Talep ise, tasarrufun iptali davasında ihtiyati haciz talebinin kabulü kararına yapılan itirazın reddine ilişkin yapılan istinaf talebine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarının amacı alacaklıların para alacaklarına kavuşmalarını sağlamaktadır. Davanın konusu tasarrufa konu taşınır ya da taşınmazlar değildir. Bunlar üzerinde mülkiyet değişikliği gibi bir amaç güdülmemektedir. Bu taşınır ya da taşınmazların cebri icrayla satılması ve alacaklıların alacaklarına kavuşması hedeflenmektedir. Yani bu davaların konusu da para alacaklarıdır. Bundan dolayıdır ki İİK'nın 281'inci maddesinde tasarrufun iptali davalarında daha özel bir geçici hukuki koruma tedbiri öngörülmüştür. Buna göre anılan davada uygulanması gereken İİK.'nın 281/2. maddesi uyarınca, hakim iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur....
Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücreti takip konusu alacak miktarı ile (kat'i aciz belgesi düzenlenmiş ise aciz belgesindeki miktar) iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki rayiç değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden hesaplanması gerekir.Somut olayda iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri 116.805 TL, takip konusu alacak toplamı olan 222.130,00 TL'den daha düşük olduğundan mahkemece (dava değeri dava dilekçesinde 12.000 TL olarak olarak gösterildiğinden) 104.805 TL üzerinden davacıya eksik harcın tamamlanması için süre verilmesi tamamlandığı takdirde harç ve vekalet ücretinin 116.805 TL üzerinden hesaplanması gerekirken dava değeri olan 12.000 TL üzerinden harç ve vekalet ücreti hesaplanması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusunun kalmadığı gerekçesi ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı Hazine vekili davalı Şirket aleyhine icra takibi yaptıklarını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı taraf davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, borcun yapılandırma suretiyle ödenmiş olmasından dolayı davanın konusunun kalmadığı gerekçesi ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak-tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istihkak davasının kabulüne, tasarrufun iptali davasının reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı karşı davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı (karşı davalı üçüncü kişi) vekili, İstanbul 2....
Bu tensipteki ara kararına karşı davalılar vekili tarafından ihtiyati hacze itiraz edilmiş mahkeme 17/12/2021 tarihli gerekçeli ara kararı ile davanın İİK 277 ve devamı maddesi gereğince tasarrufun iptali davası olduğunu ihtiyati haczin İİK 281/2 maddesine göre verildiği, 100.000,00- TL gösterilen alacağın %15 i oranında teminat alındığını ve bu sebeple hacze itirazın reddine karar verildiği görülmüştür. Bu red kararına karşı davalılar vekilinin istinafa geldiği görülmüştür. İİK'nın 281/2. maddesi "Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur....
a temlikine ilişkin diğer davalılarca yapılan 26/10/2011 tarihli tasarrufun davacının fon alacağının temini yönünden iptaline, karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava; 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Davacının bu davadaki amacı, yaptığı icra takibi nedeniyle alacağını tahsil edebilmek için yapılan alacağın temlikine ilişkin tasarrufun kendisi yönünden geçersizliğini sağlamak olup, davacının bu hakkı ayni değil şahsi sonuç doğurur. Davada tasarrufun iptali sebeplerinin olması halinde dava konusu alacağın temlikine ilişkin tasarruf için haciz yetkisine karar verilmesi gerekir....
Mahkemece; davacının ihtiyati tedbir nedeniyle nasıl bir zarara uğradığını, temlik alacağının bir kısmını neden temlik etmek zorunda kaldığını, tasarrufun iptali davasının kendisini zarara uğratmak amacıyla açıldığını ve yasal faizle karşılanamayacak bir zararı olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İİK’nun 281/2. maddesine göre tasarrufun iptali davalarında hâkim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Tasarrufun iptali davasında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi, alacaklının davasının kabulü halinde alacağına kavuşmasını tehlikeye düşürmemeye yönelik olarak getirilmiş bir uygulama olup, Yargıtay uygulamasında da bu tedbirin ihtiyati haciz mahiyetinde olduğu kabul edilmektedir....
itirazın ve kaldırılması isteminin reddine karar verilmiş; ara karar davalı, birleşen davanın davacısı ......
Davalı alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davası “karşılık dava" olarak açılmıştır. 24.2.1954 günü E:2 K:7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da ayrıca vurgulandığı gibi, karşılık dava olarak açılan tasarrufun iptali davası İcra Mahkemesinde görülür. Ayrıca bu karşılık davanın cevap süresi veya en geç ilk oturumdan önce açılması gerekmektedir. Davacı vekili ise bu davayı ayrı ve bağımsız olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığından, İİK'nun 97/17. maddesi anlamında karşılık dava olarak nitelemek mümkün değildir. Bu halde davanın İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre bağımsız olarak açılmış tasarrufun iptali davası olarak nitelemek sureti ile bu davanın koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava nitelemesinde hata yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... Sanayi ve Tic....
Somut olayda, davacı üçüncü kişi tarafından istihkak davası açılmış, davalı alacaklı vekili tarafından cevap dilekçesi ile birlikte karşı dava olarak tasarrufun iptali davası açılmıştır. Bu durumda, İİK'nin 97/ 17. maddesi gereğince tasarrufun iptali davası ile ilgili esasa ilişkin karar verilmesi ve üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında, davanın reddine karar verildiğinden, davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, başlangıçta mevcut olan hukuki yararın ortadan kalktığından bahisle tasarrufun iptali davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği hususu gözardı edilerek yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olmuştur....