Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 71/1. maddesi uyarınca takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa nedeniyle takibin iptali istemine ilişkindir. Aydın İcra Müdürlüğünün 2019/44163 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takip olduğu, ödeme emrinin davacıya 13/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği ve davacının bir kısım mallarına haciz işlemi uygulandığı görülmüştür. İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Takibin kesinleşmesinden sonraki itfa itirazı süresiz olarak ileri sürülebilir....

ancak mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, zamanaşımı ve benzeri itirazlar olabileceği, takip borçlusu murise ödeme emrinin 15/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, murisin vefatından önce takibe itiraz etmediği, takibin kesinleştiği, mirasçıların da murise yapılan tebligatlara dair süresinde şikayetlerinin olmadığı gerekçesiyle davacı mirasçıların borca ve imzaya ilişkin itirazlarının reddine karar verilmiştir....

Anılan Yasa hükmünde; ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılacağı '' düzenlemesi mevcut olup, icra mahkemesi anılan şartların tahakkuku halinde icrayı geri bırakabilir. Şikayetçi borçlu takip dayanağı ilamın velayet hükümlerinin değiştirilmesi yönünde Aile Mahkemesi'nde dava açtığını bildirilmiş ise de; açılmış bu davada takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmediği sürece takibe devam olunur. Bu durumda, Mahkemenin aksi düşünce ve yazılı gerekçeyle ilamın icrasının geçici olarak durdurulmasına karar vermesi doğru değildir....

    Bu durumda, İİK'nun 150/ı maddesi gereğince, hesap kat ihtarnamesindeki miktar kesinleşmiş olup, borçlunun alacak miktarına yönelik iddialarının icra mahkemesinde ileri sürülmesi mümkün olmadığından borçlu, ancak İİK'nun 149/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/1-2. maddesine göre itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep edebileceği gibi, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığını ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarını, ayrıca işleyecek faiz oranını şikayet konusu yapabilir....

      Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/51 Esas sayılı dosyası ile dava dışı lehtar tarafından takibe konu çekle ilgili zayi nedeni ile iptal davası açıldığı, mahkemece takibe konu çekle ilgili olarak çek bedelinin ödenmemesi konusunda tedbir kararı verildiği, çekin bankaya ibrazı sırasında mahkemenin söz konusu tedbir kararının şerh edildiği, şerhin verildiği tarih itibariyle çekin yasal süresinde bankaya ibraz edilmiş sayılacağı, çekin kambiyo senedi vasfını taşıdığı, dava dışı lehtar tarafından açılan çek iptali davasında davalı alacaklının taraf olmadığı, çek iptaline ilişkin dava ve mahkemece verilen tedbir kararının iyi niyetli 3.kişi konumunda bulunan davalı alacaklıyı bağlamayacağı gibi davacıların davalı ile aralarında ticari bir ilişki bulunmadığına yönelik borca yönelik itirazlarını İİK.'...

      Davacı vekili, takibe konu bononun teminat senedi olarak verildiğini, borcun bulunmadığını ileri sürerek borca itiraz etmiş ise de, takibe konu bono üzerinde bononun teminat amaçlı verildiğine yönelik bir açıklama bulunmadığı gibi davalının bononun teminat için verildiğini kabul etmediği, yine davacının borca itirazını İİK'nın 169/a maddesinde sayılan belgelerden biri ile ispat edemediği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK'nın 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 680. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkündür. Bononun tedavüle çıkarılırken doldurulması mümkün olup, bunun anlaşmalara aykırı olarak doldurulduğu iddiasının yazılı belge ile kanıtlanması gereklidir. Somut olayda davacı, takip dayanağı bononun anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu takip dayanağı bonoya açıkça atıf yapılan İİK'nın I69/a maddesinde belirtilen nitelikte yazılı bir belge ile ispat edememiştir....

      Bu duruma göre, açılan dava ile imzaya itirazda bulunulduğu, takibe konu senetteki imzanın davacı borçluya ait olduğunun usulüne göre aldırılan ve denetime elverişli ATK raporu ile sabit olduğu, borcun ödendiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edilmediği, tüm dosya münderecatı bir arada değerlendirildiğinde davacı borçlunun kötü niyetli ve ağır kusurlu olarak takibe itiraz ettiği kanaatine varılarak davacının davasının reddine, davalı alacaklının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile davacı aleyhine para cezasına hükmedilmesine" şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesindeki imzaya itiraza ilişkin beyanlarını tekrarla birlikte bilirkişi raporunda kuvvetle muhtemel davacının eli ürünü olduğunun belirtildiğini, raporun kesin kanaat içermediğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

      Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacıların murisi ... adına kayıtlı iken taşınmaza yapılan binanın bir kısmının davalının babası tarafından emek ve para sarf edilerek yapıldığı,davacılar murisi tarafından dairenin satışının yapılamaması nedeni ile davalı murisinin harcadığı emek ve paranın karşılığı olarak senet düzenlenerek verildiği, senedin takibe konularak yapılan taşınmaz haczi sonucunda açık arttırmada taşınmazı davalının alacağına karşılık aldığı her iki tarafın tanıklarının anlatımı ve icra dosyası kapsamı ile subuta ermiş olduğu, davacıların iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

        (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesi'nin 2020/540 Esas 2021/146 Karar Sayılı Kararı) İtfa itirazına ilişkin olarak;İİK'nun 169/a-1. Maddesine göre ise borçlu, icra mahkemesinde,borcun olmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiği takdirde itirazın kabulüne karar verilir.Davacı taraf daha önceden ilamsız icra takibi başlatıldığını beyan etmişse de takip konusunun farklı olduğu anlaşılmakla borcun olmadığı veya itfa veya imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispat edilemediğinden davacının borca itirazının reddine,takip durmadığından davalı alacaklı lehine icra inkar tazminatı ve para cezası tayinine yer olmadığına " karar verilmiştir....

        Bu şekilde düzenlenen bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı delil ile ispat edilmesi gerekir ki, bu bağlamda, davacının sunmuş olduğu belgelerden bu hususun ispatlanamadığı değerlendirilmiştir. İİK.'nun 169/a maddesi : ' Hakim, borcun olmadığının veya itfa veya ihmal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. ' hükmünü amirdir. Takip konusu senet mücerret borç ikrarına dayanan hukuken geçerli kambiyo evrakıdır. Dava hukuki mahiyette borca itiraz davasıdır. İspat külfeti iddia edene düşer. Davacının icra takibine dayanak kambiyo senedi üzerindeki imzaya ilişkin herhangi bir itirazları bulunmamaktadır....

        UYAP Entegrasyonu