Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafça; 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. maddede öngörülen uzlaşma yoluna gitmek üzere ilgili idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açıldığı anlaşıldığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115/2.maddesinin 1. cümlesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 29.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafça; 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. maddede öngörülen uzlaşma yoluna gitmek üzere ilgili idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açıldığı anlaşıldığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115/2.maddesinin 1. cümlesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 29.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafça; 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. maddede öngörülen uzlaşma yoluna gitmek üzere ilgili idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açıldığı anlaşıldığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115/2.maddesinin 1. cümlesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere göre; malik olan kişiler taşınmazlarına fiilen el konulması nedeniyle istedikleri tazminat şeklini belirterek (nakdi ödeme, idareye ait taşınmazın trampası, idareye ait taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak tanınması veya imar mevzuatı çerçevesinde başka bir yerde imar hakkı kullandırılması) öncelikle idare ile uzlaşma yoluna başvurması, idarenin de kanunda belirtilen esaslar dahilinde oluşturulan kıymet takdir komisyonu marifetiyle taşınmazın el koyma tarihindeki nitelikleri esas alınmak suretiyle idareye müracaat tarihindeki değerini tespit ettirmesi, müracaat tarihinden en geç 6 ay içerisinde 7201 sayılı Kanun hükümleri kapsamında bir tebligat ile talep sahibini uzlaşma görüşmelerine davet etmesi öngörülmüştür....
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafça; 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. maddede öngörülen uzlaşma yoluna gitmek üzere ilgili idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açıldığı anlaşıldığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115/2. maddesinin 1. cümlesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/554 Esas KARAR NO : 2022/613 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 14/06/2022 KARAR TARİHİ : 15/06/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline12/08/2021 tarih, .... fatura numaralı, 23/08/2021 son ödeme tarihli ve 32.137,97-TL bedelli ve ( Kaçak Ticarethane Tek Terimli) faturanın davalı firma tarafından usulsüz olarak kesildiğini, fatura incelendiğinde herhangi bir okuma bilgisi yer almadığı gibi müvekkilini borçlu çıkarabilmek adına neye göre ve nasıl hesaplandığı belirsiz olan bir fatura kesildiğini, müvekkilinin işletmesinin zarar görmemesi amacıyla ilgili faturayı ödediğini akabinde ise davalı firma hakkında İstanbul .......
Bu arada, davacının kamulaştırma kararının alındığı T1 İl Encümeninin 01.11.2016 tarih ve 398 sayılı kararının iptali için Konya 2. İdare Mahkemesinde dava açtığı, Konya İdare Mahkemesinin 13.03.2019 tarihinde verdiği 2018/754 E. 2019/291 K sayılı kararında, dava konusu taşınmazla ilgili olarak kamu yararı kararı almasında bir usulsüzlük ve kanuna aykırılık olmadığı belirtilmiş, bir başka deyişle kamulaştırma kararının usulüne uygun olduğu kabul edilerek davacının talebi reddedilmiştir. Ancak, kamulaştırma kararının alınmasından sonra taşınmazın bedel tespiti ve idare adına tescili yani kamulaştırma işlemlerinin tamamlanması aşamasında uygulanan davalıya uzlaşma toplantısına davet yazsının usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle kamulaştırma kararının iptaline şeklinde karar verdiği ve kararında kesinleştiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK'nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakta ise de; hırsızlık suçunun kullanımı gereği açıkta bırakılan eşyaya yönelik işlenmesi halinde eylemin TCK'nın 142/1-e maddesinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçuna dönüşeceği ve eylemi uzlaşma kapsamı dışına çıkaracağı gözetilip, olay yeri inceleme tutanağından anlaşıldığı üzere alt geçit inşaatının şantiye alanından inşaat malzemesi demirleri çalan sanık hakkında uzlaşma hükümleri uygulanamayacağı...
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice Dava, İİK'nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davası, takip borçlusunun ödeme emrine süresi içinde itiraz etmesi halinde, takibin devamını sağlamak amacıyla, takip alacaklısı tarafından 2004 sayılı Yasanın 67 nci maddesine göre, itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılan ve genel hükümler çerçevesinde incelenen bir eda davasıdır.Borçlunun itirazı, icra dairesi tarafından alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça bir yıllık süre işlemeye başlamaz; yüksek mahkeme kararlarına göre alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de itirazın iptali davası açabilir ------Alacaklı bir yıllık süresi içinde itirazın iptali davası açmaması halinde takip düşer ise de alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece genel hükümlere göre alacağını dava edebilir.Davanın kabul edilmesi halinde, borçlu tarafından yapılan itiraz iptal edildiğinden, itiraz üzerine duran takibe (haciz) devam edilebilir....
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice Dava, İİK'nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davası, takip borçlusunun ödeme emrine süresi içinde itiraz etmesi halinde, takibin devamını sağlamak amacıyla, takip alacaklısı tarafından 2004 sayılı Yasanın 67 nci maddesine göre, itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılan ve genel hükümler çerçevesinde incelenen bir eda davasıdır.Borçlunun itirazı, icra dairesi tarafından alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça bir yıllık süre işlemeye başlamaz; yüksek mahkeme kararlarına göre alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de itirazın iptali davası açabilir ------Alacaklı bir yıllık süresi içinde itirazın iptali davası açmaması halinde takip düşer ise de alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece genel hükümlere göre alacağını dava edebilir.Davanın kabul edilmesi halinde, borçlu tarafından yapılan itiraz iptal edildiğinden, itiraz üzerine duran takibe (haciz) devam edilebilir....