Davalı taraf takibin adi ortaklık adına başlatıldığını bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkememizce bu hususu değerlendirmek gerekmiştir. Davalı taraf şirketlerin adi ortaklık kurduğuna ilişkin dosyaya tüm delilleri sunmuş olup, bilindiği üzere adi ortaklığın ayrı bir tüzel kişiliği yoktur. Adi ortaklığın aktif ve pasif dava ehliyeti bulunmadığından, adi ortaklık aleyhine açılan davalar ile yapılan takiplerde husumetin tüm ortaklara yöneltilmesi zorunludur. Öte yandan itirazın iptali davası takip hukukundan kaynaklanmakta olup, icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu nedenle yetkili icra dairesinde, usulünce icra takibi yapılmış olması itirazın iptali davası yönünden dava şartı niteliğindedir. Adi ortaklığı oluşturan şirketler takipte ayrı ayrı borçlu olarak gösterilmesi gerekirken incelenen icra dosyasında husumetin sadece adi ortaklık adına yöneltildiği anlaşılmıştır....
Mahkemece; davanın, cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, somut uyuşmazlıkta davalı ile davacı ve onun adi ortaklık ilişkisi içinde bulunduğu firmanın oluşturduğu iş ortaklığı arasında sözleşme imzalandığı, anılan sözleşme uyarınca taraflar arasında ticari ilişki olduğunun uyuşmazlık konusu olmadığı, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, tarafların mutabık olduğu sözleşme ve tüm dosya kapsamından, davacı ile dava dışı firmanın oluşturduğu adi ortaklıkla davalı arasında sözleşme imzalandığı, takibe konu para alacağının bu sözleşmeden kaynaklandığı, davacı ile dava dışı firma arasındaki iş ortaklığının adi ortaklık niteliğinin bulunduğu, adi ortaklığın tek başına tüzel kişiliğinin olmadığı, para alacaklarının tahsili ve takibinde bütün ortakların talepte bulunmasının gerektiği, işbu davanın itirazın iptali davası niteliğinde olduğu, davanın takip talebindeki şartlara göre çözümleneceği, takip talebinin salt davacı tarafça...
'a devrettiğinin görüldüğü; davacının, takip ve dava konusu alacağın oluştuğunu bildirdiği 07/07/2009 cari hesap alacağının oluştuğu tarihte davalının adi ortaklığın ortağı konumunda bulunmadığı gerekçesi ile davanın sübut bulmadığından reddine; davacının ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağı bulunduğu adi ortaklığın ortakları dışında eski ortak konumunda bulunan davalıya karşı pasif husumeti bulunmadığı halde; icra takibi ve dava açmakta haksız ve kötüniyetli olduğu sonucuna varılarak da reddolunan kısım üzerinden hesaplanan %20 kötüniyet tazminat tutarı 2.809,08 TL'nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmiştir....
ın telefon ve e-posta araçları dahil olmak üzere kurulmaya çalışılan iletişime bir yanıt vermediğini, bunun sonucu olarak Adi Ortaklık Sözleşmesi kapsamında kararlaştırılan faaliyetlerin sözleşmenin imzalandığı tarihten günümüze kadar hiçbir şekilde gerçekleştirilemediğini, dava şartı arabuluculuğa başvurma zorunluluklarının olmadıklarını, ilgili ticari davanın dava şartı arabuluculuğa tabi olması için ticari davanın konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit veya istirdat davası olması gerektiğini, bu hususun adi ortaklık sözleşmelerinin konu olduğu davalar için de aynı olduğunu, açmış oldukları işbu adi ortaklığın feshi davasının taraflar arasında bir alacak, tazminat ileri sürülmeyecek olması sebebiyle dava şartı arabuluculuğa tabi bir uyuşmazlık olmadığını, davalının, davacı ile iletişim kurmamasının, adi ortaklığın herhangi bir ticari faaliyetinin olmamasının adi ortaklığın mahkeme kararıyla feshi için haklı sebep teşkil ettiğini, tüm bunlara ek olarak...
Dava; ortaklık payı alacağının tahsili istemiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Bir ortak tarafından, adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın veya kar payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer.Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....
Mahkemece toplanan delillere göre; takibe konu faturanın adına düzenlendiği iş ortaklığının adi ortaklık olduğu, adi ortaklığın ayrı bir tüzelkişiliğinin bulunmadığı, adi ortaklığı oluşturan davalı şirketlerin ayrı ayrı tüzelkişilik olarak adi ortaklığın hak ve borçlarından sorumlu oldukları, icra takibinde davalı şirketlerin ayrı ayrı borçlu olarak gösterildikleri, dolayısıyla davalı tarafın husumete yönelik savunmasının yerinde olmadığı, takibe konu faturanın hem davacı hem de davalıların oluşturduğu iş ortaklığının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu nedenle faturaya konu malların davalılara teslim edilmiş sayıldığı, iş ortaklığı defterinde ödeme kaydı bulunmadığı, dolayısıyla davacının asıl alacak talebinde haklı olduğu, bunun yanında davalıların icra takibi öncesinde temerrüde düşürülmedikleri, ayrıca alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, icra takibine yapılan itirazın asıl alacak tutarı üzerinden iptaline ve takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının...
İnşaat vekili adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile ilgili dava açıldığı ve adi ortaklıktan zarar gördüğü yönünde savunmada bulunmuş ise de TBK 625.maddesinde düzenlenen adi ortaklığın yönetiminde belirtildiği üzere yönetim yetkisi tüm ortaklara ait olup bu ortakların ortaklık adına yaptıkları işlemlerin tüm ortakları bağladığı, nitekim ... İnşaatın dava tarihi itibariyle halen adi ortaklık sıfatına haiz olduğu, adi ortaklığın feshi davası dava tarihi itibariyle sonuçlanmamış olup sonuçlansa dahi ortaklığın mevcut sözleşme kapsamında sorumluluklarının devam ettiği ortadadır....
Dava; taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsili, adi ortaklığın feshi ve kayyım atanması istemlerine ilişkin olup Türk Ticaret Kanununun 4. Kitabında yer alan uyuşmazlıklarla ilgisi bulunmamaktadır. Somut olayda taraflar tacir olmayıp, uyuşmazlığın tarafların ticari faaliyeti ile ilgisinin bulunmaması karşısında davanın 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 06.10.2015 gününde oy birliği ile karar verildi....
Alacaklılar toplantısının 08/02/2021 tarihinde yapıldığı, davacının talep ettiği 3.780,21-TL alacağın kabulüne 4. Sıra kapsamında değerlendirilmesine karar verildiğini, icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını, alacağın likit olmadığını beyan etmiştir. DELİLLER: Ankara .... ATM'nin 11/04/2018 tarih ve 2017/92 E. Sayılı kararı, Ankara b. İflas Müdürlüğünün 2018/7 İflas sayılı dosyası, Ankara ... Müdürlüğünün 2017/14636 E. Sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı. GEREKÇE: Dava, itirazın iptali istemlidir. Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafından davalılar aleyhine Ankara ... Müdürlüğünün 2017/14636 E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı E + M Elektrik... A.Ş. Vekili, cevap dilekçesinde belirttiği nedenlerle davanın reddini talep etmiştir. Müflis ... Elektrik... Ltd. Şti....
, bu nedenlerle itirazın iptali davası şartları mevcut olmadığından davanın reddi gerektiğini, ayrıca dava dilekçesinde, Sicim Yüksel Akkord Adi Ortaklığı adına Genel Müdür T1 davalı gösterildiğini, Müvekkillerinin Sicim Yüksel Akkord Adi Ortaklığının ("Adi Ortaklık") ortağı olmadığını, davacının dava dilekçesinde adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmaması nedeniyle davanın müvekkillerine açıldığını belirttiğini, oysa yerleşik Yargıtay içtihatları ve doktrin görüşü adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığı bu nedenle dava ehliyetinin de olmadığı, bu nedenle davanın adi ortaklığın tüm ortaklarına yöneltilmesi gerektiği yönünde olduğunu, Dava dilekçesinde tüm ortaklar yer almamışsa, diğer ortakların davaya dahil edilmesi mümkün olmadığından taraf eksikliği nedeniyle dava reddedilmelidir (Ejder Yılmaz....