Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Alacak miktarının takip veya dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilen icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır. İtirazın iptali davası açılmadan önce borcun kısmen ödendiği hallerde, alacaklının ödenen kısım yönünden dava açmakta hukuki yararı olmayacağından, ödenen miktar gözönüne alınmaksızın bu kısım için de icra inkar tazminatına hükmedilemeyecektir. Alacağın varlığının dava tarihi itibariyle belirlenip icra inkar tazminatına hükmedilmesi dava ekonomisi ve yararlar dengesine de uygundur....

    Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre; dava ve takip konusu 05.03.2009 tarihli faturanın alt kısmında yazılı notta “05.03.2009 tarihi itibariyle 12.670,32 TL.borcunuz bulunmaktadır" ibaresine yer verildiği, bu notun davacı tarafça yanlışlıkla yazıldığının ispat edilmediği, notu davacı asilin kendisinin yazdığını kabul ettiği, davalı tarafça daha fazla ödeme yapıldığı ileri sürülmüşse de bu hususun ispat edilmediği, davalıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılmasına rağmen davalının bu hakkını kullanmadığı, davacının faturada yazılı notta belirtilen alacak miktar ve talebi ile bağlı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davalının Kayseri 2.İcra Müdürlüğünün 2009/6077 takip sayılı dosyasına yaptığı itirazın 12.670,32 TL alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin miktarlar yönünden itirazın iptali talebinin reddine, alacak likit olduğundan itirazın iptaline karar verilen asıl alacak üzerinden % 40 icra inkar tazminatının...

      Bu da bir yıllık süre içinde açılan itirazın iptali davası ile süre geçirildikten sonra açılan alacak davaları arasında her ikisi de genel hükümlere tabi olmakla birlikte ispat yöntemleri ve hukuki sonuçları bakımından bir fark olduğunu ortaya koymaktadır. Zira, süresi içinde açılan dava itirazın iptali davasıdır ve itirazın iptali davasının kazanılması halinde borçlunun itirazı iptal edilmiş olur. Bunun üzerine alacaklı itiraz üzerine durmuş olan icra takibine devam edilmesini isteyebilir. Süresinden sonra açılan davada ise itirazın iptali değil alacağa hükmedilmesi istenecektir ve verilen kararın takibe etkisi bulunmamaktadır. Şu durumda takibe etkili itirazın iptali davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır....

        HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, 2-İtirazın iptali talebi yönünden; -------- icra dosyasında, a----- ---- kaynaklı alacak talebi yönünden, davalı------- tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin ------ üzerinden takipten itibaren yıllık %20,40 faiz oranı ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, b-Alacak likit olduğundan kabul edilen ---- üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının davalı------------ alınarak davacıya verilmesine, c----------kaynaklı alacak talebi yönünden, davalı ---- tarafından yapılan itirazın iptali talebinin reddine, 3----- nolu------ait alacak talebi yönünden; 3.158,33 TL asıl alacak, 5,37 TL işlemiş akdi faiz, 0,27 TL --- olmak üzere toplam---------- tarihinden itibaren işleyecek %16,80 temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 4-Alınması gerekli ---- harçtan davacı tarafından yatırılan 179,89 TL peşin harç, 106,14 TL ıslah harcı toplamı...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, takibe itirazın asıl alacak yönünden kabulüne, yasal faize ilişkin itirazın kısmen kabulüyle asıl alacak üzerinden % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

            Mahkemece, ödeme emrinin iptali nedeniyle itirazın iptali davası dinlenemeyeceği halde, usul ekonomisi gözetildiğinde itirazın iptali davasının genel hükümlere göre alacak davası olarak yargılamaya devam olunduğu, davacının davalıya beş fatura karşılığı 18.542.28 YTL tutarında mal verdiği, davalının ise 7.500.00 YTL ödeme yaptığı, 11.042.28 YTL alacak kaldığı, ancak ıslah dilekçesinde 4.231.48 YTL tutarlı faturadan doğan alacağın davaya konu edilmediği, böylelikle dört fatura bedelinden davalı ödemesinin tenzili gerektiği, davacının ıslah dilekçesinde faiz talebinde de bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 6.810.00 YTL’nin davalıdan alınıp, davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

              Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının icra takip tarihi itibari ile ödemesi gereken 4.678,00 TL aidat borcunun bulunduğu, davalının bu dönemde 1.817,91 TL'sini ödediği, geriye 2.860,09 TL aidat borcunun kaldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile taleple bağlı kalınarak 2.850,09 TL alacak yönünden itirazının iptaline, alacağa takip tarihinden itibaren %5 faiz uygulanması ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, kooperatif aidat alacağının işlemiş faizi ile birlikte tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafça harca esas değer olarak asıl alacak tutarı olan 2.850,00 TL gösterilmiş ise de, dava dilekçesinin sonuç kısmında itirazın kısmen iptali değil, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali talep edilmiştir....

                Asliye Hukuk Mahkemesince herhangi bir karar verilmediği ve davacı vekilinin 30.04.2012 tarihli dilekçesi ile itirazın iptali ve birleşen alacak davası kısmen ıslah edilmiş ise de, bunun faiz yönünden ıslah talebi olduğu anlaşılmakla İzmir’de yapılan bir icra takibi bulunmadığından itirazın iptali davasına bakacak mahkeme de icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi olduğundan bu sebeple davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davacı temyiz etmiştir. Gerekçe: Dosya içeriğine göre, davacı, yaş dışındaki emeklilik şartlarını tamamlayarak iş sözleşmesini sona erdirdiğini belirterek ödenmeyen kıdem tazminatı alacağının tahsili için Milas İcra Dairesinde ilamsız takip başlatmış, vaki borca itiraz üzerine Milas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde itirazın iptali davası açmıştır. Ayrıca fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücretleri için Milas 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde ayrı bir alacak davası ikame edilmiş, bu dava eldeki itirazın iptali davası ile birleştirilmiştir....

                  Mahkemece, icra takip dosyalarına sunulan hakem heyeti kararının itirazın iptali kararı mahiyetinde olduğu ve hakem heyeti kararında yer alan alacak kalemlerinin icra emri ile uyumlu olduğundan bahisle ve sair gerekçelerle şikayetlerin tamamının reddine karar verilmiştir. ... 2. İcra Müdürlüğü’nün 2003/9496 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; “Mayıs 2003 dönemine ilişkin elektrik alacak tutarı”nın tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliği üzerine yapılan itirazın alacaklı tarafa 24.03.2005 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı tarafça (... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/187 Esas sayılı dosyasında süresinde) itirazın iptali davası açıldığı, ancak Mahkemece, davanın tahkim şartı nedeniyle reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay 19....

                    İcra Müdürlüğünün 2013/5344 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, alacaklının açtığı itirazın kaldırılması davasının reddedildiğini, alacaklı tarafından bu kez terditli olarak İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/121 Esas sayılı dosyasıyla itirazın iptali ve alacak davası açıldığını, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/601 Esas, 2020/73 Karar sayılı ilamı ile itirazın iptali davasının süre yönünden reddine, alacak davasının ise kısmen kabulüne karar verildiğini, alacak davasına ilişkin hükmün itirazın iptali ilamı olmayıp ayrı bir ilamlı takibe konulması gerektiğini, ilamsız takibin devamına yönelik 17.12.2020 tarihli müdürlük kararının hukuka aykırı olduğunu iddia ederek müdürlük kararının iptali ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; ihtiyati haciz kararının İstanbul 9. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5344 E. sayılı dosyası ile 14.02.2013 tarihinde infaz edildiğini, İstanbul 18....

                      UYAP Entegrasyonu