İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı işyerinde çalışırken sendika üyesi olduğu, davacı ile beraber başka işçilerin de sendikal baskı nedeniyle iş akitlerini feshettikleri, davalı işyerinde 2019 yılı Ocak ayında 39, Şubat ayında 18, Mart ayında 6 işçinin sendika üyesi olduğu, 62 işçinin sendika üyeliğinin devam etmediği, davalı işyerinde sendikalaşma sürecinin dava konusu edilmiş olması ve davacı ile aynı süreçte iş akitlerine aynı gerekçeyle son veren işçilerin sendikaya üye olması ve davalı işveren tarafından davalı işyerinde sendika örgütlenmesine son vermek amacıyla çalışan işçiler üzerinde yaptığı baskı nedeniyle davacının iş sözleşmesine son verdiği, davacı tarafından yapılan feshin sendikal nedenle yapıldığı gerekçesiyle hesap uzmanı bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. III. İSTİNAF A....
GEREKÇE: Davacının iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedilip feshedilmediği, davacının işe iadesinin gerekip gerekmediği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 25. maddesinin 3. Fıkrasında "İşverence sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde işçi kuruluşlarının faaliyetlerine katılmaları veya sendikal faaliyette bulunmalarından dolayı işçiler işten çıkarılamaz veya farklı işleme tabi tutulamaz" denilmiştir. Burada sendika özgürlüğünü fesih şeklindeki işveren davranışını ile ihlal edilmesi yasaklanmış bulunmaktadır. maddenin 6. Fıkrasında sendikal fesihte ispat külfeti düzenlenmiştir. Söz konusu hükme göre,“İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiği iddiası ile açılacak davada, feshin nedenini ispat yükümlülüğü işverene aittir....
Somut olayda fesih döneminde davalı iş yerinde sendikal örgütlenme çalışmalarının başladığı, fesih tarihi itibariyle davacı dışında sendika üyesi Bayram Ali Demir ve Erdal Atak isimli çalışanların iş akitlerinin de işveren tarafından feshedildiği, sendikalı işçilere sendikasızlaştırmaya yönelik işveren baskısının tanık anlatımları ile sübut bulduğu gözetilerek, davacının iş aktinin sendikal nedenlerle feshedildiği sonucuna varılmıştır. Hal böyle olunca davalı işveren tarafından yapılan feshin geçerli nedene dayanmadığı, davacı ve arkadaşlarının sendika üyesi olmalarından dolayı işyerinde sendikal örgütlenmeyi ortadan kaldırmak amacıyla iş akitlerinin feshedildiği, feshin sendikal nedenlerle yapıldığı anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur" gerekçeleriyle karar verildiği görülmüştür....
Bu itibarla öncelikle, iş sözleşmesi fesih tarihinden önceki ve sonraki altı ayda feshedilen işçilere ait kayıtlar gerek Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan gerekse işverenden getirtilmek suretiyle, iş sözleşmesi işveren tarafından feshedilen işçiler ile (varsa) bu işçiler arasından yeniden işe alınan işçiler ismen tespit edilip, tespit edilen işçilerin üyelik ve/veya üyelikten çekilme tarihleri, üyeliğin devam edip etmediğine ilişkin bilgi ve belgeler ilgili sendikadan getirtilmeli, böylece anılan dönemde iş sözleşmesi feshedilen işçilerden hangilerinin sendika üyesi olduğu tespit edilmeli, böylece feshin yapıldığı dönemde sendikaya üye olmayıp, iş sözleşmesi feshedilen işçilerin bulunup bulunmadığı, sendikaya üye olan ve davalı iş yerinde çalışan toplam işçi sayısı ve üyelik tarihleri, sendika üyeliğinden istifa etmesine karşın iş akdi sonlandırılan işçilerin olup olmadığı, sendikalı olup iş sözleşmeleri feshedilen işçilerin yerlerine yeni işçi alınıp alınmadığı ve bunlar arasında sendikaya üye...
Sendikalar Kanununun 25. maddesinin üçüncü fıkrasına göre; "İşveren sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında... çalışmaya son verme bakımından herhangi bir ayrım yapamaz." Yani işveren, işçinin iş akdini sendika üyesi olması veya olmaması ya da sendika üyeliğinden çekilmesinden dolayı feshedemez. Ayrıca yine işveren, iş akdinin feshinde sendikalı-sendikasiz işçi ayrımı yapamaz. Aksi halde işveren, 25.maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davrandığı için feshe bağlanan sonuçlar dışında ayrıca sendikal tazminat ödemek zorunda kalacaktır. Örneğin, işçinin sendika üyesi olmasından hemen sonra veya işçinin işverenin baskısına rağmen sendika üyeliğini sürdürmesi halinde yapılan fesih, sendikal nedenle yapılmış bir fesih olarak nitelendirilecektir. Nitekim Yargıtay, işverenin isteğine rağmen sendikadan istifa etmediği için işten çıkarılan işçinin iş akdinin sendikal nedenle feshedildiğini kabul ederek sendikal tazminata hükmetmiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/129 ESAS - 2021/473 KARAR DAVA KONUSU : Tespit (İşe İade İstemli) KARAR : İzmir 3....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 25/10/2022 NUMARASI : 2022/96 E. - 2022/624 K. DAVA KONUSU : Tespit (İşe İade İstemli) KARAR : Yerel mahkemece verilen karar sonrasında istinaf başvurusu üzerine dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; müvekkili davacının işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İş Mahkemesinin 2017/423 Esasına kayden idareleri ve davalı şirket aleyhine işçi alacaklarının tahsili amacıyla iş davası açıldığını ve kararı çıktığını, davacı alacaklarının tahsili amacıyla icra müdürlüğünce icra takibi başlattığını, ve kurumları tarafından 17.314,88 TL ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemenin rücuen tahsili için iş bu davanın açıldığını, şahsın kurumları ile bir iş akdinin olmadığını, açıklanan nedenlerle T1 zarar görene ödediği 17.314,88 TL lik tazminat bedelinin 26/09/2019 tarihli ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan rücuen tahsilini, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki davanın konusu; iş hukuku kaynaklı olup, kamulaştırma ya da kamulaştırmasız el atma davası olmadığı, dairemizin görevsiz olduğu, görevli dairenin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 7. 8. ve 9. Ve 14....
Deniz İş Kanununda alt işveren-asıl işveren kavramına ise hiç yer verilmemiştir. 4857 sayılı İş Kanunu, asıl-alt işveren ilişkisinde asıl işverenin de işçiler açısından alt işverenle birlikte sorumluluğunu düzenlemiş, bunun yanında bazı muvazaa kriterlerine yer vermiştir. 4857 sayılı İş Kanununda kurala bağlanan alt işveren uygulamasının Deniz İş Hukukunda bire bir ve kıyasen uygulanması olanağı yoktur. Ancak sosyal güvenlik boyutu dikkate alındığında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Kanunu’nun genel kanun olması nedeni ile asıl-alt işveren tanımı ve sorumluluğuna ilişkin 12. maddesindeki düzenleme Deniz İş Kanunu uygulaması bakımından kabul edilmelidir. Anılan maddenin son fıkrasına göre “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir....
Deniz İş Kanununda alt işveren-asıl işveren kavramına ise hiç yer verilmemiştir. 4857 sayılı İş Kanunu, asıl-alt işveren ilişkisinde asıl işverenin de işçiler açısından alt işverenle birlikte sorumluluğunu düzenlemiş, bunun yanında bazı muvazaa kriterlerine yer vermiştir. 4857 sayılı İş Kanununda kurala bağlanan alt işveren uygulamasının Deniz İş Hukukunda bire bir ve kıyasen uygulanması olanağı yoktur. Ancak sosyal güvenlik boyutu dikkate alındığında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Kanunu’nun genel kanun olması nedeni ile asıl-alt işveren tanımı ve sorumluluğuna ilişkin 12. maddesindeki düzenleme Deniz İş Kanunu uygulaması bakımından kabul edilmelidir. Anılan maddenin son fıkrasına göre “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir....