Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İptali gerekir." şeklindeki ifade ile iptal gerekçesi açıklanmıştır.Gerekçeli karardaki, "…337.maddesinin birinci fıkrasının iptaline karar verilmesinin doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğundan…" şeklindeki ifadeden de anlaşılacağı üzere, anılan eylem hakkında gerekli düzenleme yapılıncaya kadar hukuksal boşluk önlenmek istenmiştir. Hal böyle olunca, İcra ve İflas Kanunu’nun 5358 sayılı Yasa ile değişik 337.maddesinin birinci fıkrasının 16 Nisan 2009 tarihine kadar yürürlükte olduğu gözetilerek itirazın esası hakkında bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Ancak itirazın incelendiği tarihte İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinin birinci fıkrası yürürlükte ise de, inceleme tarihi itibarıyla iptal hükmü yürürlüğe girdiğinden borçlunun üzerine atılı olan mal beyanında bulunmama eylemi kanunda suç olmaktan çıkmıştır....

    İptali gerekir." şeklindeki ifade ile iptal gerekçesi açıklanmıştır.Gerekçeli karardaki, "…337.maddesinin birinci fıkrasının iptaline karar verilmesinin doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlaL edici nitelikte olduğundan…" şeklindeki ifadeden de anlaşılacağı üzere, anılan eylem hakkında gerekli düzenleme yapılıncaya kadar hukuksal boşluk önlenmek istenmiştir. Hal böyle olunca, İcra ve İflas Kanunu’nun 5358 sayılı Yasa ile değişik 337.maddesinin birinci fıkrasının 16 Nisan 2009 tarihine kadar yürürlükte olduğu gözetilerek itirazın esası hakkında bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Ancak itirazın incelendiği tarihte İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinin birinci fıkrası yürürlükte ise de, inceleme tarihi itibarıyla iptal hükmü yürürlüğe girdiğinden borçlunun üzerine atılı olan mal beyanında bulunmama eylemi kanunda suç olmaktan çıkmıştır....

      İptali gerekir." şeklindeki ifade ile iptal gerekçesi açıklanmıştır. Gerekçeli karardaki, "…337.maddesinin birinci fıkrasının iptaline karar verilmesinin doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğundan…" şeklindeki ifadeden de anlaşılacağı üzere, anılan eylem hakkında gerekli düzenleme yapılıncaya kadar hukuksal boşluk önlenmek istenmiştir. Hal böyle olunca, İcra ve İflas Kanunu’nun 5358 sayılı Yasa ile değişik 337.maddesinin birinci fıkrasının 16 Nisan 2009 tarihine kadar yürürlükte olduğu gözetilerek itirazın esası hakkında bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Ancak itirazın incelendiği tarihte İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinin birinci fıkrası yürürlükte ise de, inceleme tarihi itibarıyla iptal hükmü yürürlüğe girdiğinden borçlunun üzerine atılı olan mal beyanında bulunmama eylemi kanunda suç olmaktan çıkmıştır....

        İptali gerekir." şeklindeki ifade ile iptal gerekçesi açıklanmıştır. Gerekçeli karardaki, "…337.maddesinin birinci fıkrasının iptaline karar verilmesinin doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğundan…" şeklindeki ifadeden de anlaşılacağı üzere, anılan eylem hakkında gerekli düzenleme yapılıncaya kadar hukuksal boşluk önlenmek istenmiştir. Hal böyle olunca, İcra ve İflas Kanunu’nun 5358 sayılı Yasa ile değişik 337.maddesinin birinci fıkrasının 16 Nisan 2009 tarihine kadar yürürlükte olduğu gözetilerek itirazın esası hakkında bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Ancak itirazın incelendiği tarihte İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinin birinci fıkrası yürürlükte ise de, inceleme tarihi itibarıyla iptal hükmü yürürlüğe girdiğinden borçlunun üzerine atılı olan mal beyanında bulunmama eylemi kanunda suç olmaktan çıkmıştır....

          İptali gerekir." şeklindeki ifade ile iptal gerekçesi açıklanmıştır. Gerekçeli karardaki, "…337.maddesinin birinci fıkrasının iptaline karar verilmesinin doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğundan…" şeklindeki ifadeden de anlaşılacağı üzere, anılan eylem hakkında gerekli düzenleme yapılıncaya kadar hukuksal boşluk önlenmek istenmiştir. Hal böyle olunca, İcra ve İflas Kanunu’nun 5358 sayılı Yasa ile değişik 337.maddesinin birinci fıkrasının 16 Nisan 2009 tarihine kadar yürürlükte olduğu gözetilerek itirazın esası hakkında bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Ancak itirazın incelendiği tarihte İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinin birinci fıkrası yürürlükte ise de inceleme tarihi itibarıyla iptal hükmü yürürlüğe girdiğinden borçlunun üzerine atılı olan mal beyanında bulunmama eylemi kanunda suç olmaktan çıkmıştır....

            İptali gerekir." şeklindeki ifade ile iptal gerekçesi açıklanmıştır. Gerekçeli karardaki, "…337.maddesinin birinci fıkrasının iptaline karar verilmesinin doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğundan…" şeklindeki ifadeden de anlaşılacağı üzere, anılan eylem hakkında gerekli düzenleme yapılıncaya kadar hukuksal boşluk önlenmek istenmiştir. Hal böyle olunca, İcra ve İflas Kanunu’nun 5358 sayılı Yasa ile değişik 337.maddesinin birinci fıkrasının 16 Nisan 2009 tarihine kadar yürürlükte olduğu gözetilerek itirazın esası hakkında bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Ancak itirazın incelendiği tarihte İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinin birinci fıkrası yürürlükte ise de, inceleme tarihi itibarıyla iptal hükmü yürürlüğe girdiğinde borçlunun üzerine atılı olan mal beyanında bulunmama eylemi kanunda suç olmaktan çıkmıştır....

              İptali gerekir." şeklindeki ifade ile iptal gerekçesi açıklanmıştır. Gerekçeli karardaki, "…337.maddesinin birinci fıkrasının iptaline karar verilmesinin doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğundan…" şeklindeki ifadeden de anlaşılacağı üzere, anılan eylem hakkında gerekli düzenleme yapılıncaya kadar hukuksal boşluk önlenmek istenmiştir. Hal böyle olunca, İcra ve İflas Kanunu’nun 5358 sayılı Yasa ile değişik 337.maddesinin birinci fıkrasının 16 Nisan 2009 tarihine kadar yürürlükte olduğu gözetilerek itirazın esası hakkında bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Ancak itirazın incelendiği tarihte İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinin birinci fıkrası yürürlükte ise de, inceleme tarihi itibarıyla iptal hükmü yürürlüğe girdiğinden borçlunun üzerine atılı olan mal beyanında bulunmama eylemi suç olmaktan çıkmıştır....

                İptali gerekir." şeklindeki ifade ile iptal gerekçesi açıklanmıştır. Gerekçeli karardaki, "…337.maddesinin birinci fıkrasının iptaline karar verilmesinin doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğundan…" şeklindeki ifadeden de anlaşılacağı üzere, anılan eylem hakkında gerekli düzenleme yapılıncaya kadar hukuksal boşluk önlenmek istenmiştir. Hal böyle olunca, İcra ve İflas Kanunu’nun 5358 sayılı Yasa ile değişik 337.maddesinin birinci fıkrasının 16 Nisan 2009 tarihine kadar yürürlükte olduğu gözetilerek itirazın esası hukkanda bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Ancak, itirazın incelendiği tarihte İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinin birinci fıkrası yürürlükte ise de inceleme tarihi itibarıyla iptal hükmü yürürlüğe girdiğinden borçlunun üzerine atılı olan mal beyanında bulunmamak eylemi suç olmaktan çıkmıştır....

                  hakkında yapılan yargılama sonucunda, Anayasa Mahkemesinin 28.02.2008 tarihli ve 2006/71 esas sayılı kararı ile 2004 sayılı İİK’nun 5358 sayılı Kanun’la değişik 337/1.maddesinin iptal edildiğinden bahisle borçlunun üzerine atılı eyleminden dolayı beraatine dair İstanbul 11.İcra Mahkemesinin 09.05.2008 tarihli ve 2007/3774-2008/2069 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile, Anayasa Mahkemesinin söz konusu iptal kararının yürürlük tarihine kadar beklenerek, bu tarihteki mevcut duruma göre yeniden değerlendirme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine ilişkin İstanbul 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 26.06.2008 tarihli ve 2008/963 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi....

                    İptali gerekir." şekLindeki ifade ile iptal gerekçesi açıklanmıştır. Gerekçeli karardaki, "…337.maddesinin birinci fıkrasının iptaline karar verilmesinin doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğundan…" şeklindeki ifadeden de anlaşılacağı üzere, anılan eylem hakkında gerekli düzenleme yapılıncaya kadar hukuksal boşluk önlenmek istenmiştir. Hal böyle olunca, İcra ve İflas Kanunu’nun 5358 sayılı Yasa ile değişik 337.maddesinin birinci fıkrasının 16 Nisan 2009 tarihine kadar yürürlükte olduğu gözetilerek itirazın esası hakkında bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Ancak itirazın incelendiği tarihte İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinin birinci fıkrası yürürlükte ise de, inceleme tarihi itibarıyla iptal hükmü yürürlüğe girdiğinden borçlunun üzerine atılı olan mal beyanında bulunmama eylemi kanunda suç olmaktan çıkmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu