Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 21.01.2011 tarihinde davalı şirkete ait gıda üreten işyerinde yere dökülen yağın etkisiyle düştüğü ve sol kolunun omuzuna kadar yağ dolu tenekeye battığı iddiasıyla eldeki davayı açtığı, davalı işyerinden bildirimi yapılan hizmetinin bulunmadığı, Kurumun yeterli bilgi ve belgeye ulaşılamadığı gerekçesiyle olayı kazası kabul etmediği anlaşılmaktadır. Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumunca kazası kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....

    Kesin mehil verilen duruşma tutanağının davacı tarafa tebliğ edilmemesi davacının savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğundan adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır. 2- Diğer taraftan, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde kazasının 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5. madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabileceği...

      İş Mahkemesi'nin 2020/238 E. 2022/149 K. sayılı dosyasında hükme esas alınan 16/04/2021 tarihli kusur raporunda; kazasının meydana gelmesinde davalı işveren şirketin kusurunun bulunmadığının, T9 %75, ölen Yılmaz Memişoğlu'nun %25 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, Eldeki davada düzenlenen ve hükme esas alınan 14/04/2021 tarihli kusur raporunda ise; kazasının meydana gelmesinde; davalı işveren HCR ... Ltd. Şti.'nin %30, araç sürücüsü davalı T9 %60, ölen Mahir Ata'nın %10 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği anlaşılmaktadır....

      Şti. nezdinde çalışan Kurum sigortalısı Ramazan Sadıç'a, 08/02/2015 tarihinde meydana gelen kazası sonucu sürekli göremezliğe uğraması üzerine sürekli göremezlik geliri bağlandığını, geçici göremezlik ödeneği ödendiğini ve tedavi masrafı yapıldığını, kazasının meydana gelmesinde davalıların kusurlu olduğunu ileri sürerek bağlanan gelir ile ödenen geçici göremezlik ödeneği ve tedavi masrafının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T8 vekili cevap dilekçesinde özetle; Diğer davalı ile aralarında anahtar teslimi ilişkisi bulunduğunu, sigortalının da diğer davalı şirketin işçisi olduğunu, olayda kendilerine kusur ve sorumluluk yüklenemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı FK Makina Ltd. Şti. davaya cevap vermemiştir....

      Mahkemece, davacı ...’nin, 15.6.2010 tarihinde geçirdiği trafik kazasının kazası olduğu ve 5510 sayılı Yasanın 13.maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri uyarınca bir kazası olduğu Kurumca tespit edildiğinden, bu konuda bu nedenle herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına, bu kazası sebebiyle, kendisine 1.11.2010 tarihinden itibaren bağlanan ve birikmiş olarak ödenen sürekli göremezlik gelirinin, 5510 sayılı Yasanın 42.maddesi hükmü de dikkate alınarak, hak ediş tarihlerinden itibaren ödenme tarihine kadar geçen yasal faizinin de davalı Kurumdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....

        Mahkemece, Davacının davasının kabulü ile, davacılar murisinin 16/09/2010 tarihinde geçirdiği kazanın kazası sayılması ile davacıların tahsis talep takip eden ay başı olan 01/12/2012 tarihinden itibaren 2925 sayılı yasa kapsamında kazası ölüm gelirine hak kazandığının tespitine aksine tesis edilen kurum işleminin iptaline, karar verilmiştir. Uyuşmazlık kazasının olduğu tarihte davacının işveren nezdinde çalışıp çalışmadığı ve olay günü yaşanan kazanın kazası olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İş kazasının tespiti, giderek bundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkin bu tür davalar 506 sayılı Yasa'nın 11. maddesinden ve 5510 sayılı Yasa'nın 13.maddesinden kaynaklanmaktadır....

          Mahkeme, davacının geçirdiği kazanın kurum tarafından kazası olarak tespit edildiği gerekçesiyle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalı şirkette çalışan davacının 04.10.2013 tarihinde işyerinde geçirdiği kazasının ve maluliyet oranının tespiti istemiyle bu davanın açıldığı, 15.11.2016 tarihli celsede verilen ara kararla maluliyet tespiti konusunun ayrı bir esasa kayıt ve tefrik edildiği, bu davaya , kazası tespiti davası olarak devam edildiği, dava açıldıktan sonra ... ... Kurumu Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının 14/08/2015 tarih 121564-10-İR-10 sayılı inceleme raporu ile kazananın 5510 sayılı Yasanın 13/a-b bendleri gereği kazası olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır. İş kazasının tespiti istemine ilişkin bu tür davalar 5510 sayılı Yasa'nın 13.maddesinden kaynaklanmaktadır....

            O halde, sigortalının vefatı nedeniyle açılmış ceza davası araştırılıp, dosya arasına celp edilip değerlendirilerek...... ile kazasının vuku bulduğu kolunda uzman bilirkişi heyetinden; yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, kusur oran ve aidiyeti konusunda mevcut raporlar arasındaki çelişkiyi gideren yeniden rapor alınarak, varılacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 25/12/2018 gününde oybirliği ile karar verildi. .........

              Yargılama sırasında kusur izafe edilen fork-lift kullanıcısı araştırılarak, kazasının oluşumu hakkındaki bilgisine başvurulmamıştır. Bu nedenle fork lift kullanıcısının tespit edilip beyanı alınmalı, İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik inceleme yapılarak; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır. Öte yandan, kabule göre de, dava dilekçesinde teselsüle dayalı talep olmamasına göre, dava dışı fork lift kullanıcısına verilen kusurdan davalının sorumlu tutulması yerinde görülmemiştir. Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

                T4 A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; İş kazasının meydana gelmesinde müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığını, kazasının tamamen ölen sigortalının kendi kusuru sonucu meydana geldiğini ve bu nedenle husumetinde ölen sigortalının işvereni olan diğer davalıya yöneltilmesi gerektiğini, kazası nedeniyle Yenişehir Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/33 E. sayılı dava dosyasında da sanık sıfatıyla yargılanan müvekkil şirket personeli Semih Akbulut'un beraatine karar verildiğini, haklarındaki davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı Dikmen Tarım Ltd....

                UYAP Entegrasyonu