Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 169. maddesine göre, borçlu, aynı Kanun'un 168/5. maddesi kapsamında, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki itirazlarını sebepleri ile birlikte ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine bildirir. Borçlunun bu başvurusu üzerine, icra mahkemesi, İİK.nun 169/a-1. maddesi gereğince itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. Somut olayda başvuru, takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı itirazı niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinde yapılan inceleme ile sonuca gidilemez....

    İİK'nun 71/1. maddesinde; "Borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir müddet verdiğini, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." hükmü yer almaktadır. Somut olayda, borçlunun dayandığı 06.02.2013 tarihli ibraname başlıklı belge haricen düzenlenmiş adi nitelikte bir belge olup, temlik tarihinden önce icra dosyasına da ibraz edilmemiştir. Taraflarca her zaman düzenlenmesi mümkün olan bu nitelikteki belge, temlik alacaklısı tarafından da kabul edilmediğinden İİK'nun 71. maddesi kapsamında değerlendirilemez. Dosya alacağını temlik ederek alacaklı sıfatı kalmayan ... tarafından ibra belgesi altındaki imzanın kabul edilmesi ise, sözü edilen bu belgenin İİK’nun 71. maddesinde öngörülen nitelikte takibin iptal ve talikini sağlayan itfa belgesi olduğu sonucunu doğurmaz....

      Somut olayda, mahkemenin esas kararının itfa itirazı ile beraber meskeniyet şikayetine de ilişkin olması nedeniyle, hem miktar hem de içerik yönünden temyizi kabil bir karar olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine ilişkin 27.02.2015 tarih ve 2014/176 E.-2015/49 K. sayılı ek kararın oybirliği ile kaldırılmasına karar verildikten sonra borçlunun esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK. 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 27,70 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İİK'nun 33/2. maddesinde "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş, itfa, imhal ve zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa ve imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe resen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü düzenlenmiştir. Borçlu vekilinin, başvurusunda, ... tarihli protokolün karşılıklı edim içeren belge olduğunu ileri sürdüğü görülmektedir. Anılan protokol, bu niteliği ile yukarıda açıklanan İİK'nun 33/2. maddesi kapsamında borcun imhaline imkan kılacak nitelikte bir belge değildir. Bu durumda, takibin devamında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Kaldı ki, anılan protokole göre ödemenin zamanında yapılmaması nedeniyle takibe devam eden alacaklının istemi yönünden İcra Mahkemesi'ne şikayet başvurusu yapıldığı, borçlu tarafın şikayetinin reddedildiği ve hükmün Dairemiz'ce onandığı görülmektedir....

          Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca borcun itfa edildiği sebebine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Aynı Yasanın 169/a-1. maddesine göre; hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. Somut olayda borçlu itiraz dilekçesinde, senedin teminat senedi olduğunu ileri sürmemiş, borcunu ödediğini bildirmiştir. Bu durumda, borcun kabul edilmesi nedeniyle İİK'nun 170/a-son maddesi uyarınca artık dayanak senedin teminat olarak verilip verilmediği üzerinde durulamaz. Öte yandan, mahkemenin gerekçesinde geçen.... ile.... takibin tarafı olmadığı gibi, cevap dilekçesindeki açıklamaları ve yargılama aşamasındaki beyanları gözetildiğinde, alacaklı tarafın, takip dayanağı bononun, teminat senedi olduğuna ilişkin bir kabulünün bulunmadığı da görülmektedir....

            Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1145 esaslı dosyasında ceza almışsa da, davanın zamanaşımına uğradığını, bu şekilde davalı şirketin toplam hisse sayısının 30000 olduğunu, bunlardan 14720 adedinin itfa edildiğini, ödeme yapılarak itfa edilen küçük hissedarların sayısının 3191 olduğunu, ... payın kimde ve nasıl olduğunun belirlenemediğini, 14720 itfa edilen hisse, 6640 ... A.Ş. ye ait toplantıda temsil edilen hisse ve 5296 kime ait olmayan hisse miktarı dışında kalan ve genel kurula katılabilecek pay miktarı ... olduğunu, itfa edilen sayı ve toplantıya katılan ... hisseleri esas alınırsa geriye toplantıya katılabilecek 8640 hisse kaldığını, ne var ki genel kurulda toplam 19950 payın temsil edilip oy kullandığını, itfa edilen hisse senetlerinin yönetim kurulu ve tasfiye memurunca kullanılmasının suç olduğunu, ...'ın da 2010 yılı genel kurulunda ... vasıtasıyla temsil edilerek oy kullandığını, bu hisseleri daha sonra ... ...'...

              KARAR İncelenmesine gerek görülen varsa davacı ile banka arasında yapılan ek borçlanma sözleşmesi, itfa planı ile davacının borçlandığı miktara ilişkin bilgi ve belgelerin ilgili yerlerden celbi ile birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Borçlu taraf itfa iddiasına dayanak olarak karşı tarafa yapmış olduğu ödemelere ilişkin banka dekontları sunmuşsa da mahkememizce yapılan incelemede sunulan banka dekontlarında açıklama kısmında nafaka ödemesine ilişkin herhangi bir ibare olmadığı, banka dekontlarının İİK 33/2 maddesinde belirtilen belgelerden olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

                DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 33/1. maddesine dayalı itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İİK'nın 33/1. maddesinde, icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Buna göre, ilama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nın 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir....

                Mahkemece; İİK’nin 169/a maddesi uyarınca icra mahkemesi, borcun olmadığını veya itfa veya imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul etmesi mümkündür. Somut olayda, borçlu, borcun olmadığını veya itfa veya imhal edildiğini İİK’nin 169/a maddesinde sayılan belgelerle ispatlayamadığından borca itirazın da reddine karar vermek gerekmiştir. Bunun yanı sıra çekin incelenmekle yasal unsurlarının tam olduğu ve kambiyo vasfını taşıdığı anlaşılmakla şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili davacının dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla birlikte itfa hususunda tanıklarının dinlenmediğini, faiz hususunda mahkemece değerlendirme yapılmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu