Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 24/03/2022 NUMARASI : 2021/171 Esas - 2022/102 Karar DAVA KONUSU : İş (Kurumun İşverenden Rücuen Tazminat İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sigortalı Mehmet Öcal'ın davalıya ait yerinde çalışmaları sonucu yakalanmış olduğu meslek hastalığı sonucu % 78 oranında sürekli göremezlik geliri almakta iken 22/08/2015 tarihinde vefat ettiğini, YSK raporu ile sigortalının yakalanmış olduğu meslek hastalığı sonucu vefat ettiğinin tespit edildiği, davalı işverenin işçi sağlığı için alması gereken önlemleri almaması nedeni ile kusurlu olduğunu ve sigortalının meslek hastalığı sonucu vefat etmesi nedeni ile sigortalının hak sahiplerine davacı kurumca 53.324,41 TL ilk peşin sermaye değerli gelir bağlandığını ve 469,00 TL cenaze masrafı yapıldığını belirterek meslek hastalığı sonucu vefat eden sigortalı Mehmet Öcal'ın hak sahiplerine bağlanan gelir ile yapılan cenaze masrafları yönünden rücu alacağının...

tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava; 28.08.2006 tarihli kazasında ölen sigortalı ... hak sahiplerine Kurumca bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerin davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, 506 sayılı Yasanın 26. maddesidir. 506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki “....sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere...

    Kastı ya da sigortalının sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı hareketi ile kazası veya meslek hastalığına neden olan işveren, sigortalı veya hak sahibine karşı tazminat ödeme yükümlülüğü altında bulunmaktadır. 5510 sayılı Kanunun 21 ve 76 maddesine göre ise, sigortalı ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımlarında bulunan kurumun yaptığı yardımları, işverenden rücuan isteme hakkı vardır. Sigortalı veya hak sahibine kurumca bağlanan gelirler yönünden tazminat miktarı başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri olarak öngörülmüştür. Ancak söz konusu tutarın, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği tutarı aşamayacağı yani kurumun rücu hakkının anılan tutara bağlı ve sınırlı olduğu düzenlenmiştir. İşverenden istenebilecek tutarın belirlenmesi ise, bir gerçek zarar hesabını zorunlu kılmaktadır....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesidir....

      Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (İş) 2010/105 E, 2014/232 K sayılı dosyasında, SGKB davaya konu kaza nedeniyle araç sürücüsü ... ve ... aleyhine rücuen tazminat davası açmış, kurumun 1.10.2007 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sonucu sigortalının hak sahiplerine ödenen 30.524,06 TL nin rücuen tahsili istenmiştir. Mahkemece, söz konusu davada yapılan yargılamada kurumun gerçek zararının 30.524,06 TL olduğu kabul edilerek ve taleple bağlı kalınarak 10.000 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Kararın davalı ... vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'ne gönderildiği ve temyiz incelemesinin sonuçlanmadığı anlaşılmıştır....

        İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 21/01/2021 NUMARASI : 2020/171 Esas - 2021/10 Karar DAVA KONUSU : İş (Kurumun İşverenden Rücuen Tazminat İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sigortalı İsmail Arabacı'nın davalıya ait yerlerinde çalışmaları nedeni ile yakalandığı meslek hastalığı sonucu %19,00 oranında malul kaldığını, sigortalının meslek hastalığına yakalanmasında davalı işverenin kusurlu olduğunun SGK Tahkikat raporu ile belirlendiğini ve sigortalının meslek hastalığına yakalanması nedeni ile davacı kurumca sigortalıya ilk peşin sermaye değeri 70.109,08 TL olan sürekli göremezlik geliri bağlandığını ve 4.390,49 TL tedavi masrafı yapıldığını belirterek kusur rücu alacağının tespiti ile kusur ve miktar yönünden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile kurum zararlarından şimdilik 1,00 TL ilk peşin sermaye değerli gelirden kaynaklı alacağın gelirin onay tarihinden itibaren, 1,00 TL tedavi masrafının sarf tarihinden...

        Davacı Kurum, 09.07.2008 tarihinde meydana gelen kazası sonucu yaralanan sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan masraflardan oluşan kurum zararının rücuen tazminini talep etmiştir. 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 9, 10, 26. ve 87. maddeleridir....

          GEREKÇE: Dava, kazasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun “İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu” başlığını taşıyan 21. maddesinin birinci fıkrası, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşullarını düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir....

          Dava, 29.06.2009 tarihli kazası sonucu sürekli göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ile yapılan ödemeler nedeniyle uğranılan zararın davalı işverenden rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunudur. 5510 sayılı Kanunun “İş Kazası ve Meslek Hastalığı ile Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir....

            Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; 5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesi olup, maddedeki “....sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere...” bölümünün, Anayasa Mahkemesince 23.11.2006 tarih ve 2003/10 Esas 2006/106 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında, Kurumun bu maddeden doğan rücu hakkının, “halefiyete” değil, “kanundan doğan basit rücu hakkına” dayandığının kabul edilmesi ve bu kabul çerçevesinde, Kurumun rücu alacağının, ilk peşin değerin...

              UYAP Entegrasyonu