WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Uyuşmazlık, hukuki niteliği itibariyle Adana Genel İcra Dairesinin 2021/802 Esas sayılı dosyasından başlatılan ilamlı icra takibinde ödeme iddiasına dayalı icranın geri bırakılması istemi ve takibin iptali talebine ilişkindir. Alacaklı Emin Ete vekili tarafından borçlu Hayri Kent hakkında Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/599 Esas, 2020/341 Karar sayılı kararına dayalı ilamlı icra takibi başlatıldığı, icra emrinin borçlu vekiline 27/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından 02/06/2021 tarihinde dava açıldığı anlaşılmıştır. Başvuru bu hali ile İİK. Nun 33/1. Maddesine dayalı olarak icra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı ve takibe dayanak ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağına dair şikayet niteliğindedir....

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yazılı iddia ve beyanları tekrar etmekle birlikte, davalı tarafça protokolün varlığı ve ödeme iddialarının kabul edildiğini, takip konusu borcun üçüncü kişi tarafından ödendiği iddiasının sabit olması halinde borçlunun İİK'nın 71. maddesi uyarınca takibin iptalini isteyebileceğini, aynı konuda açılan davalarda itfa iddialarının kabul edildiğini, protokolde müvekkilinin taraf olduğunu, bu nedenle itfa iddiasında bulunabileceğini, bu durumda davanın kabulü ile İİK'nın 71/1. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, takipte taraf olmayan 3. kişinin takibin kesinleşmesinden sonraki evrede itfaya dayalı icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İtfa iddiasında bulunan davacı takipte taraf olmayıp üçüncü kişidir....

Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirket tarafından 13.11.2012 tarihli belge ile itfa edildiğini, şayet bu belge altındaki imza davacı şirket yetkilisine ait değilse elektrik enerjisi satış sözleşmesinin de geçersiz olduğunu, kaldı ki bu sözleşmenin müvekkili şirket ile müzakere edilmeden hazırlanmış matbu bir sözleşme olduğunu ileri sürerek davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacının kendi defter ve kayıtlarına göre davalıdan 3593,86 TL. Alacaklı olduğu, davalının ise kendi defterlerinde davacıya 0,02 TL....

    İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği, İİK'nun 33/2. maddesinde ise "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir," hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; 23.12.2009' da icra emri , daha sonra 25.06.2014 tarihinde bakiye borç muhtırası tebliğ edilmiş ve borçlu 29.12.2014 tarihinde nafaka borcu bulunmadığı itirazında bulunmuştur. İcra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin ödemeler nedeniyle itfa itirazının İİK'nun 33/1. maddesi gereğince süresinde yapılmadığı anlaşılmaktadır....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 33. maddesine dayalı itfa itirazına ilişkindir. İstanbul 24. İcra Müdürlüğünün 2021/26960 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine 70.067,13 TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamlı takip olduğu anlaşılmıştır. İİK'nın 33/1. maddesinde ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.'' düzenlemesi yer almaktadır....

      Davalı alacaklı istinafa cevap dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, ilamların icrası yoluyla takipte borca itiraz talebine ilişkindir. Mersin 3. İcra Dairesinin 2020/4984 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T2 tarafından borçlu T1 hakkında 24/07/2020 tarihinde ilamların icrası yoluyla 90.554,11 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, icra emrinin davacı borçluya 06/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 29/09/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. İİK'nun 33/2. maddesinde "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş, itfa, imhal ve zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa ve imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe resen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü düzenlenmiştir....

      Davacının, takibe konu senetlere ait borcun kendisine zorla ve tehdit ile imzalatıldığını, kendisinin böyle bir borcu olmadığından borca ve icra takibine itiraz ettiğini, bu nedenlerle borca konu miktarın kendisine zorla imzalatılmış olmasından dolayı borca ve icra takibine itiraz ettiği anlaşılmıştır. Davacının senedin zorla imzalattırıldığına ilişkin itirazı borca itiraz niteliğindedir.Bu itirazın incelenmesi İİK'nun 169/a maddesinde özel olarak düzenlendiğinden borçlu; borcun bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlamalıdır. Somut olayda borca itiraz eden borçlu takibin şekli itibariyle uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 1. Fıkrasında yer alan düzenlemeye göre borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edilmesi gerekir....

      Dairemizce yapılan değerlendirmede; Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacı borçlunun takip konusu senet bedelini ödediğine ilişkin İİK'nın 169/a-1 maddesi gereğince borcun itfa veya imhal edildiğinin ancak resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı gerekirken davacı tarafça hiçbir delil sunulmadığı görülmüş olup senet bedelinin ödendiği iddiasının ispatlanmadığı görülmekle dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Anne ... tarafından velayeten... adına anılan ilâmın 23.08.2012 tarihinde ilamlı takibe konulduğu, borçlunun itfa itirazı üzerine ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 08.09.2014 tarihli, 2014/21 E.-63 K. sayılı kararı ile takip tarihi itibari ile asıl alacağın 810,62 TL, işlemiş faizin 96,28 TL, ilam vekalet ve yargılama gideri alacağı ile toplam 2.155,10 TL alacak olmak üzere icra emrinin düzeltildiği, anılan kararın temyiz edilmeksizin 09.10.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Somut olayda aile nüfus kaydının incelenmesine göre, müşterek çocuk... 27.06.1994 doğumlu olup, 27.06.2012 tarihinde reşit olmuştur. İlamlı takip ise 23.08.2012 tarihinde başlatılmıştır. Her ne kadar müşterek çocuğun reşit olması ile iştirak nafakası, takipten evvel sona ermiş ve sadece birikmiş nafaka alacağının tahsili talep edilebilecek ise de; icra emrinde istenmesi gereken alacak miktarı ......

        Asliye hukuk mahkemesinde 2018/417 nolu dosyada menfi tespit davasını bekletici mesele yapıldığını, ancak daha sonra bu kararından dönmüş ve davanın reddine karar verdiğini, müvekkili en başından beri bu senedin hile ile elinden alındığını vurguladığını, bu senedin gerçek olmadığını ve böyle bir borcun olmadığın söylediğini, müvekkilinin elinden alınmış gerçek olmayan bir senede karşı senedin itfa veya imhal edildiğini gösteren bir belge sunması mümkün olmadığını, ancak açılan menfi tespit davası sonucu böyle bir ilam elde edebilme şansı olduğunu, İKK 169/a maddesinde hakim duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul edeceğini, Kırklareli Asliye Mahkemeden alınacak ilam bu madde de bahsedilen belge niteliğinde olacağını, bu nedenle mahkemenin bu belgenin sunulabilmesi için bekletici mesele talebini kabul etmesi gerektiğini, bu nedenle talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir...

        UYAP Entegrasyonu