Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüketici Mahkemesi’nin 2009/1072 esas sayılı dosyası olduğunu icra takibinden sonra 13.01.2011 tarihinde borcu davalı ile itfa ettiklerini, davalının kendisinden herhangi bir alacağının kalmadığına ilişkin 13.01.2011 tarihli ibranameyi verdiğini, kendisinin davalı ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı ibra edilmesine ve borcun itfa edilmesine rağmen; İİK md.33/1,71/2 ve TMK md.2'ye aykırı olarak davalı tarafından icra takibine devam edilmesinde hukuken isabet olmadığını, tüm bu nedenlerle .... 31. İcra Müdürlüğü’nün 2010/22673 esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, takibin devamında haksız ve kötü niyetli olan davalının %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatıyla cezalandırılmasına karar verilmesini istemiştir....

    Davacı borçlunun icra mahkemesine 19/10/2020 tarihli başvurusunda takibe konu senetlerin zamanaşımına uğradığı iddiası ile borca itiraz ettiği; bilahare 29/10/2020 tarihli beyan dilekçesi ile ilave olarak icra takibine konu senetlerin ödendiğine ilişkin ödeme iddiasında bulunularak borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Davacının ödeme nedeniyle borcun olmadığına yönelik itirazı yönünden yapılan değerledirmede; İİK'nın 168/5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi zorunludur. Borçlunun borcun itfa edildiğine dair iddiası da, İİK'nın 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğundan ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren yasal 5 günlük itiraz süresinde ileri sürülmesi gerekir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/10/2019 NUMARASI : 2019/423 ESAS - 2019/865 KARAR DAVA KONUSU : İtfa İddiası KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında başlatılan takibe dayanak ilama ilişkin borcun ödenmesi hususunda müvekkili ile davalı T3 07.05.2016 tarihinde ibraname ve protokol imzaladıklarını, protokol gereğince müvekkili tarafından davalıya sıralı senetler verildiğini ve senet bedellerinin ödendiğini, senetlerin iade alındığını, borcun tamamen ödendiğini, protokolün 3.maddesi gereğince dayanak ilamın hüküm arz etmeyeceği ve takibe konu edilemeyeceği kararlaştırılmasına rağmen ilamın takibe konu edildiğini, yani...

    İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; davacı taraf dava dilekçesinde her ne kadar kendisinin davalıya borcu olmadığını, takibe konu senedi hür iradesi ile değil, zorla ve baskı altında imzalayarak vermek zorunda kalınıldığı iddiası ile takibin iptalini istemiş ise de; davacı borçlunun tehdit ve baskı ile senedin imzalatıldığı iddiaları dar yetkili icra mahkemelerinde incelenemeyeceği, ayrıca bilindiği üzere kambiyo senetlerine mahsus haciz talebi ile yapılan takipte, borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içinde borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği veya mehil verildiği veya alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki itirazını bildirebileceği ve borcun esasına ilişkin itirazların ancak İİK 169/A-1 maddesinde yer alan yazılı belgeler ile ispat edilebileceği aşikardır. Ayrıca somut olaya emsal teşkil edecek Yargıtay 12....

    Davacı vekili, dava dilekçesinde, 2 ayrı iddiada bulunmuş olup takip konusu alacağın icra takibinden önce alacaklı vekiline ödendiği gerekçesiyle takibin itfa sebebiyle iptalini, icra takibinde alacak ve faiz tutarlarının fazla hesaplandığı gerekçesiyle icra emrinin iptalini iddia ve talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, bu hususlardan sadece alacak ve faizin fazla talep edildiği iddiası irdelenerek karar gerekçesi de bu yönde oluşturulmuş olup dava dilekçesinde ileri sürülen diğer hususlara ilişkin olarak herhangi bir gerekçeli değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Davacı vekili bu hususu istinaf dilekçesinde açıkça belirtip istinaf sebebi olarak göstermiştir. Bu durumda, mahkemece, öne sürülen tüm iddialar ayrı ayrı değerlendirilerek gerekçe oluşturulması gerekirken, bu hususun göz ardı edilerek HMK'nun 297/2. maddesine aykırı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, ilamlı ipotek takibinde, itfa ve imhal nedeni ile icranın geri bırakılmasına, takibin iptali istemine ve 11/06/2018 tarihli memur işleminin iptali istemine ilişkindir. İİK. 'nun 33/1. Maddesinde, "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra tetkik merciine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya tetkik merciinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Somut olayda, icra emrinin davacı T2 22/06/2017 tarihinde, davacı HBC Otomotiv......

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamlı icra takibinde itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İİK. 'nun 33/1. Maddesinde, "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra tetkik merciine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya tetkik merciinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Davalı-alacaklılar tarafından Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 19/07/2018 tarihli 2016/103- 2018/446 K. sayılı ilamına istinaden davacı-borçlu hakkında ilamlı icra takibi başlatıldığı, görülmüştür....

    Davacının iki iddiası vardır. Bunlar, (I) boş olarak imzalanan senedin, aralarındaki borç 1.500 TL olmasına rağmen 15.000 TL olarak doldurulduğuna ve (II) davalıya böyle bir borcunun bulunmadığına yöneliktir. (I)TTK'nın 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK'nın 680. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkündür. Bu durumda, borçlunun, bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu yönündeki iddiasını yazılı belge ile kanıtlaması gerekir (Yargıtay 12.HD 2016/29248 E, 2018/2442 K). Dosya kapsamında, davacı takibe dayanak bononun anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu yazılı belge ile ispatlayamamıştır. (II)İİK'nın 169/a maddesi 1. fıkrası "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tatbiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder....

    Maddesine dayalı icra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı ve İİK. 33/A maddesine dayanalı ilamın zamanaşımına uğradığına yönelik olduğu anlaşılmıştır. İİK'nun 33/1 maddesi; "icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verilir" , İİK 33/A maddesi ;İlamın zaman aşımına uğradığı veya zaman aşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir. " şeklindedir....

    Öte yandan, İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. Somut olayda; borçlunun, takibe konu alacağın 80.356,10 TL olan kısmını itfa ettiği yönündeki itirazının yanı sıra, alacaklının da 27.12.2019 tarihli cevap dilekçesinde, icra takibine konu çekteki borçlu tarafın ödendiğini iddia ettiği 55.000,00 TL olan kısmına ait borcun halen devam ettiği, işbu kısım için yapılan itirazın yerinde olmadığı yönünde beyanının bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, hüküm oluşturulurken alacaklının cevap dilekçesindeki beyanı da dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      UYAP Entegrasyonu