WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, icra dosyasında davalı borçlunun itiraz dilekçesi davacı tarafa tebliğ edilmemiş ise de; ... 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/1114 sayılı itirazın kaldırılması davasının 09/11/2009 tarihinde açılmış olduğundan davacının itirazı öğrenmiş oldukları, ÎİK.nun 67.maddesindeki bir yıllık hak düşürücü sürenin 09/11/2010 tarihinde dolmuş olduğu kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir. İİK'nun 67. maddesinin 1. fıkrası “ Takip talebine itiraz edilen alacaklı itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. ”hükmüne amirdir. Anılan maddeye göre itirazın iptali davasında süre tebliğden itibaren başlamaktadır. Somut olayda davacıya itiraz dilekçesi tebliğ edilmediğine göre hak düşürücü sürenin dolduğundan bahsedilemez....

    İtirazın iptâli davaları, takip talebinde bulunan alacaklı tarafından itiraz eden borçlu ya da borçlular aleyhine açılmalıdır. Takip talebinde bulunmayan ve alacaklı olarak yer olmayan özel ya da tüzel kişilerin itirazın iptâli davası açmalarında taraf sıfatı bulunmamaktadır. Bu nedenle, itirazın iptâli davası, icra talebinde bulunan alacaklı tarafından açılmadığından itirazın iptâli davasının taraf sıfatı (aktif husumet ehliyeti) yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken görevi gereği muhkemece kendilğinden göz önünde tutulması gereken bu husus üzerinde durulmadan yargılamaya devamla itirazın iptâli davasının kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur....

      Mahkemece sözleşmedeki artış şartına göre Mart ve Nisan kira farkı belirlenerek bu fark üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken tamamı üzerinden itirazın kaldırılması anlamına gelecek biçimde Nisan ve Mart aylarına ilişkin kira bedellerinin 861,60 TL. hesabı ile itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle tahliyeye yönelik kararın ONANMASINA., 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın itirazın kaldırılması yönünden BOZULMASINA, temyiz harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 15/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalıdan toplam 7.093.60 YTL alacaklı bulunduğu, her ne kadar davalı 2.İcra Müdürlüğünün 2005/2156 sayılı dosyası nedeniyle derdestlik itirazında bulunmuş ise de söz konusu dosyada itiraz üzerine takibin durduğu, 1 yıllık süre içerisinde itirazın iptali davası açılmadığından ve dosya işlemden kaldırılmış olduğundan derdestlik itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK’ nun 68/1.maddesi “… alacaklı itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilamsız takip yapılamaz.” hükmünü içermektedir. Mahkemece anılan yasa hükmü gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın öncelikle incelenmesi gerektiği nedeniyle temyiz edilmiştir. İtirazın iptali davasının koşullarından biri de yetkili icra dairesinde ilamsız icra takibi yapılmasıdır. Davalı borçlu aleyhindeki icra takibinde hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece icra dairesinin yetkisi dava şartlarından olduğundan İİK.'nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle usul ekonomisi bakımından bu yönün incelenmesine gerek bulunmadığı gerekçesiyle işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

            İİK.nun 67/1.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 1 sene içinde açılması gerekir. Bu bir dava şartı olup mahkemece re’sen gözetilmelidir. Somut olayda her ne kadar itiraz alacaklıya tebliğ edilmemiş ise de, alacaklı vekili tarafından 21.11.2003 tarihinde Çorlu İcra Mahkemesine itirazın kaldırılması talebi ile dava açılmıştır. Hal böyle olunca bir yıllık dava açma süresinin o davanın açıldığı tarihten itibaren başlatılması gerekir. Zira alacaklı itirazın kaldırılması davasını açtığı tarihte dava konusu icra takibi ve itirazla ilgili tüm hususları öğrenmiş sayılır. Buna göre davanın bir yıllık yasal süre geçtikten sonra açıldığı ve dava şartının gerçekleşmediği gözetilerek reddine karar verilmesi gerekirken bu yönler gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir....

              İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, borçlu aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. İcra Hukuk Mahkemesince; taraflar arasındaki uyuşmazlığın kat mülkiyeti kanunundan kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk mahkemesi ise; davacının icra tetkik merciinde itirazın kaldırılmasını talep ettiği, genel mahkemelerde dava açmaya zorlanamayacağından bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu süresi içinde icra dairesine başvurarak takibe itiraz edebilir. Alacaklı itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurabileceği gibi itirazın iptali için ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde genel mahkemelere başvurabilir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali ve tahliye Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 4.500,00 TL üzerinden itirazın iptaline, asıl alacağın %40 oranında icra inkar tazminatına, bunun haricindeki davacı taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar vekili, dava dilekçesinde kira bedelinin 2.000,00 TL olup 1.000,00 TL'sinin davacı ...'nin, 1.000,00 TL'sinin de davacılardan ..'...

                  Davacı alacaklı tarafından dava dilekçesinde İİK. 269/b maddesi gereğince itirazın kaldırılması istenilmeden, itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca mahkemece icra dosyasındaki itirazın süresinde olup olmadığı hususu üzerinde durulmadan, süresinde olmayan bir itirazın varlığı halinde kesinleşen takibe göre sadece kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın kaldırılması ile kiralananın tahliyesine karar verilmeside doğru değildir. Karar bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 01/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; itirazın iptali davasının borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren (1) yıl içinde açılması gerektiği, icra dosyasında itirazın tebliğ edilmediği, icra dosyasında alacaklının itirazın tarafına tebliği için masrafı yatırmamasının aleyhine değerlendirilemeyeceği, davacı – alacaklı tarafından itirazın öğrenildiği bildiren tarihten itibaren (1) yıllık sürede davanın açılmış olduğu, davacının çekin ciro yolu ile yetkili hamili olup, davalının çekte ciranta olan dava dışı 3. kişiye borcu ödediğini ve borcu bulunmadığı iddiasını ispatlayamadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu