Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hal böyleyken, yargılamanın konusu, asıl alacak olarak talep edilen kıdem tazminatına ve feri alacak olarak talep edilen işlemiş faiz alacağına yapılan itirazın haklılığı veya haksızlığıdır. Mahkemece, davalı vekilince sunulan davaya cevap dilekçesinde, ayrıca faiz alacağı hakkında herhangi bir savunmaya yer verilmemiş olması gerekçesiyle, işlemiş faiz alacağı kalemi bakımından değerlendirme yapılmamış ve fakat bu alacak kalemi bakımından da itirazın iptaline karar verilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, itirazın iptali davasının niteliği nazara alındığında, icra takibinde itiraz edilen alacağın varlığı hakkında, davaya cevap dilekçesinde ayrıca bir savunma ileri sürülmemiş olması, söz konusu alacağa yapılan itirazın uyuşmazlık konusu olmaktan çıktığı veya borçlunun itirazını değiştirdiği şeklinde yorumlanamaz....

    Esas sayılı dosyasında aynı takibe ilişkin 03/02/2020 tarihinde itirazın iptali davası açtığı ve davanın görevli ticaret mahkemesine gönderilmesinden sonra Arabuluculuk Zorunlu Dava Şartı nedeniyle reddediliği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67/1.maddesinde; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Düzenlemede de açıkça ifade edildiği üzere itirazın iptali davaları için yasada belirtilen bir yıllık süre, borca itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlamaktadır. Diğer taraftan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde, “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz” kuralı mevcuttur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında ... 13. Asliye Ticaret Mahkemesi ve ... 27. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Asliye ticaret mahkemesince, 5464 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca kart çıkaran kuruluşların kart hamilleri aleyhine açtığı davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili tarafından davalıya domates tohumu satılıp teslim edildiğini, faturalardan kaynaklı cari hesap bakiye alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, bilakis davacıdan alacaklı olduğunu, bu bağlamda ...2....

          Taraflar arasında davacının itirazın iptali olarak açtığı davada, ıslah yolu ile alacağın attırılıp arttırılamayacağı uyuşmazlık bulunmaktadır. Genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde, borçlunun itirazı üzerine takip durur. Alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkânlarından biri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67'inci maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından, takibe itiraz eden takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibi konusu alacak davası İş Mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da İş Mahkemesinde açılır. İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz. Yargılama sonunda icra takibine itirazın kısmen ya da tamamen iptali ile takibin devamına ya da davanın reddine dair karar verilmelidir....

            Takip konusu alacak İİK’nın 68, 68-a maddelerindeki belgelerden birine dayanmaktaysa, alacaklı dilerse icra mahkemesinde itirazın kaldırılması, dilerse mahkemede itirazın iptali davası açma (m.67) yoluna gidebilir. Ancak belirtmek gerekir ki, alacaklı seçim hakkını mahkemede dava açmak suretiyle kullanmışsa, bu defa dava derdest iken bunu olduğu gibi bırakarak icra mahkemesinden itirazın kaldırılması yoluna başvuramaz. Hatta evvelce icra mahkemesine başvuran alacaklı, sonra mahkemeye başvurarak itirazın iptali davası açmışsa, bu davanın derdest olduğu sırada, tekrar icra mahkemesine dönerek ilk müracaatını yineleyemez. Bununla beraber önce itirazın kaldırılmasını talep eden alacaklı, bu yolu bırakarak itirazın mahkemede iptalini isteyebilecektir (Değnekli, A.: İtirazın İptali Davası, Ankara 2013, s.79)....

              K A R A R Davacı, avukat olan davalıya vekaletname verdiğini ve sonrasında cezaevine girdiğini, cezaevinde olduğu sırada hukuki işlemlerini takip eden davalının kendisi adına yatan ya da masraf olarak verdiği paraları uhdesinde tuttuğunu tespit ettiğini, bu paraları talep etmesine karşın davalının iade etmediğini, bunun üzerine davalıyı azlettiğini, davalının uhdesinde bulunan paraların tahsili için davalı hakkında başlattığı takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu, haksız itirazın iptali için açtığı itirazın iptali davasında delillerin toplandığını, son celseye cezaevinde olduğundan katılamadığını ve davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, delillerinin bu dava dosyasında bulunduğunu ileri sürerek, 17.293,00 TL alacağının 01/01/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

                İtirazın İptali ve İtirazın Kaldırılması davaları aynı davalar olmamakla birlikte 2004 sayılı kanunun farklı maddelerinde düzenlenmiş, görev yönünden farklı mahkemelerin yetkili olduğu, farklı yargılamalara tabi, farklı ispat şartları olan ve hüküm sonuçlarınında birbirinden çok farklı olduğu iki farklı dava türüdür. Bu sebeple yerel mahkemenin derdestlik dava şartı sebebiyle reddi yerinde olmamıştır. 9- ) Nitekim bir dava açılırken dikkat edilmesi gereken kurallardan biri olan davayı açacak olan kimsenin hukuki yararının olup olmamasıdır. İtirazın kaldırılması davası açıldıktan sonra itirazın iptali davası da açıldığı zaman hukuki yarar mevcuttur. Şöyle ki yukarıda bahsi geçtiği gibi açılacak olan itirazın kaldırılması davası ile itirazın haksız olduğu saptanarak tespit hükmü elde edilecekken, itirazın kaldırılması davası devam ederken açılacak olan itirazın iptali davası ile hem itirazın haksız olduğu tespiti hemde alacağın olup olmadığı kesin olarak hükme bağlanacaktır....

                Yapılacak iş; idari para cezası ile ilgili davacının süresinde yaptığı itirazın SGK Komisyon Başkanlığı tarafından 22.5.2012 tarih 2012/9 karar ile reddedilmesi üzerine davacının bu red kararının iptali için ... İdare Mahkemesi Başkanlığına açtığı davanın kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 04/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  İş Mahkemesinde açtığı davacısının ..., davalısının ... olan ... E. 2015/161 K. sayılı itirazın iptali dava dosyanın eklenerek gönderilmesi için dava dosyasının yerel Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu