Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TTK'nin 4/1 maddesi hükmüne göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için davanın her iki tarafının tacir ve uyuşmazlığın da ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması ya da uyuşmazlık aynı yasa maddesinde belirtilen sözleşmelerden kaynaklanıyorsa taraflardan en az bir tanesinin ticari işletmesini ilgilendirmesi gerekir. Somut olayda, dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunmadığı, işbu davanın mutlak ticari davalardan da olmadığı, bu nedenlerle mahkememizin görevli olmadığı, işbu davada genel görevli mahkeme olarak Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, bu durumda somut davada göreve ilişkin dava şartı eksikliği bulunduğu anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Mahkemece; protokolde açıkça taşınmazın satılması şartının olduğu, şirketin devrine ilişkin herhangi bir hükmün yer almadığı, şirket devri sonucu taşınmazın el değiştirmesinin taşınmazın satılması olarak kabul edilemeyeceği,...Petrol şirketine ait taşınmazın satılmadığı tapu kayıtlarından görülmekle protokole göre alacak dayanağı satışın gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafça temyiz edilmiştir. Somut olayda; davacı ile dava dışı ...’nin davaya konu ... Petrol Ltd. Şti. ve 4 Eylül Petrol Ltd. Şti.'nde ortak oldukları dönemde aralarında 21.04.2011 tarihli bir protokol imzaladıkları, protokolün 5. maddesinin; “ .... Ltd. Şti.'nin istasyonunun haricen satılması için ...'a başvuru yapılacak ve işyerinin satılması için gerekli çaba gösterilecektir...Taşınmazın ve istasyonun satılması halinde bedel taraflarca yarı yarıya paylaşılacaktır. Bu taşınmazın satılması halinde ..., v.d ... Petrol LTD....

      GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağa dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.Yargılama sırasında alacağın devri sözleşmesi ile dava konusu alacak davacı ... tarafından ...'ya devredilmiştir. Kural olarak; fatura konusu mal veya hizmetin teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz....

        Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; davacı şirkete ait aracın satılması amacıyla davalı tarafa vekaletname verilmesi üzerine, araç satış bedelinin davalı tarafça davacı tarafa verilmediği iddiasına dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılmış itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesine ilişkindir....

          Bilgisayar Ltd.Şti. arasında 04.06.2009 tarihli Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi ve davalının da müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı 14.05.2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında iki adet ticari kredi kartı kullandırıldığını, borç ödenmediği için girişilen icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, davalının şirket hissesini devretmiş olmasının kefilliğini sona erdirmeyeceğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, kendisinin hisse devrinden 3 yıl sonra oluşmuş olan borcu ödemesinin mümkün olmadığını savunmuştur....

            TTK'nın 4/1. maddesi uyarınca nisbi ticari dava olması için, her iki tarafın tacir olması ve davanın ticari işletmelerinden doğması gerekir. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, Kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/228 Esas KARAR NO: 2023/135 DAVA: İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 05/04/2021 KARAR TARİHİ: 15/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin , davalı ----- ortağı olup şirket ortaklarından ----arasında 16/01/2018 tarihli ---- akdedildiği, bu protokole göre, ----- nominal bedelli----- oranındaki şirket hisselerinin--- kararlaştırılan şekil ve koşullarda devredilmesinin düzenlendiği, davalı ------ malen/müteselsilen sorumlu olduğu ------ hükümlerine göre, davalıların üzerine düşen sorumlulukları gereği gibi yerine getirmekten imtina ettikleri, ilgili protokolün------ maddesi gereği; müvekkiline --- tarihine kadar aylık net---- ücret ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğu, ---- aylarına ilişkin herhangi bir ödeme...

                Davalı, su borçları bulunmadığını, zira davalı şirketin faturaya konu iş yerinden 2011 yılı mayıs ayında iş yerinin icra kanalı ile satılması sonucu ayrıldığını, bu tarihten itibaren ise iş yerinde dava dışı ...Ltd.Şti’nin faaliyet yürüttüğünü,söz konusu borçtan da bu şirketin sorumlu olduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir. Mahkemece;davanın kabulü ile, ... 16 . İcra Müdürlüğünün 2013/9241 esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin icra dosyasındaki asıl alacak, faiz ve takip masrafları üzerinden yürütülmesine; ihtilaf nizalı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava; su aboneliğinden kaynaklı borca yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. TTK'nun 4.maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır....

                  Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 22/10/2018 tarihinde açılmıştır. 6102 sayılı TTK'nın 4/1-c bendinde; 11.01.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekli değiştirmesi hakkındaki 202. ve 203. maddeleri uyarınca açılan davalar, tarafların tacir olup olmadıklarına ve işletmenin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın mutlak ticari dava olduğu, bu nedenle asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği " belirtilerek önceki karar kaldırılmış, dava dosyası verilen görevsizlik kararı ve süresinde yapılan başvuru üzerine mahkememizin yukarıda belirtilen esas numarasına kayıt edilmiştir....

                    Maddenin 2. fıkrasında, ticari vekilin yetkilerinin mutad işlerin tümünü kapsadığı, ancak, açık bir yetki verilmedikçe ticari vekilin bazı işlemleri yapamayacağı belirtilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun bu tanımlamaları itibariyle, ticari mümessil ve ticari vekil arasında, ana hatlarıyla şu farkların bulunduğu görülmektedir: Ticari mümessilin, bir işletmenin tüm işlerini idareyle görevlendirilmesine ve böylece, işletmenin belirli yetkilere sahip “idarecisi” niteliğinde olmasına ve adeta işletmenin sahibiymiş gibi işletme konusuna giren tüm işlemleri (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 451. maddesindeki sınırlamalar dışında) yapabilme yetkisine sahip bulunmasına karşın, ticari vekilin temsil yetkisi, işletmenin olağan işleriyle sınırlıdır; ticari vekil, işletmenin yönetimine ve yürütülmesine ilişkin yetkilere sahip değildir....

                      UYAP Entegrasyonu