Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; Davanın kısmen kabulü ile davalının Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2022/40471 Esas sayılı dosyasındaki itirazının 35.000,00 TL yönünden kaldırılması talebinin reddine, itirazın, masraf ve feriler yönünden kaldırılması ile bu kalemler yönünden takibin devamına, takibin başlatılmasında ve itirazda haksızlığın söz konusu olmadığı anlaşıldığından davacı ve davalı aleyhine tazminata hükmolunmasına yer olmadığına, şeklinde karar verildiği görülmüştür....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafça borçlu hakkında İstanbul 13.İcra Müdürlüğü'nün 2005/20798 sayılı takip dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibine geçilmiş borçlunun süresinde icra dairesinin yetkisine itirazı da bulunduğu, alacaklı bu yetki itirazının kaldırılmasını icra mahkemesinden istemiş bilahare alacaklı vekili Av. Cevat Yaylalı 26.12.2002 tarih 67479 yevmiye no'lu vekaletnamedeki yetkiye istinaden bu yetki itirazını kabul ederek itirazın kaldırılması isteminden feragat ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, alacaklı vekilinin yetki itirazını kabul ettiğinden ve davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

    Mahkemece, davanın itirazın kaldırılması istemine ilişkin olduğu, görevli mahkemenin İcra Mahkemesi olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarafından Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılan davada, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibe davalının itirazının haksız olduğu belirtilerek itirazın kaldırılması talep edilmiştir. HMK'nın 119. maddesine göre dava dilekçesinde dava konusunun belirtilmesi gereklidir. Mahkemece davacının talebi açıklattırılarak talebinin itirazın iptali ya da itirazın kaldırılması olup olmadığı belirlendikten sonra karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Ödeme emrine davalı borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....

        karşı da istinaf kanun yoluna başvurduğu gözetilmeksizin, sadece ipoteğin kaldırılması davasının reddi yönünden inceleme yapılarak karar verilmesi doğru olmamıştır....

          Oysa dava “Velayetin değiştirilmesi ve buna bağlı olarak boşanma hükmü ile ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının kaldırılması" isteğine ilişkin olup, asıl davanın velayetin değiştirilmesine ilişkin olduğu, iştirak nafakasının kaldırılması talebinin ise asıl davaya bağlı fer’i bir istek niteliğinde bulunduğu gözetildiğinde, çekişmesiz yargıya dahildir (HMK m. 382/2-b-13). Çekişmesiz yargı işlerinde de, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir (HMK m.384). Bu kurala göre, davacı kendi oturduğu yer mahkemesinde dava açabilir. Dava, davacının oturduğu yerde açılmış, davalı da bunun aksini iddia etmemiştir. Öyleyse yetki itirazının reddi ile velayetin değiştirilmesi ve buna bağlı olarak boşanma hükmü ile ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının kaldırılması davasının esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru bulunmamıştur....

            GEREKÇE :Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, takip talebinde haciz ve tahliyenin istenmiş olmasına, çıkartılan ödeme emrinde ödeme süresi ve itiraz süresinin gösterilmiş olmasına, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve yeterli olmasına, taraflar arasındaki kira ilişkisine, aylık kira bedeline, kira sözleşmesindeki imzaya ayrıca ve açıkça itiraz edilmemiş olmasına, davalının itirazının haklı olduğuna dair 269/c maddesinde sayılan herhangi bir yazılı delil sunmamış olmasına, ilk derece mahkemesi kararında gösterilen gerekçelere göre istinaf başvurusunda bildirilen sair istinaf sebepleri yerinde değil ise de davacı dava dilekçesinde açıkça borçlunun itirazının kısmen kaldırılması ile takibin 4.655,00 TL olarak devamına karar verilmesini istediğine göre Mahkemece talep aşılarak itirazın tamamen kaldırılması hatalı olup istinaf isteminin bu yönden kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak takibin 4.655,00...

            Davacı tarafından akdi ilişkiye de dayanıldığı iddia edilmiş ise de davalının borca itirazında akdi ilişkiyi de reddettiği, takibe dayanak belgede herhangi bir ödeme yerinin gösterilmediği, dolayısıyla Bakırköy Adliyesi'nin takipte yetkili olmadığı anlaşılmakla davalının yetki itirazının kanuna uygun olduğu ve takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı anlaşılmakla, davacının itirazın kaldırılması talebinin reddine “ dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı alacaklı istinaf dilekçesinde özetle : alacağının tahsili için davalı borçlu aleyhine İstanbul 9....

            /b maddesindeki imzası tasdik edilmiş bir sözleşme niteliğinde olmadığı, bu kira sözleşmesine dayanarak davalı borçlunun itirazının kaldırılmasının istenemeyeceği, bu sebeplerle davacının itirazının kaldırılması talebinin reddi gerekirken davanın kısmen kabulüne hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle davalı borçlunun istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Bu nedenle mahkemece, alacaklının itirazının kaldırılması talebinin reddinde isabetsizlik bulunmamaktadır. HMK.'nun 355. maddesi kapsamında Dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır. Dolayısıyla tarafımızca da izah ve iştirak olunan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine oy birliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu