Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerçekten de, alacaklının, başlatmış olduğu icra takibine yapılan itiraz üzerine, itirazın iptali davası açma olanağı var iken, tercihini bu yönde kullanmayıp, itiraza uğrayan takip konusu alacağını bir alacak (tahsil) davası ile talep etmesini engelleyen bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır. İcra takibine vaki itirazın iptali davası ile bir alacağın tahsili amacıyla açılan alacak (tahsil) davası, nitelikleri ve sonuçları itibariyle farklı birer dava türleri olup, itirazın iptali davası, tamamen icra takibine bağlı olarak sonuçlandırılması ve buna dayalı olarak icra inkar ve kötü niyet tazminatı ile tarafların sorumlu tutulabilmeleri sonucu doğuran bir dava, alacak (tahsil) davası ise sadece alacaklının genel hükümlere göre alacağını bir ilama bağlatarak ve o ilam çerçevesinde alacağına kavuşma imkanını sağlayan bir dava çeşididir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava; tacirler arası mal satışından kaynaklanan faturalara dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne, asıl alacak olan 1.785.13 TL üzerinden davalının itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına işlemiş faiz ile ilgili itirazın iptali talebi ile alacak likit olmadığı için inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

      Davacı icra takibinde 10.000,00 TL asıl alacak, 3.392,87 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.392,87 TL alacak talebinde bulunmuştur. Davalı borçlu takibe itiraz etmiş, açılan itirazın iptali davasında davacı alacaklı harca esas değeri 10.000,00 TL olarak göstermiştir. Ancak talep sonucu bölümünde itirazla duran tüm alacak yönünden takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesinde gösterilen harca esas değer ile talep sonucunda istenen meblağ farklı olup, öncelikle 6100 sayılı HMK'nın 31. maddesi uyarınca alacaklının hangi meblağ üzerinden takibin devamını istediği hususu açıklattırılmalıdır. Davacı alacaklının itiraza uğrayan tüm alacak yönünden takibin devamını istemesi halinde harç tamamlattırıldıktan sonra birikmiş faize yönelik itirazın haklılığı üzerinde durulup varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

        İtirazın iptali davasını kazanan alacaklının, ilamsız icra takibine devam edilmesini (haciz, satış, paranın ödenmesini) isteyebilmesi için, itirazın iptali kararının kesinleşmesi gerekmez. Ancak, itirazın iptali kararını temyiz eden borçlu, Yargıtay'dan icranın durdurulmasına karar verilmesini isteyebilir. İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca, ilamsız icra takibinin başlatıldığı dosya üzerinden takibe devam edilmesi gerekir. Buna göre, itirazın iptali ilamı doğrultusunda, icra müdürlüğünce dosya alacağının hesaplanarak bu miktar üzerinden takibe devam edilmesi zorunlu olup, ayrıca borçluya icra emri düzenlenip gönderilemez. Ancak, ilamda ilk defa hüküm altına alınan yargılama gideri, vekalet ücreti ve tazminat alacaklarının aynı takipten tahsili isteniyorsa bunlar yönünden borçluya ayrı icra emri düzenlenerek tebliğ edilmelidir....

        Maddesi uyarınca dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin alacaklarının tahsili için başlattığı takibe müflis şirketin itirazı üzerine itirazın iptali için İstanbul 4 Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2008/191 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açtıklarını, itirazın iptali davasının kabul edilerek takibin devamına ve icra tazminatına hükmedildiğini, kararın kesinleştiğini, İstanbul 10....

          Davacı yapgılama sırasında verdiği 10.3.2008 tarihli dilekçesinde, davasının itirazın iptali davası olarak görülmesini istemiştir. Mahkemece, bu davanın alacak davası olduğunun kabulü ile hüküm kurulmuştur. Davacının 10.3.2008 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde itirazın iptali davası olarak görülmesi gerekirken, yazılı şekilde alacak davası olarak görülüp sonuçlandırılması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte acıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 21.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......

            (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223) Bu tür davalarda mahkemece karar verilirken, takip talebine konu edilen alacak kalemlerine yönelik olarak karar verilmesi zorunludur. Davacı, başka bir alacak davasına konu edilebilecek, takip konusu olmayan alacaklarını da alacağa ilave ederek itirazın iptali talep edemeyeceği gibi, mahkeme tarafından da takip konusu edilmeyen alacak kalemleri res'en nazara alınmaz....

              Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 5.315,90TL asıl alacak yönünden takibin devamına; takip talebindeki faiz ve icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dava, iş bedeli alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir. Uygulamadaki deyimiyle icra inkar tazminatı kaynağını İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinden alır. Anılan hükmün değişik 2.fıkrasına göre, açılacak itirazın iptali davasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi ve alacaklının talebi halinde, borçlunun asıl alacak tutarı üzerinden %40’dan az olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulur....

                Alacaklı tarafından borçluya bakiye borç muhtırası gönderilmesinin talep edildiği, müdürlükçe itirazın iptali kararında yer alan alacak kalemlerinin de eklenmesiyle hesaplanan 03/03/2015 tarihli dosya hesabının, borçlu tarafından, itirazın iptali kararı uyarınca aynı takip dosyasından takibe devam edilemeyeceği, icra emri gönderilmesi gerektiği belirtilerek iptali ve ödenen toplam 7.974,19 TL'nin yasal faizi ile birlikte idareye iadesi için icra mahkemesine şikayet yoluna başvurulduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca, ilamsız icra takibine ilişkin dosyadan takibe devam edilmesine engel yoktur....

                  SONUÇ:Yukarıda 1. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince temyiz olunan kararın hüküm başlıklı bölümünün birinci bendinde yazılı "asıl alacak ve gecikme bedeline “ sözlerinin hükümden çıkartılarak “itirazın iptali ile takibin devamına " ibaresinden sonra, "asıl alacak 524,44.- YTL'na takip tarihinden % 70 faiz yürütülerek takibin devamına" ibarelerinin yazılmasına, hükmün değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekli ile onanmasına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 11.6.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......

                    UYAP Entegrasyonu