kurulunu oluşturacak delege seçimleri de 25.07.2014 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk karar, Dairemizin 13.04.2015 tarihli ilâmıyla, sadece 15.07.2014 tarih ve 22 sayılı şube yönetim kurulu kararının birinci bendinin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle bu yönden bozulmuştur. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda "usûli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır....
Tebliğ edilen karar yönetim kurulunca verilmiş ise ortak üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir" hükmüne yer verilmiştir....
tarihinde tescil ve ilan edildiğinden, 06.09.2022 tarihinde tescil ve ilan edilmiş bir yönetim bulunmadığını, 06.09.2022 tarihinde bir kısım yönetim kurulu üyelerinin aldığı karar ile kabul edilen yönetim iç yönergesinin davalı tarafından tescilinin emredici hükümlerine aykırı olduğunu, yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin 18.08.2022 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağı tescil edilmeksizin, yönetim kurulunun göreve başlamasının hukuken mümkün olmadığını ileri sürerek 06.09.2022 tarihli 2022/02 sayılı yönetim kurulu kararı ile 06.09.2022 tarihli 2022/01 sayılı şirket yönetim iç yönergesinin, davalı tarafından 19.09.2022 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde tescil edilmesi işleminin iptal edilerek sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 11/06/2018 NUMARASI : 2018/76 ESAS 2018/420 KARAR DAVA KONUSU : İş (Sendika Yönetim Kurulu Kararına İtiraz İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Ulaştırma Memur-Sen sendikasının 13/01/2018 tarihinde gerçekleştirilen 6.Olağan Genel Kurulunda müvekkili Yakup Çınar'ın üyelikten çıkarılmasına ilişkin 10 numaralı kararın müvekkili ile ilgili kısmının iptaline karar verilmesini ister şekilde dava açtığı görülmüştür. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının üyelikten çıkarma işleminin yasa ve yönetmelik hükümlerine göre yapılmış olup, gerekçe olarak haklı ve yönetmelik ve tüzüğe uygun olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kabulü ile; davalı sendika 6. olağan genel kurulunun davacının üyelikten çıkarılmasına ilişkin 10 numaralı kararının davacı ile ilgili olan kısmının İPTALİNE karar verilmiştir....
Anılan genel kurul ve 03.07.2008 tarihli yönetim kurulu kararlarının tebliğine dair dosyada bir belge yok ise de, davanın açıldığı 15.07.2008 tarihi nazara alındığında, üç aylık hak düşürücü sürede davanın açıldığını kabul etmek gerekir. Öte yandan, Kooperatifler Yasasının 16/3 ve davalı kooperatif anasözleşmesinin 14/3. maddeleri "ihraç edilen ortak genel kurula itiraz veya mahkemeye ihraç kararının iptali davası açabilir, yönetim kurulu kararının iptali için genel kurula itiraz edilmesi halinde ayrıca mahkemeye yönetim kurulu kararının iptaline ilişkin dava açılamaz" hükmünü içermektedir....
Üyeliğe başvuru ancak tüzükle belirlenebilecek organ tarafından değerlendirilecek, red kararına mahalli mahkemede itiraz edilebilecek, ancak mahkeme kararı temyiz edilemeyecektir.” hususları ifade edilmiştir. 6356 sayılı Kanun’da sendika üyeliğine kabul etmekle yetkili organ düzenlenmemiş ve bu hususun sendika tüzüğünde düzenlenmesi gerektiği öngörülmüştür. Somut uyuşmazlıkta ise davalı sendika tüzüğüne göre, sendika üyeliğine kabul yetkisi sendika yönetim kuruluna aittir. Diğer taraftan 6356 sayılı Kanun’un 9’uncu maddesinin ikinci fıkrasında da “Kuruluşlar ihtiyaca göre başka organlar da kurabilir. Ancak genel kurul ile yönetim, denetim ve disiplin kurullarının görev ve yetkileri bu organlara devredilemez.” düzenlemesi yer almaktadır. Bu noktada 09/07/2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan “Sendika Üyeliğinin Kazanılması Ve Sona Ermesi İle Üyelik Aidatının Tahsili Hakkında Yönetmelik” hükümlerine de değinilmelidir....