T4 banka aracılığı ile ödendiğini beyan etmiştir. Dosyaya dava dilekçesinin eki olarak sunulan dekontlarda Av. T4 hesabına davacı tarafından kısım kısım ödemeler olduğu anlaşılmış, ancak bu ödemelerin takibe konu bonoya ilişkin yapıldığına dair dekont açıklamasında yer verilmediği, yapılan ödeme hususu davalı tarafından da kabul edilmediği anlaşılmıştır. İİK'nın 169/a-1. maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Yargıtay 12. H.D. yerleşik içtihatlarına göre sunulan ödeme belgesinin takip konusu borç sebebiyle verildiğinin kabul edilebilmesi için belgede takip dayanağı bonoya açıkça atıf yapılması zorunludur. Somut olayda sunulan dekontlarda takibe dayanak senede yapılmış bir atıf olmadığından ödeme iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmıştır....
nun mad. 169/a: “Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder.“ hükmüne amirdir. Takip konusu bono mücerret borç ikrarına dayanan hukuken geçerli kambiyo evrakıdır. Dava hukuki mahiyette borca itiraz davasıdır. İspat külfeti iddia edene düşer....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun icra mahkemesine başvurarak takipte 24.250,00 TL asıl alacak talep edilmiş ise de; borcun 8.000,00TL'lik kısmının alacaklı vekiline ve 6.000,00 TL'lik kısmının da alacaklı şirkete ödendiğini ileri sürerek takibe konu borcun 14.000,00 TL'lik kısmına itiraz ettiği, mahkemece, borçlunun borcun 8.000.00 TL'lik kısmına yönelik itfa itirazının kabulüne karar verildiği görülmektedir.Bu durumda, mahkemece, borca itiraz kısmen kabul edilip kısmen...
Gülaras Firmasının 15.12.2017 Tarihine Kadar olan borcu ödenmiştir." yazılı olduğu, ancak takibe konu senedin 15.02.2018 vade tarihli ve 42.000 TL tutarlı olduğu sabit olduğundan söz konusu sözleşmede takibe konu senetle ilgili bir bilginin bulunmadığı, dolayısıyla senedin teminat senedi olduğunu gösteren gerek senet üzerinde gerekse senet dışı hazırlanan sözleşmede bir emarenin bulunmadığı, davacının tahrifat iddiasında bulunduğu senedin ise başka bir icra dosyasının konusu olduğu ve yapılacak itiraz var ise o dosyadan yapılması gerektiği, bununla birlikte İİK'nun "itirazın incelenmesi" başlıklı 169/a maddesine göre borcun olmadığı veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı gerekmekte olup davacı borçlu tarafça ileri sürülen borcu olmadığı iddiası kanunda belirtilen nitelikte bir belge ile ispat edilememiş olduğu anlaşıldığından davacının borca itirazının reddine, borçlu- davacı tarafından kötü niyetli olarak açılan davadan dolayı davacı aleyhine...
İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, aynı alacak için ... 9. İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyası ile de takibe geçildiğini belirterek, ... 9. İcra Müdürlüğü'nün .. sayılı dosyasındaki takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK'nun 33/1 maddesine göre, zamanaşımı, imhal ve itfa sebeplerine dayanılarak yapılan itirazların, 7 günlük süre içinde yapılması gerekir. Ancak takibin mükerrer olduğu yönündeki şikayet ilamlı icra takibinde ilama aykırılık nedeni içinde değerlendirilmelidir. Bu nedenle mükerrer takibe ilişkin başvuru İİK'nun 16/2. maddesine göre süresiz şikayete tabidir (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı kararı)....
ün temyiz itirazlarının incelenmesinde; Takibe konu alacağı temlik eden ...’ün takipte alacaklı sıfatı kalmadığından temyiz dilekçesinin REDDİNE, 2-Temlik alacaklıları ... ve ...'nın temyiz itirazlarınn incelenmesinde; Borçlu vekili, ... İcra Müdürlüğü’nün 2013/439 esas sayılı dosyasında müvekkili hakkında yapılan takip konusu alacağın, 11.06.2014 tarihli temlikname ile üçüncü şahsa temlik edildiğini, bu temlik işleminden önce 06.02.2013 tarihinde, dosya borcunun temlik eden alacaklı ...'e haricen ödenerek ibraname alınmış olması nedeni ile İİK'nun 71 maddesi dikkate alınarak takibin iptalini talep etmiştir. İİK'nun 71/1. maddesinde; "Borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir müddet verdiğini, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." hükmü yer almaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2019/366 Esas KARAR NO: 2021/1150 DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 20/06/2019 KARAR TARİHİ: 27/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilince dava dilekçesinde özetle; Davalı ---- alacaklı sıfatı ile : ----- icra takip dosyası ile müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığı, söz konusu İcra takibinde ; ---- alacak ve ferilerinin tahsili talep edildiği, takibe konu ödeme emri ----- tarihinde müvekkile bizzat icra dairesinde tebliğ edilmiş olmakla söz konusu ödeme emrine müvekkilin hiçbir itirazının olmaması üzerine icra takibi kesinleşmiş ve müvekkil tarafından malvarlığı beyanında bulunulduğu, davalı --- kendi el yazısı ile ----tarihinde tanzim ve imza ettiği ibraname ile ; ----dosva alacağımı haricen ----- aldım.Hiçbir alacağım kalmadı, kendisini ibra ederim....
Borçlular, senedin cebir ve tehdit yoluyla elde edildiğini açık bir şekilde ifade etmiş olup borçlular tarafından yapılan bu itiraz, borca itiraz niteliğindedir. Bu itirazın incelenmesi İİK'nun 169/a maddesinde özel olarak düzenlendiğinden borçlular; borcun bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlamalıdır. Somut olayda borca itiraz eden borçlular, bu iddiasını İİK'nun 169/a maddesinde öngörülen bir belgeyle kanıtlayamamıştır. Dolayısıyla istemin bu nedenle reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte ödeme emrine kesin süresi içerisinde itiraz ve şikayette bulunulması takip talebinde yazılı asıl alacak ve ferileri ile birlikte kesinleşir. Takibin kesinleşmesinden sonraki safhada borçlu İİK'nun 71. maddesine göre itfa imhal veya zamanaşımı itirazında bulunabilir. Somut olayda bononun vadesi gelmeden takibe konulduğu şikayeti süresinde yapılmadığından takip asıl alacak ve ferileri ile birlikte kesinleşmiştir. Borçlu takibin kesinleşmesi sonrası dönemde ise icra mahkemesine başvurarak ödeme nedeniyle borcunun kalmadığını da ileri sürdüğüne göre mahkemece icra dosyasına yapılan ödeme dikkate alınarak borçlunun isteminin İİK'nun 71. maddesi kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, süresinde yapılan bir şikayet bulunmadığı halde takip tarihinde borcun vadesinin gelmediği dolayısiyle muaccel olmadığı gerekçesiyle takibin iptali yönünde hüküm tesis isabetsizdir....
Ayrıca mezkur istinaf ilamında işbu dava dosyasında mübrez dava dilekçesi ile aynı ifadelere yer verilen dava dilekçesinde işlemiş faiz miktarlarına itiraz olmadığı halde mahkemece işlemiş faize itiraz varmış gibi icra emrinde talep edilen işlemiş faizlerin icra emrinden çıkarılmasına karar verilmesinin de HMK'nın 26.maddesine aykırı olduğunun anlaşıldığına işaret edilmiştir....