Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....

    Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın itirazın iptali (sözleşmeden kaynaklı) istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 06/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; ödünç (vedia aktinden) sözleşmeden kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 13. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 02.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı ile yapılan 2.6.2000 tarihli harici devre mülk satış sözleşmesi gereği 30.000 DM satış bedelinin peşin ödediğini, sözleşmenin 10.maddesi gereği 2.yılın sonunda almaktan vazgeçerse satış bedelinin DM bazında % 30 net karı ile iadesinin kararlaştırıldığını, 13.10.2003 tarihli ihtarla almaktan vazgeçtiği ve paranın sözleşmeye göre ödenmesini talep ettiği halde ödenmediğini, yapılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile inkar tazminatını istemiştir. Davalı davanın reddi ile kötü niyet tazminatını dilemiştir....

          İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. 2....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/202 Esas KARAR NO :2022/809 DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:23/03/2021 KARAR TARİHİ:05/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı; taraflar arasında 13/03/2018 ve 10/04/2018 tarihlerinde 5 yıl süreli birer Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi ve onlara ek Çerçeve Protokoller ve Taahhütnameler imzalandığını, davalının EPDK tarafından lisanslarının iptal edilmesi üzerine bayilik yapmasının hukuken imkansız hale getirdiğini, bu sebeple müvekkili tarafından sözleşmenin feshedildiğini, davalı tarafın otomasyon - servis/iletişim gibi hizmetler ve taraftar kart gibi ürünlerden kaynaklı fatura borçlarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur....

              -TL davacının sözleşmeden kaynaklı alacağını talep edebileceği görüş ve kanaatine varmışlardır. Eldeki dava sözleşmenin feshinden doğan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ... tarihli ... alım sözleşmesinin geçerli olup olmadığı ve yorumlanmasına ilişkindir. ... tarihli ... alım sözleşmesinin 3. Maddesinde " iş bu sözleşme ... tarihinde başlayıp ... tarihide sona erecektir. Sözleşme bitim tarihinden 30 gün öncesine kadar taraflardan birisinin sonlandırma isteği karşı tarafa bildirilmemesi durumunda sözleşme kendisine süresi kadar yenilemiş sayılacaktır " denilmiştir. Ayrıca madde6.8 " işletme sözleşme bitim tarihine kadar olan ücreti ... 'ye defaten ödeyerek sözleşmeyi isteği tarihte feshedebilir " denilmiştir....

                İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı İcra Dairesi'nin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, İcra Dairesi'nin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, İcra Dairesi'nin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. İlamsız bir takipte yetkili İcra Dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili İcra Dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri İcra Dairesi'dir....

                Dosya kapsamına ve toplanan deliller göre, mevcut delillerin takdirinin ve kararın dayandığı gerekçeye göre geçersiz sözleşmeden kaynaklı olarak menfi zarar istenememesine göre davanın reddine dair verilen ilk derece mahkemesi kararının, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....

                Şti. arasında 01.06.2009 tarihli imzalanan Genel Kredi sözleşmesinde, diğer davalılarında müteselsil kefil olduklarını, sözleşmeden kaynaklı borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini ve takibe geçildiğin ileri sürerek, davalıların itirazlarının iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, Genel Kredi sözleşmesini diğer yetkili ... ile imzaladıklarını, ancak kredinin kullanımı konusunda davalı ...'nin tek başına hareket ederek tek imzayla kredi kullandırıldığını ve kefalet limiti belirtilmediği için kefaletin geçersiz bulunduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir....

                  UYAP Entegrasyonu