Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Alacaklının duran takibin devamını sağlayabilmesi için, icra mahkemesince verilmiş bir itirazın kaldırılması kararını (İİK. m. 68) ya da genel mahkemece verilmiş itirazın iptali ilamını (İİK. m.67) icra dosyasına sunması gerekir. İtirazın iptali ilamı, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlayan bir ilamdır. İtirazın iptali davasını kazanan alacaklının, ilamsız icra takibine devam edilmesini (haciz, satış, paranın ödenmesini) isteyebilmesi için, itirazın iptali kararının kesinleşmesi gerekmez. Ancak, itirazın iptali kararını temyiz eden borçlu, Yargıtay'dan icranın durdurulmasına karar verilmesini isteyebilir. İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca, ilamsız icra takibinin başlatıldığı dosya üzerinden takibe devam edilmesi gerekir. Buna göre, itirazın iptali ilamı doğrultusunda, icra müdürlüğünce dosya alacağının hesaplanarak bu miktar üzerinden icra takibine devam edilmesi zorunlu olup, ayrıca borçluya icra emri düzenlenip gönderilemez....

    Asliye Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali ve %40 inkar tazminatının tahsili, olmadığı taktirde 6.000.000.000 TL alacağın tahsili için bu davayı açtığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacı açtığı bu dava ile davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ve %40 inkar tazminatının olmadığı takdirde 6.000.000.000 TL alacağın tahsilini istemiştir. İİK.'nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası ile alacağın tahsili davaları niteliği ve sonuçları itibariyle farklı davalardır. İtirazın iptali davasında, itirazın iptaline karar verildiği taktirde itiraz üzerine durmuş olan icra takibine devam edilecektir. Alacağın tahsili davasında ise tahsil kararı ile ilamlı icra takibi yapılacaktır. İtirazın iptali davasında koşullarının oluşması halinde inkar tazminatına hükmedileceği halde alacağın tahsili davasında inkar tazminatına hükmedilemez. Farklı hukuksal sonuçlar doğuran davada mahkemece hem itirazın iptali ve % 40 tazminat, hemde alacağın tahsili istenemez....

      Şayet itirazın kaldırılması davası devam etmekte ise tahliye davası yargılama devam ettiği sürece her zaman açılabilir. Eğer itirazın kaldırılması kararı kesinleşmiş ise bu takdirde tahliye davası itirazın kaldırılması kararının kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde açılmalıdır. Zira llK.nun 269/a maddesinde "takibin kesinleşmesi halinde tahliye davasının ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde açılması gerektiği" öngörülmüştür. Yasa koyucunun amacının 269/a maddesinde olduğu gibi tahliye davası için süre bakımından bir sınırlama getirmek olduğuna göre bu madde de öngörülen sürenin itirazın kaldırılması kararının kesinleşmesini müteakip açılacak tahliye davalarında da uygulanması gerekir. Ne var ki gerek kararın içeriğinden gerekse yukarıda sözü edilen itirazın kaldırılmasına ilişkin mahkeme kararının incelenmesinden kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır....

        İtirazın iptali davası, alacaklının borçlunun itiraz ederek durdurduğu takibin, alacağının varlığını genel hükümler çerçevesinde ispatlamak suretiyle devamını sağlamak amacıyla açtığı takip hukukuna özgü, Kanunda özel olarak düzenlenmiş bir dava çeşididir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 67/1.maddesine göre alacaklı, itirazın iptali davasını itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açabilir. Hükümde öngörülen bir yıllık süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup, hükmün açık lafzı gereği itirazın alacaklıya tebliğ edilmesi ile başlar. Diğer bir ifade ile itiraz alacaklıya tebligat kanunu hükümlerine göre usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş ise bir yıllık süre başlamaz. Alacaklının itirazı bir şekilde öğrenmiş olması ve dahi (icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasının talep edilmesi dışında) birtakım icra işlemleri yapmış olması da 1 yıllık süreyi başlatmaz....

          Davacı-alacaklı vekilince de, dava dilekçesinde, alacağın tamamına yapılan itirazın iptali talep edilmiştir. Hal böyleyken, yargılamanın konusu, asıl alacak olarak talep edilen kıdem tazminatına ve feri alacak olarak talep edilen işlemiş faiz alacağına yapılan itirazın haklılığı veya haksızlığıdır. Mahkemece, davalı vekilince sunulan davaya cevap dilekçesinde, ayrıca faiz alacağı hakkında herhangi bir savunmaya yer verilmemiş olması gerekçesiyle, işlemiş faiz alacağı kalemi bakımından değerlendirme yapılmamış ve fakat bu alacak kalemi bakımından da itirazın iptaline karar verilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, itirazın iptali davasının niteliği nazara alındığında, icra takibinde itiraz edilen alacağın varlığı hakkında, davaya cevap dilekçesinde ayrıca bir savunma ileri sürülmemiş olması, söz konusu alacağa yapılan itirazın uyuşmazlık konusu olmaktan çıktığı veya borçlunun itirazını değiştirdiği şeklinde yorumlanamaz....

            Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden davalı tarafın tahliyeye yönelik temyiz itirazları ile aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin itirazın kaldırılması kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Ödeme emrinin davalı borçluya 20.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu davalının 05.06.2015 tarihinde itiraz ettiği görülmüştür. Bu durumda İtiraz yedi günlük yasal süreden sonra yapıldığından takip kesinleşmiştir. Davacı alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı yoktur. Mahkemece bu nedenle itirazın kaldırılmasına ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde itirazın kaldırılması davasının konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru değildir....

              İtirazın iptali davasında, ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile mevcut takibe devam edilmesi amaçlanır. Somut olayda ise davalı ... bakımından takip talebinde 25.000. TL ile sınırlı olarak alacak isteminde bulunulmuş olup, takip tarihine kadar işleyen temerrüt faizi alacağı talep edilmemiştir. Bu durumda mahkemece, HMK’nun m.26/1 hükmü uyarınca takip talebindeki alacak ile sınırlı olarak itirazın iptaline karar vermek gerekirken, takip talebine konu edilmeyen “takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizini” de içerir şekilde itirazın iptaline karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan, davalı ... hakkında 135.040 TL üzerinden itirazın iptali davası açılmış olup, davanın kısmen reddine karar verilmesi halinde reddedilen kısım bakımından davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi de usul ve yasaya aykırıdır....

                Açılan işbu itirazın iptali davasında öncelikli olarak incelenmesi gereken husus dava şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Yasal süre içerisinde ödeme emrine yapılmış bir itirazın varlığı itirazın iptali davasına özgü dava şartı niteliğindedir. Dava tarihi itibarıyla, dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı takip dosyasının yasal süre içerisinde ödeme emrine itiraz edilmiş olmasına ilişkin itirazın iptali davasının dava şartı gerçekleşmiştir. Yargılama aşamasında ise davalı yan 13/01/2020 tarihinde dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı takip dosyasında takibe ve borca itirazın bulunmadığını belirterek ödeme taahhüdünde bulunmuştur. Bu durumda davalı icra takibine itirazını geri aldığından itirazın iptali davasının yasal süre içerisinde ödeme emrine yapılmış bir itirazın varlığına ilişkin dava şartı ortadan kalkmış olup, açılan dava Ankara 17....

                Sulh Hukuk Mahkemesi, açılan itirazın iptali davasında davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazın haklı olduğuna karar vererek itirazın iptali davasını reddetmiştir. Bu karar davanın reddine ilişkin olup, yetkisizlik kararı değildir. Daha sonra red kararını veren mahkemece sanki dosya yetkisizlik kararı verilmiş gibi ... Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, ... Sulh Hukuk Mahkemesi de yetkisizlik kararı vermiştir. Dosyada karşılıklı olarak verilmiş iki tane yetkisizlik kararı bulunmadığından yargı yeri belirleme koşulları oluşmamıştır. Bu durumda merci tayini koşulları bulunmayan dosyanın mahalline gönderilmesi gerekmektedir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle yargı yeri belirlenmesi koşulları bulunmayan dosyanın mahalline GÖNDERİLMESİNE, 09.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi...

                  Mahkemece; ödeme emrine itiraz tarihinden itibaren İİK’nun 67.maddesi uyarınca 1 yıllık süre geçtikten sonra davanın açıldığı gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir İtirazın iptali davasının, takip talebine itiraz edilen alacaklı tarafından, itiraz tarihinden değil, itirazın tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde açılması gerekir. Bu sürenin hesaplanmasında İİK.nun 19.maddesi hükmü dikkate alınmalıdır. İİK.nun 67.maddesinde gösterilmiş olan bu süre hak düşürücü süredir. Somut olayda, davalı borçlunun 26.02.2009 havale tarihli itiraz dilekçesi davacı alacaklı vekiline tebliğ edilmemiştir. Bu durumda itirazın iptali davasının dava şartlarından olan ve hak düşürücü süre niteliğinde bulunan 1 yıllık süre işlemeye başlamamıştır. Mahkemece, 03.08.2011 tarihinde açılan itirazın iptali davasının süresinde açıldığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.....

                    UYAP Entegrasyonu