WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

edinmek olduğu, oysa şirket genel kurulunda böyle bir karar alınmadığı, genel kurul kararı alınmadan sermayenin azaltılması yoluna da gidilemeyeceği, gayrimenkullerin satışı sırasında paylar şirket tarafından geri alınmış ve itfa edilmişse bu işlemlerin hukuken geçerli olmadığı, bu işlem batıl olduğu, bu pay sahiplerinin genel kurula katılmalarının hukuka ve sözleşmeye aykırı olmadığı, bu halde daha önce şirketçe gayrimenkullerin satışı sırasında paylarının değeri satış bedelinden mahsup edilen pay sahiplerinden, o kısımların da tahsil edilmesi gerektiği, hem hukuka aykırı olarak şirketin paylarını geri alması ve bunun karşılığını gayrimenkullerin satış bedelinden mahsup etmesi ve hem de söz konusu payların sahiplerinin genel kurul toplantısına katılmaya devam etmesinin kabul edilemeyeceği, yani davalı şirketin itfa işleminin olmadığı iddiasının kabulü halinde, söz konusu pay sahiplerinden daha önce mahsup edilen bedellerin tahsil edilmesi gerektiği, zira payların şirketçe geri alınması...

    Somut olayda ödeme ve ibralaşma yönünde isbat yükü davacıda olup; İİK.' nun 169/a. 1. fıkrası kapsamında kanunun aradığı belgelerden biri ile borcu itfa etmiş olduğunu isbat etmekle yükümlüdür....

    Takibin kesinleşmesinden sonra borçlu itfa itirazını, İİK'nun 71. madde kapsamında bir belgeyle ispat edemediği gibi, şikayet dilekçesinde de faize yönelik bir itirazı bulumadığı halde talep aşılmak suretiyle asıl alacak ve fer'ileri yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak şikayetin kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. O halde, mahkemece, geçerli bir itfanın olmaması nedeniyle istemin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin kısmen karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      'ın iflas dosyasına alacak kaydı yaptıran ve sıra cetvelinde yer verilen alacakların itfa edilmiş olduğuna dair herhangi bir vesika ibraz edilmediği, iflas talebini geri aldıklarına dair beyanlarının bulunmadığı, belirtilen borçların ödenmemiş olması, borcun itfa edildiğine dair belge ibraz edilmediğinden İİK.'nın 182 maddesi ile düzenlenen iflasın kaldırılması şartlarının müflis açısından sağlanmadığının bildirildiği görülmüştür. Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2004/... iflas sayılı dosyasında 22/09/2022 tarihli karar tensip tutanağı ile .,..........,.........,.......,........,......... vekili Av. ...... tarafından alacağın temlikine dair sözleşmelerin ibraz edilmesi nedeniyle kayıt altına alındığı, davacı şirket tarafından Bursa 2.icra Müd. 2004/... sayıl ıdosyasında iflas alacaklıların alacakları faizi ile birlikte depo edildiği anlaşılmıştır. Alacaklı ... Tekstil Ürünleri... Ltd. Şti. Ve ... Tekstil... A.Ş.' tarafından alacaklarının müflis şirket yetkilisi ...'...

        İcra Müdürlüğü'nün 2013/25533 Esas sayılı takip dosyasının borçluları ile şikayete konu aynı icra müdürlüğü'nün 2013/30617 Esas sayılı takip dosyasının borçlusunun farklı olması nedeniyle takibin mükerrer olmadığının tespitiyle şikayetin esastan reddine hükmedildiğinden, mahkeme kararı yerinde olup Dairemizin bozma gerekçesinin maddi hataya müstenit olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, borçlunun takip konusu alacağın tamamının takipten önce alacaklıya ödendiğine yönelik başvurusu, İİK'nun 33/1. maddesine dayalı olarak icra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı olup, anılan madde uyarınca itfa itirazı 7 günlük süreye tabi olduğundan, mahkemenin bu yöne ilişkin ret gerekçesi de isabetlidir. Hal böyle olunca; Dairemizce, mahkeme kararının onanması gerekirken bozulduğu anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....

          Borçlunun talebi; İİK'nun 71. maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazına ilişkindir. İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Bir diğer anlatımla takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı süreye tabi değildir. O halde, mahkemece, takip borçlusunca icra dairesine yapılan ödemeler değerlendirilerek, itfa itirazı yönünden, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi dikkate alınmak suretiyle, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılıp Yargıtay denetimine elverişli rapor aldırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

            İİK'nun 71/1. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir. Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, itfa şikayetinin, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı mümkündür. Somut olayda, alacaklı, borçlunun itfa iddiasına dayanak yaptığı 07.01.2012 tanzim, 22.01.2012 vade tarihli 2.500 TL bedelli bono yönünden ödeme yapıldığını kabul etmediği gibi, alacaklıya bono verilmiş olması da ödeme yerine geçmez. O halde mahkemece, 2.500 TL bedelli bonoya ilişkin ödeme yapılmadığının kabulü ile 64.680,00 TL yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, anılan bono bedelini de içerir şekilde takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

              Aile Mahkemesinin 07/10/2013 tarihli 2012/488 Esas sayılı tedbir nafakasına ilişkin ara kararına dayalı olarak nafaka alacağının tahsili talebiyle genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun yasal sürede itfa itirazında bulunması üzerine alacaklı tarafından itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulduğu anlaşılmıştır. Borçlunun, itfa itirazına dayanak olarak müşterek çocukların eğitim öğretim giderleri için özel eğitim kurumlarına yapılan ödemelere ilişkin ödeme belgeleri sunduğu, ödeme belgelerinin incelenmesinde, ödemelerin alacaklıya yapılmadığı gibi, nafaka borcu için yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklama da içermediği görülmüştür. Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak (somut olayda nafaka alacağı) için yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur....

                HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1766 KARAR NO : 2021/1003 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/07/2020 NUMARASI : 2020/61 ESAS, 2020/266 KARAR DAVA KONUSU : ZAMANAŞIMI NEDENİYLE İCRANIN GERİ BIRAKILMASI KARAR : İzmir 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/61 Esas, 2020/266 Karar sayılı dosyasında verilen davanın kabulü kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2010/6500(yeni 2019/11027) Esas sayılı dosyasıyla yürütülen takipte 11/03/2015 tarihli son işlemden dosyanın yenilendiği 17/07/2019 tarihi arasında 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu bildirerek icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir....

                İcra emrinde borcun otuz gün içinde ödenmesi ve bu müddet içinde borç ödenmez ve icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmezse, alacaklının taşınmazın satışını istiyebileceği bildirilir. İİK 149/a maddesi uyarınca, icranın geri bırakılması hakkında 33 üncü maddenin 1, 2 ve 4 üncü fıkraları uygulanır. İİK 33. Maddesine göre, İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir....

                  UYAP Entegrasyonu