İSTEM Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin; "Dosya kapsamına göre, sanık hakkında duruşma açılarak genel hükümlere göre yapılan yargılama neticesinde sanığın mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini müteakip, anılan karara karşı itirazda bulunulması üzerine, mercii Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından sanık hakkında hükmolunan cezadan 5271 sayılı Kanun'un 251/3-d maddesi gereğince 1/4 oranında indirim yapılması gerektiğinden bahisle itirazın kabülüne karar verilmiş ise de; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 252 nci maddesinde yer alan, "(1) 251 inci madde uyarınca verilen hükümlere karşı itiraz edilebilir. Süresi içinde itiraz edilmeyen hükümler kesinleşir. (2) İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223 üncü madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır....
Bu düzenleme kapsamında incelenen dava dosyasında Mahkemece basit yargılama usûlü uygulanarak verilen ilk karara itiraz üzerine genel hükümlere göre yapılacak yargılamada aynı hâkimin görev almasına engel kanunî bir düzenlemenin bulunmadığı belirlenmiştir. Kaldı ki hâkimin, işin gereği olarak görüşünü açıklaması tarafsızlığını şüpheye düşüren hallerden olmadığı gibi kanun koyucu itiraz üzerine genel yargılamaya göre yapılacak yargılamada Mahkekemenin basit yargılama usûlüne göre verdiği hükümle bağlı olmadığını açıkça düzenlemiştir. 4. Basit yargılama usûlüne göre yapılan yargılamada görev alan hâkimin bu usûle göre verilen karara itiraz üzerine yapılacak genel yargılamada görev almasına engel hâl bulunmadığı dikkate alınmadan sanık müdafiinin hâkimin reddi talebinin kabulüne karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür. III. KARAR 1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE, 2. ... 6....
Davalı vekili tarafından bahsedilen ve genel mahkemede görülen dava icra hukuk mahkemesinin itirazın kaldırılması talebini incelemesine ve bir karar vermesine engel olmadığı gibi davalının kira ödememesini haklı kılan kesinleşmiş bir mahkeme hükmü de mevcut olmadığına ve davalının ileri sürdüğü itiraz sebeplerinin de genel mahkemelerde genel hükümlere göre yapılacak bir yargılamanın konusunu oluşturuğunun anlaşılmasına göre bu istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamına göre resen nazara alınması gereken bir eksiklik de tespit edilemediğinden davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Dava, kira alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesi amacıyla yapılan takibe vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı dilekçesinde istemini “itirazın iptali” olarak belirttiğinden davanın reddine karar verilmiş karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. İlamsız tahliye takibinde kiracının ödeme emrine itirazı üzerine kiralayan genel mahkemeden itirazın iptali ve kiralanın temerrüt nedeniyle tahliyesini talep edebileceği gibi, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını ve kiralananın tahliyesini talep edebilir. Kiralayan, tercih hakkını kullanarak genel mahkeme yerine İcra hukuk mahkemesinden talepte bulunmuştur. Dava dilekçesinde "itirazın iptali" sözcüğüne yer verilmesi uyuşmazlığın niteliğini değiştirmez. İtirazın iptali tabiri "itirazın kaldırılması" isteği olarak yorumlanmalıdır. Kaldı ki davacı vekili 02.10.2014 tarihli celsede de taleplerinin “itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesine ilişkin olduğunu beyan etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/9685 Esas sayılı dosyasından başlatılan takibin davalının itirazı nedeniyle durduğunu, itirazın haksız olduğunu belirterek, itirazın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, mahkemenin görevsiz olduğunu, işçi alacağına ilişkin takibe itirazın genel mahkemede itirazın iptali ile kaldırılması gerektiğini, ayrıca arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, esasa ilişkin olarak davacının alacağının genel mahkemede ispatlanması gerektiğini belirterek, davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile, itirazın kaldırılmasına karar verilmiştir....
İcra İflas Kanunu’nun 63. maddesi gereğince borçlu itiraz sebepleri ile bağlı olup, itirazın kaldırılması istemi ile açılan eldeki davaya cevabı ile itiraz sebeplerini genişletemez ve değiştiremez. İİK'nun 275. maddesinde ise "İtiraz vukuunda kiralayan icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Tahliye talebi noterlikçe res'en tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir mukaveleye müstenit olup da kiracı kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir vesika gösteremezse itiraz kaldırılır. Aksi takdirde itirazın kaldırılması talebi reddolunur. İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi reddolunduktan sonra kiracının veya kiralayanın umumi hükümlere göre mahkemeye müracaat hakları saklıdır....
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 7. İtirazın iptali davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; ilamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmiş olması, itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmiş olması gerekmiktedir. 8. Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde, ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır....
Ancak, itirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapıldığı hâllerde 251 inci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan indirim korunur. (4) İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması hâlinde, bu hususların itiraz etmemiş olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da itiraz etmiş gibi verilen kararlardan yararlanır. (5) İkinci fıkra uyarınca verilen hükümlere karşı genel hükümlere göre kanun yoluna başvurulabilir. (6) Birinci fıkradaki itirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosya, 268 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilir....
Davalı T10 vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının itirazın kaldırılması davası açabilmesinin şartlarının oluşmamış olduğunu, davacı yanın iddialarının kabulü anlamına gelmemekle birlikte genel mahkemeler nezdinde itirazın iptali davası açılması gerekirken itirazın kaldırılması davası açılmasının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, İcra İflas Kanunu Madde 68/1 'de sayılan itirazın kaldırılması talebine ilişkin şartların mevcut olmadığını; icra takibinin dayanağının "03/12/2014 tarihli yapı denetim hizmeti" olarak belirtilmiş olup İ.İ.K....
Bu aşamada merci tarafından itirazın 5271 sayılı Kanun'un 252/6. maddesi gereği sıfat ve süre yönünden incelenmesi ile yetinilmesi gerektiği, itirazın itiraza hakkı bulunan tarafca süresinde yapılmış olduğunun tespiti durumunda dosyanın genel hükümlere göre duruşma açmak üzere Mahkemesine gönderilmesi gerektiği dikkate alınmadan sanığa çıkarılan iddianame ekli ihtaratlı davetiyenin usûlüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle esastan inceleme yapılarak itirazın kabulüne karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür. III. KARAR 1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE, 2. ... 2....