Davalı vekili, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin sipariş ettiği yedek parça yerine davacının farklı marka yedek parça göndermesi nedeniyle müvekkilinin dava dışı sigorta şirketine cezai şart bedeli ödemek zorunda kaldığını, buna sebebiyet veren davalı şirketin cari hesabından bu zararın mahsup edildiğini, davacı şirketin cari hesap nedeniyle müvekkilinden bir alacağı bulunmadığını savunarak, davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir....
Cezai şart yönünden ise; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4.4 maddesine göre üst üste 2 adet faturanın ödenmemesi halinde, davacı şirketin alacağının 2 katı oranında cezai şart isteme hakkı bulunmaktadır. Davacının takip tarihi itibari ile üst üste ödenmemiş 6 adet fatura alacağının bulunduğu, böylece davacının cezai şart talep etmekte haklı olduğu anlaşılmış, cezai şart miktarının davalı şirketin ekonomik yönden mahvına sebep olmayacağına dair gerekçeli bilirkişi raporu benimsenerek ve alacağın likit olduğu dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM:Gerekçede açıklandığı üzere; Davanın KISMEN KABULÜ ile; 1-Davalı şirket ile davalı ...'in .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas Sayılı dosyasında takibe yaptığı itirazın İPTALİ ile takibin talepnamedeki koşullarla devamına, 2-Alacak belirlenebilir olmakla iptaline karar verilen kısmın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalı şirket ile davalı ...'ten alınarak davacıya verilmesine, 3-...'...
Mahkemece, davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ...’in yaptığı itirazın kısmen iptali ile, 17.700-TL asıl alacak, 5.000-TL cezai şart olmak üzere toplam 22.700-TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal 2010/1301-13236 faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalı ...’in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, sadece cezai şart alacağı ile sınırlı olarak itirazın kısmen iptalini istemiş olmasına rağmen; mahkemece, talep aşılarak, takibin 17.700-TL asıl alacak, 5.000-TL cezai şart olmak üzere toplam 22.700-TL üzerinden devamına şeklinde hüküm kurulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, " Dava, davacı tarafından davalı aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ... dağıtım şirketi ile davalı ... bayi arasında akdedilmiş olan bayilik sözleşmesi gereği olarak davalı tarafından taahhütlerin tam olarak yerine getirilmemesi sebebiyle davacı tarafından sözleşme feshedilmiş olup, davacı tarafından davalıya kdv dahil 17.341,93 USD tutarlı cezai şart faturası düzenlenmiş, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmiş, itiraz üzerine takibin durması sebebiyle davacı tarafından işbu itirazın iptali davası açılmıştır....
olduğunu iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İfaya ekli cezai şartın istenebilmesi için en geç ifanın gerçekleştiği anda cezai şart alacağının saklı tutulduğunun itirazi kayıt olarak ileri sürülmüş olması gerekir. Dosya kapsamına göre, davalı tarafça bu yönde bir delil sunulmadığından, teslim ile birlikte cezai şart talep etme hakkının düştüğünün kabulü gerekir. Bu durumda, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak, cezai şart alacağı düşülmeksizin asıl alacak yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmuştur. Öte yandan, özellikle cezai şart alacağı bulunup bulunmadığı ve mahsubun gerekip gerekmediği yönünden bilirkişi incelemesi ve yargılama yapıldığından alacağın bu yönüyle likit olmadığı anlaşılmaktadır....
Bu durumda davacının sözleşme devrine muvafakat ettiğinin kabulü gerekmekte olup, ilk derece mahkemesinin bayilik sözleşmesinden kaynaklanan hakların davalı tarafından ileri sürülemeyeceğine yönelik kabulü hatalıdır. Bayilik sözleşmesi devrine davacının muvafakat ettiğinin kabulü nedeniyle, sözleşmeye bağlı hak ve alacaklar davalı tarafından davacıya karşı ileri sürülebilecektir. Bu kapsamda davalı tarafça, davacıdan sözleşmeye dayalı ciro ve reklam payı alacağı ile haksız fesihten kaynaklanan cezai şart alacağının bulunduğu, söz konusu çek bedellerinin öncelikle cezai şart alacağından mahsup edildiği ileri sürülmüştür....
GEREKÇE: Dava, bayiilik sözleşmesinden kaynaklı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunuluştur. HMK 355. Maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni nedenleri ile sınırlı olarak kararın istinaf incelemesi yapılmıştır. İcra takibinde itirazı yapan vekilin açılan itirazın iptali davasında vekil olarak kendiliğinden kabulü mümkün değildir....
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının elektrik tedarikçisi olup müvekkil şirkete elektrik tedarik ettiğini, işbu icra takibi dayanağının da elektrik tedarik hizmeti satın alma sözleşmesinden kaynaklı cezai şart alacağı iddiasından kaynaklı olduğundan müvekkilin nihai tüketici konumunda olması nedeniyle yetkili ve görevli mahkemenin Bakırköy Tüketici Mahkemesi olduğunu, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında akdedilmiş olan dava konusu Elektrik Enerjisi satış Sözleşmesi genel işlem koşulları hazırlandığın haksız şartlar taşıyan ve sadece tek tarafı koruyan bir sözleşme niteliğinde olup tüketici olan müvekkilin aleyhine yer alan hükümler hakkında müvekkilinin aydınlatılmamış ve müzakere edilerek değişiklik yapma hakkı kendisine tanınmadığını, bu nedenle tek taraflı haksız cezai şartlar içeren sözleşme maddelerinin hükümsüz olacağından bu sözleşmeye dayanarak kötü niyetli davacı taleplerinin korunmaması gerektiğini, müvekkilin sözleşmeyi akdederken sadece indirimli...
Dava, adi yazılı araç satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve cezai şart istemine dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında harici araç satım sözleşmesi düzenlendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu araç satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmemiş olması nedeniyle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi uyarınca geçersiz olduğu anlaşılmakta olup, bu tür geçersiz sözleşmelerde taraflar sözleşme uyarınca birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri isteme hakkına sahiptirler. Somut olayda da geçersiz sözleşme nedeniyle herkes aldığını iade ile yükümlüdür. Yine geçersiz olan sözleşme nedeniyle cezai şart talebinde bulunulamaz. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....