İnş.Teks.San.Tic.A.Ş ve kendisi aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibin dayanağının ... 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2009/1072 esas sayılı dosyası olduğunu icra takibinden sonra 13.01.2011 tarihinde borcu davalı ile itfa ettiklerini, davalının kendisinden herhangi bir alacağının kalmadığına ilişkin 13.01.2011 tarihli ibranameyi verdiğini, kendisinin davalı ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı ibra edilmesine ve borcun itfa edilmesine rağmen; İİK md.33/1,71/2 ve TMK md.2'ye aykırı olarak davalı tarafından icra takibine devam edilmesinde hukuken isabet olmadığını, tüm bu nedenlerle .... 31. İcra Müdürlüğü’nün 2010/22673 esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, takibin devamında haksız ve kötü niyetli olan davalının %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatıyla cezalandırılmasına karar verilmesini istemiştir....
takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı niteliğindedir.Tarafların kabulünde olan 25.07.2013 tarihli protokolde anılan tarih itibariyle borç miktarının 780.000,00 TL olduğu belirlenmiştir....
Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin iptali sonucunun doğması için ya borcun itfa edilmesi ya alacaklı tarafından borçluya mühlet verilmesi ya da borcun zamanaşımına uğraması gerektiğini,somut olayda bu üç durumdan biri olmadığından takibin iptali talebinin haksız ve kötüniyetli olduğunu,taraflarınca başlatılan takipte borç tutarının 4.000,00- EURO gösterildiğini, takibe ilişkin harcın ona göre ödendiğini,davacı borçlu hakkında başlatılan takipte yabancı para borcu üzerinden takip başlatıldığını,borcun TL karşılığının sehven yazılmadığını,ancak buna bağlanan sonucun takibin iptali olmaması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 31/03/2020 gün, 2019/240 E., 2020/440 K sayılı kararla "Davanın KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğünün 2018/13539 Esas sayılı takip dosyasındaki takibin borçlu yönünden İPTALİNE " karar verilmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 33/1. maddesi uyarınca takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2021/1577 Esas sayılı dosyası ile İzmir 16. Aile Mahkemesinin 2013/403 Esas, 2014/745 Karar sayılı ilamına dayalı olarak davacı borçlu aleyhine 7.500,00 TL maddi tazminat, 5.000,00 TL manevi tazminat, 291,60 TL yargılama gideri, 1.500,00 TL ilam vekalet ücreti alacakları ile talep edilen alacak kalemlerinin işlemiş faizleri ile birlikte toplam 15.799,85 TL alacağın tahsili istenilmiş, davacıya icra emri 22/01/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Açılan davada davacı tarafından 14/11/2016 tarihli sulh sözleşmesine dayanılarak takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde itfa iddiasında bulunulmuştur. Davacı tarafından sunulan 14/11/2016 tarihli "sulh sözleşmesidir" başlıklı belgenin incelenmesinde sözleşmenin İzmir 7....
A.Ş. ile davalı ...Tic, A.Ş. arasında 28/11/2017 tarihinde imzalanan Tahvil İtfa Planı kapsamında 3 basamakta ve 6.291.464,77 TL olarak ödeneceği taahhüt edilen borcun; 08/12/2017 tarihli 1. basamak ödemesi olan 1.191.430 TL, taahhüt edilen vade ve tutarda ödenmiş, bu ödeme nedeniyle herhangi bir temerrüt oluşmadığını, 2. ve 3....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İİK 71 ve 33/a md'leri gereği borcun itfa veya imhal edilmiş olması yada zaman aşımına uğramış olması sebebiyle takibin iptali veya talikinin mümkün olduğunu, borçlunun dayanak ilamı istinaf ettiğini, İİK 36. Maddesi gereği tehiri icra talebinin üst mercilerden istenebileceğini, müvekkili lehine hükmolunan alacak davasına ilişkin hükmün ilamlı takibe konulması için kesinleşmesi gerekmediğini, ilamda hükmedilen hükümlerden yalnızca alacak kısmının takibe konduğunu, davacı yanın şikayet prosedürüne başvurması gerekirken müvekkilini hasım göstererek takibin iptali davası açmasında hukuki yararı olmadığını, davanın husumet yönünden ve davacı yanın hukuki yararı bulunmadığından bahisle usulden reddine karar verilmesi gerekirken esasa girilip davacı yanın talebinin kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
KARAR Şikayetçiler tarım kredi kooperatifi genel kredi sözleşmesine dayanılarak ilamlı takip değil ilamsız takip yapılabileceğini, kooperatifin yetkili kişisi tarafından borçlular adına kayıtlı borç bulunmadığına dair imzalanan yazı nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece, ibranamelerin altındaki imzanın alacaklı tarafından kabul edildiği, İİK'nun 33/1.maddesi kapsamında belge olduğu ve bu ibranamelerin genel nitelikli olduğu kefalet borçlarını kapsamadığı yönünde bir kayıt olmadığı gerekçesiyle itfa nedeniyle şikayetçiler yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Şikayete konu takip dosyası incelendiğinde; tarım kredi kooperatifinin borç senetlerine dayanılarak asıl borçlu kooperatif ortağı ... hakkında ilamlı takip yapıldığı anlaşılmaktadır....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu bu hali ile İİK.nun 71.maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı olup, süreye tâbi değildir. Buna göre takip alacaklısı hakkında yapılan bir başka takip dosyasından borçluya gönderilen haciz ihbarı nedeniyle, borçlu tarafından o dosyaya yapılan ödemelerin, İİK.nun 71. maddesi kapsamında yapılan ödemeler olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, HMK.nun 323/ğ. maddesinde avukatlık ücreti, yargılama giderleri arasında sayılmıştır. Aynı Yasanın 330. maddesinde de yargılama gideri olarak hükmolunan avukatlık ücretinin, ancak yargılamanın tarafları arasında geçerli olacağı belirtilmiştir. Ayrıca, 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 164/son maddesinde; “Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir” hükmüne yer verilmiştir....
Nolu 24.12.2008 tarihli hisse devrinden doğan alacak bedeli" açıklaması ile borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin borçlu ...’a 02.01.2013 tarihinde tebliğinden sonra borçlunun 08.01.2013 tarihinde takip dosyasına verdiği dilekçe ile borca itiraz ettiği, ayrıca icra mahkemesine başvurarak, takip dayanağı belgenin kayıtsız şartsız bir para borcuna ilişkin olmayıp ödeme makbuzu niteliğinde olduğunu, alacaklının alacağını nakden ve tamamen aldığını noter huzurunda kabul ettiğini, bu sözleşmenin borcun bulunmadığının delili olduğunu, ödeme emri düzenlenmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini istediği, mahkemece, borçlunun başvurusu, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı olarak değerlendirilip icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin, bu şikayet yönünden (REDDİNE); 2-Haczedilmezlik şikayeti hakkında verilen mahkeme kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre şikayetçilerin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının (REDDİNE); 3-İtfa şikayeti hakkında verilen mahkeme kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince; İİK'nun 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin olup, kesin yetki niteliğindedir. Somut olayda; şikayete konu takibin, ... ( ...) İcra Müdürlüğü'nün 2012/198 Esas sayılı dosyasında başlatıldığı görülmektedir....