Davacı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin 28/04/2015 tarihinde yapıldığı, mahkememiz dosyasının ise 28/07/2021 tarihinde açıldığı ayrıca davalı tarafın süresinde zamanaşımı itirazında bulunması ve 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle davacının davasının Borçlar Kanununun 147/4 maddesi gereğince Zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Bunlardan birisi olan zamanaşımı savunması (def'i), süresinde ve yöntemine uygun biçimde ileri sürüldüğünde işin esasının incelenmesine geçilmez ve bu savunma, ön sorun (hadise) biçiminde incelenip karara bağlanır, zamanaşımının gerçekleştiği sonucuna varılırsa dava salt bu sebeple reddedilir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK'nun 49. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, TBK'nın değişik 72. maddesinde haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir. Ancak haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylemden doğmuş ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüş ise haksız fiil sorumluluğunda da uzamış ceza zamanaşımı süreleri uygulanır.Davacı tacir olup, TTK.nun 18/2. maddesi gereğince basiretli davranmak durumundadır....
Zarar veren eylemin işlenmesinden itibaren on yıl geçtikten sonra zarar ve zararı veren kişi öğrenilmiş olsa bile tazminat istemi, zamanaşımı def'î ile karşılaştığında reddedilir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 20/12/2017 tarih ve 2017/3-2786 E., 2017/2016 K. Sayılı kararı). TBK'nın 72/1. (BK'nın 60/2.) maddesinde düzenlenen üçüncü süre ise "ceza zamanaşımı süresi"dir. Zarara neden olan eylem, aynı zamanda ceza kanunları uyarınca suç teşkil eden bir eylem oluşturuyor ve bu eylem için ceza kanunlarının öngördüğü zamanaşımı süresi daha uzun bir süre ise bu takdirde uygulanacak olan zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu ceza zamanaşımı süresidir. Ceza zamanaşımı süresinin başlangıç anı da zarar verici eylemin gerçekleştiği tarihtir. Dava konusu olayda trafik kazası 21/09/2006 tarihinde meydana gelmiş, görülmekte olan dava ise 09/01/2015 tarihinde açılmıştır. Davacının maluliyetini ATK 3....
Bu itibarla, davaya konu talepler yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresi geçerli olup, davacı tarafça dava dilekçesine konu ettiği maddi tazminat taleplerinin 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Davalı... San. A.Ş. vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürdüğüne göre yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda, takip ve dava tarihinin, KTK'nın 109/1. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra olduğu gözetilerek davalı ... San. A.Ş. yönünden zamanaşımı nedeniyle red kararı verilmesi gerekirken (Zamanaşımı def'in de bulunan davalı ... San. A.Ş. hakkında) davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/ maddesi gereğince Reddine, davalı ... San....
BK'nın 72. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıllık sübjektif ve nispi nitelikteki kısa zamanaşımı süresi, herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık objektif ve mutlak nitelikte uzun zamanışımı süresi ile olağan üstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir (..., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 794)....
HMK 355 md. gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde, Dava trafik kazası nedeniyle maddi sürekli ve geçici iş göremezlik tazminat davasıdır. 1.1.Buna karşılık 2918 Sayılı KTK'nın 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Maddenin 2. fıkrasında "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa" ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3.kişi) fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağı ifade edilmiştir....
Bu durumda ıslah tarihinin, KTK'nin 109/1. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra olduğu gözetilerek zamanaşımı def'in de bulunan davalı sigorta şirketi hakkında, ıslah yoluyla artırılan kısım bakımından, zamanaşımı nedeniyle ret kararı verilmesi gerekirken, talep değerlendirilmeksizin ve gerekçesi de açıklanmadan, ıslah ile artırılan kısım yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Alacağın temlikinin geçerli olabilmesi için bazı şartlar aranmaktadır. Bunlar kısaca: temlike konu bir alacağın var olması, tarafların fiil ehliyetinin olması, tarafların karşılıklı irade beyanlarının birbirine uygun olması ve temlik sözleşmesinin BK'nin 184. maddesine göre yazılı yapılması geçerlilik şartlarındandır. Temlik sözleşmesinde alacağın miktarı, temlik edenin adı ve imzası bulunmalıdır. Fakat tarih, temlik yeri ve temlik edilen alacağın miktarını belirtme zorunluluğu yoktur....
Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102/3. maddesine göre, davaya konu trafik kazası sonucu gerçekleşen 455/1. maddesi kapsamındaki fiil için öngörülen ceza dava zamanaşımı süresi ise 5 yıldır. Ancak, Yargıtay 17. Hukuk dairesinin 06/02/2020 tarih ve 2018/4385 Esas-2020/284 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; "Bazı hallerde, zararın öğrenilmesi, onun kapsamının değil, varlığının öğrenilmesi anlamındadır, zararın varlığı, niteliği ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, o davayı ciddi ve objektif bir şekilde desteklemeye, gerekçelerini göstermeye elverişli yeterli hal ve şartların öğrenilmesi, zararın öğrenilmiş sayılması için yeterlidir....
Yargıtay'ın 17.01.1972 gün ve 1970/2 Esas 1972/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, bu tür rücu davalarında, sigortacının tabi olduğu zamanaşımının, sigorta ettirenin aynı zarar sorumlusu aleyhine açabileceği davanın zamanaşımına tabi ve aynı tarihte başlayacağı kabul edilmiştir. Dolayısıyla sigortacı, sigorta ettiren bakımından işlemeye başlayan zamanaşımı süresinden geriye kalan süre içinde rücu davasını açmak durumunda olup, sigortalısına yaptığı ödeme ile zamanaşımı kesilmez ve kendisi için yeni baştan işlemeye başlamaz. Karayolları Trafik Kanunu'nun 109.maddesine göre, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.TBK'nın 154. maddesi zamanaşımını kesen haller sayılmış olup, bu maddeye göre alacaklının dava açması, icra takibinde bulunması zamanaşımını kesecektir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; eser sözleşmelerinden kaynaklanan alacakların 818 Sayılı BK nun 128 ve 6098 Sayılı BK nun 147/6 maddelere göre 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, 818 Sayılı BK nun 128 ve 6098 Sayılı BK nun 149 maddelerine göre, 5 yıllık zamanaşımı süresinin sözleşme feshedilmiş ise fesih tarihinde veya kesin hak ediş düzenlenmiş ise hak edişin düzenlendiği tarihte veya kesin hesap yapılmış ise kesin hesabın yapıldığı tarihte veya İş teslim edilmiş ise işin teslim edildiği tarihinde veya kesin kabul yapılmış ise kesin kabulün yapıldığı tarihte işlemeye başlayacağını, zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması için yukarıda sayılan nedenlerin birden fazlasının bir araya gelmesine gerek olmayıp, somut olayın özelliğine göre nedenlerden tek bir tanesinin gerçekleşmesi ile birlikte o talep yönünden zamanaşımı süresi işlemeye başlayacağını, somut olayda, taraflar arasında kesin hak ediş...