Aciz belgesinin varlığı sadece İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları için önkoşul olup 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları için ibraz edilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Gerek 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı, gerekse İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davasının görülebilirlik koşullarından biri, mahkemece de belirlendiği gibi alacaklı tarafından borçlu aleyhine yapılan icra takibinin kesinleşmiş olmasıdır. Somut olayda davalı borçlu hakkında 6183 Sayılı Yasa gereği çıkarılan ödeme emri idare mahkemesinin kesinleşen kararı gereğince “ davacı ... ile aralarında vekalet ilişkisi bulunan idarenin, sözkonusu zararı alacak davası olarak tahsil etmesi gerekirken 6183 Sayılı Yasa uyarınca ödeme emri düzenlenmesinin hukuka aykırı olduğu” gerekçesiyle iptal edilmiştir....
Söz konusu katılma yoluyla temyiz dilekçesinin HUMK.nun 433. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra verildiği temyiz defterine kaydedilmediği ve harcının da yatırılmadığı anlaşıldığından davalı-karşı davacı vekilinin temyiz isteminin reddi gerekmiştir. 2-Davacının temyiz itirazları yönünden; Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra takibinin kesinleşmesi tasarrufun iptali davalarında dava koşuludur. Şayet icra takibine karşı yapılan itirazın, iptali için dava açılmışsa bu husus ön mesele kabul edilerek bunun sonucu ve dolayısıyla icra takibinin kesinleşmesi beklenmelidir. Somut olayda davacı alacaklı tarafından davadan önce 25.8.2005 tarihinde davalı borçlu aleyhine takip yapılmış borçlunun 5.9.2005 tarihli itirazı üzerine icra takibi durmuştur....
'nın davanın açıldığı tarihten önce vefat ettiği ve ölü kişi aleyhine dava açılamayacağından husumet nedeniyle, davalı ... yönünden ise borçlu aleyhine yürütülen takibin işlemsiz kaldığını ve yenileme yapılmadığı, tasarrufun iptali davasının ön koşulunun kesinleşmiş bir icra takibinin varlığı olması bakımından ön koşulun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava İİK'nın 277. ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, alacağın tahsili amacı ile açılan tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için borçluya karşı cebri icra takibi yapılmış olması ve yasal süre içerisinde itiraz edilmemesi veya yaptığı itirazın iptali üzerine kesinleşmiş ve ödenmemiş bir alacağın bulunmasının gerekmesine, somut olayda borçlu ...'...
HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali istemine ilişkindir. İİK'nin 281/2'nci maddesi gereğince, "Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur." Bu tür davalarda davanın kabulü halinde takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilir. Tasarrufun iptali davalarında dava kabulle sonuçlandığı takdirde, alacaklı tarafından başlatılacak yeni bir icra takibi sözkonusu olmayıp İİK'nin 281/2'nci maddesi gereğince uygulanan ihtiyati haciz, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşür ve davacı alacaklı verilen ilamı icra dosyasına ibraz ederek cebri icra işlemine devam eder....
Mahkemece, tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için kesinleşmiş takibin olması gerektiği, borçlunun takibi itiraz ettiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı, vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için diğer dava koşullarının yanında, kesinleşmiş bir takibin varlığı da gereklidir. Dosya içerisindeki bilgilerden, dava dayanığı takip dosyası ile ilgili olarak, borçlunun yaptığı itirazı nedeni ile takibin duruduğu ve . İcra Mahkemesinin 2012/244 Esas sayılı dosyasından itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, yapılacak iş, anılan davanın sonucunun bekletici mesele yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/4987 sayılı dosyası ile başlattığı icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğu ve yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğundan bahisle ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/628 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı ve davacının davasının kabulü ile davalının ... 2. İcra Müdürlüğünün 2012/4987 sayılı dosyasına bulunduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verildiği ancak verilen kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda ortada kesinleşmiş bir icra takibi de yoktur. Bu nedenle anılan itirazın iptali davasının kesin olarak sonuçlanıp sonuçlanmadığı araştırılarak, kesinleşmemiş ise anılan davanın bekletici mesele yapılmasına karar verilmesi bu dosya içeriğine ve oluşacak sonuca göre dava şartları yeniden değerlendirilerek esasa girilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı (ihtiyati haciz ile ilgili daha sonra karar verilmek üzere ) ihtiyati tedbir konulmuş bu karara davalı ... vekili tarafından yapılan itirazın reddi üzerine red kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak mal bulunamadığını ileri sürerek borçluların, dava konusu taşınmazlarını davalı ...’ya satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep ve dava etmiş ve taşınmaz üzerine ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir....
ın borçlunun çalışanı olması nedeniyle dava konusu 5.3.2012 tarihli tasarrufun İİK'nun 278/3-1, 280/1, 6.6.2012 tarihli tasarrufun da İİK’nun 280/1.maddesi gereğince iptale tabi bulunmasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı ...’nin dava konusu yaptığı ... 2.İcra Müdürlüğü'nün 2012/15313 sayılı takip dosyasına davalı borçlunun itiraz ettiği ve itiraz üzerine takibin durduğu, 2013/536 Esas sayılı dava ile davacı tarafından itirazın iptali davası açıldığı anlaşıldığından Mahkemece itirazın iptali davası ilgili Mahkemesinden istenerek incelenmesi davacı lehine sonuçlanmış ve kesinleşmiş ise şimdiki gibi anılan takip dosyası yönünden de tasarrufların iptaline, aksi takdirde kesinleşmemiş ise kesinleşmesinin beklenmesi, davalı borçlu lehine sonuçlanmış ve kesinleşmiş ise anılan takip dosyası yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir....
Hal böyle olunca mahkemece borçlu hakkında yapılan takip nazara alınarak bu takibin kesinleşmesinin tasarrufun iptali davasının görülebilmesinin ön koşulu olduğu gözetilerek itirazın iptali davasının tasarrufun iptali davası için bekletici mesele yapılması, o davanın sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ltd.Şti vekili, aciz belgesinin olmadığını, dava dayanağı takiple ilgili itirazın iptali davası açıldığını, alacaklının kötü niyetli olduğunu devrin bilgisi dahilinde yapılıp satış bedelinin bankaya ödendiğini belirtmiştir. Mahkemece, dosya içeriğinden dava konusu taşınmazın 400.000,00 TL bedelle satıldığı, bu bedelin davacı bankanın leasing şirketine ödenmesinin kararlaştırıldığı, davacı bankanın sonradan bu davayı açmasının iyiniyetli olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için diğer dava koşullarının yanında, kesinleşmiş bir takibin varlığı da gereklidir....