Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İptal kararı, iptal edilen senet yerine geçmez, sadece davacının senedi ibraz edememesine rağmen hak sahibiymiş gibi kabul edilmesine ve senet arada ödenmemişse ve hak mevcutsa hakkı talep edebilmesine imkan verir, yani iptal kararı hamili elinde senet olmadığı halde, iptal kararını göstermek suretiyle ve hüviyetini ispat ederek, borçludan ifayı talep etme hakkına sahiptir. Kuşkusuz borçlunun, iptal kararına rağmen davacının hak sahibi olmadığını iddia etmek imkanı vardır. Ancak, bunun sonuçlarına kendisinin katlanacağı tabidir. Ödemede bulunduğu şahıs gerçek alacaklı olmasa dahi, mevcut iptal kararına güvenerek yaptığı ödemeyle, borçlu borcundan kurtulur (TTK 558/2.). Davacının gerçek alacaklı olmadığını bildiği veya bu hususta hileli davrandığı kabul edilebildiği takdirde, yaptığı ödemenin borçluyu borcundan kurtarması ise mümkün değildir (Bu açıklamalar için Bkz. Prof.Dr....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı hakkında alınan denetmen raporu sonucunda emeklilik işleminin kurumca iptal edildiğini, davalının iptal edilen emeklilik sonrası geçmiş dönemde bulunan bağkur hizmetinin primlerini kuruma ödeyerek tekrar emekliliğe hak kazandığını, davalının ilk başvurusunda emeklilik için gereken hizmet süresine fazlasıyla sahip olduğunu, kurumun davalıya prim tamamlatma seçeneğini kullanmadan iptal işlemi yapmasının mağduriyete sebep olduğunu, davalının bilgisi dışında muhasebecinin yaptığı işlemde davalının kusurunun bulunmadığını, davalının emekliliği iptal edilmeden bağkur primi tamamlattırma seçeneğinin kullandırılması gerektiğini, denetmen raporuna dayanarak yapılan emeklilik iptal işlemine itiraz ettiklerini, SGK tarafından yapılan ödeme emrine asıl borç yönünden faiz yönünden itiraz ettiklerini ve zamanaşımı itirazlarının da bulunduğunu ayrıca davalının yerleşim yerinin Gürgentepe ilçesi olması nedeniyle yetki yönünden de itirazlarının bulunduğunu...

    İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır. İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır. b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır....

      Bankasındaki hesabına kendisine ait 147.300,00-TL'lik EFT yapmak istediğini, EFT'nin iptal olması nedeni ile aynı gün saat 11:22'de aynı tutarı aynı hesabından aynı hesabına EFT yaptığını, işlemin iptal olduğunu, iptal olarak yapılan bu işlemlerin gerçekleştiği, hata nedeni ile davalı hesabına fazladan 294.600,00 -TL ödendiğini, davanın kabulü ile haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazın iptaline ve takibin devamına, en az %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesine...," karar verilmesini istediği görülmüştür. SAVUNMA: Dosyanın tensip aşamasında karar çıkması nedeniyle cevap dilekçesi sunmadığı görüldü....

        Dava konusu çekin, zayi nedeniyle iptaline karar verilmiş olup, iptal kararının niteliğinden doğan 2 önemli sonucu vardır. Bunlar, iptal kararının olumsuz ve olumlu sonuçları olarak belirtilmektedir. İptal kararının verilmesiyle kıymetli evrakın en önemli özelliklerinden biri olan senedin hak sahibini teşhis fonksiyonu ortadan kalkar. Bu iptal kararının olumsuz sonucudur. İptal kararını alan davacı, borçludan, kendisine senedi ibraz etmeden ödemede bulunmak hakkını kazanmaktadır. Borçlu da hile ve ağır kusuru bulunmadıkça iptal kararını ibraz edene karşı ödemede bulunmakla borcundan kurtulmaktadır ( TTK md.652). İptal kararının olumlu sonucu ise davacının hak sahipliğini borçluya karşı göstermesi yani hak sahibinin teşhisine imkan vermesi olarak karşımıza çıkar. Buna göre, iptal kararı davacının ( iptal kararını elde eden kişinin) senette mündemiç bulunan ve iptal ile artık senetten ayrılan hakkın sahibi olduğuna ilişkin bir karine yaratır....

          Dava, elektrik tüketim bedelinin tahsiline ilişkin itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık, aboneliği iptal ettirmedikçe abonenin kullandığı elektrik bedelinden sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır. Elektrik abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden abone, tesisatta kullanılan elektrik bakımından elektrik dağıtım şirketine karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu gibi, elektrik sayacının muhafazası konusunda da sorumluluğu devam eder. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber elektrik dağıtım şirketine karşı kaçak elektrik kullanımı ve normal kullanım bedelinden dolayı müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur....

            İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 03/04/2019 NUMARASI : 2015/531 2019/116 DAVA KONUSU : İtirazın iptali KARAR : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,davalının 01/10/2009 tarihinden itibaren kurumdan yaşlılık aylığı almaktayken 1013928.06 sicil sayılı işyerinin yaptığı bildirimlerin fiili çalışmaya dayanmadığı ve bu işyerinden yapılan tüm bildirimlerin iptal edilmesi gerektiğine ilişkin müfettiş raporu düzenlenip, davalının dava dışı şirkete ait işyerinde geçen 01/02/2009- 31/07/2009 tarihleri arası hizmetleri iptal edildiğinde, 5097 gün sayısının 4917 ye düşüp yaşlılık aylığı koşullarını taşımadığından aylığın iptal edilip, yersiz ödenen aylıklara ilişkin Ankara 32....

            ve 2008/69 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve aynı kararla iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır....

              /69 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve aynı kararla iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır....

                Oysa temel ilişkinin davalı ile cirosu iptal edilen ... Turizm Ltd.Şti.arasında olduğu, davacıyla davalı arasında doğrudan bir hukuki ilişki bulunmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Hamiline düzenlenmiş olan dava konusu çekin arkasında ilk cironun ... Ltd.Şti.ne ait olduğu, ancak sonradan bu cironun iptal edildiği görülmüştür. İptal edilen ciro yok hükmündedir. Dolayısıyla iptal cirosundan sonra ilk ciro davacıya ait olup, davacıyla davalı arasında temel ilişki bulunmadığı iptal edilen ciroyu yapan şirketin temsilcisi olan ...’ın tanık sıfatıyla alınan beyanlarıyla sabittir. Mahkemece belirtilen bu yönler gözetilmeden taraflar arasında temel ilişki varmış gibi değerlendirme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu