TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:Davacı şirketin demirbaş niteliğindeki iktisadi kıymetleri "255-Demirbaşlar Hesabı"nda izlemesi gerektiği halde "150-İlk Madde ve Malzeme Hesabı"nda takip ettiği, 333 Seri Nolu Genel Tebliğde ahşap paletlerin iki, meyve kasalarının 5 yıllık amortisman süresine tabi tutulduğu, bunların nakliye giderinin maliyet bedeline dahil edilerek amortisman yoluyla itfa edilmesi gerekirken doğrudan gider olarak yazıldığı, branda ve plastik malzeme gibi muhtelif demirbaş eşyaların alımlarının amortisman süreleri içerisinde itfa edilmesi gerekirken doğrudan gider yazılamayacağı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir....
Tüm dosya kapsamından ; borçlu , alacaklı tarafından başlatılan ilamsız icra takibine karşı alacaklının ve vekilinin imzalayıp kendilerine verdiğini iddia ettiği ibraname başlıklı iki adet ayrı belgeye dayanarak İİK.nun 71/1. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödendiğine yönelik itfa nedeniyle takibin iptali isteminde bulunmuştur. İİK.nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilmesi için itfa itirazının İİK.nun 71/1.maddesinde açıklanan nitelikte bir belge veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur. Borçlu tarafından sunulan adi nitelikteki belge altındaki imzanın alacaklı tarafından inkarı halinde, icra mahkemesince imza incelemesi yapılması mümkün değildir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında başlatılan ilamlı icra takibinde takip öncesi itfa nedenine dayalı takibin iptali istemine ilişkindir. İstanbul 34.İcra Müdürlüğü'nün 2019/41863 Esas sayılı dosyasında davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında 14/11/2019 tarihinde ilamlı icra takibi başlatıldığı, icra emrinin tebliğ edildiği tarih itibariyle 02/12/2019 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu görülmektedir. İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir....
Bu istemin kabul edilmesi için itfa itirazının İİK'nın 71/1. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur....
İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun olmadığı veya itfa veya imhal edildiği resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre de, borcun olmadığına, itfa veya imhal edildiğine dair belgenin, takip konusu borç sebebiyle verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede, takip dayanağı senede açıkça atıfta bulunulması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için ise, belgede, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarının belirtilmesi gereklidir. Somut olayda, borçlunun ödeme belgesi olarak sunduğu dekontlarda, yukarıda belirtilen nitelikte bir açıklama bulunmamaktadır. Alacaklının, yapılan ödemelerin, takip konusu senede ilişkin olduğu yönünde kabul beyanı da yoktur. Bu durumda, borçlunun, ödeme iddiasını İİK'nun 169/a maddesinde öngörülen bir belgeyle kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır....
İİK'nun 168/5. maddesi hükmü gereğince; borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması gerekir. Somut olayda; borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin 25.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise 31.07.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak itirazını bildirdiği görülmüştür. Bu durumda borca itiraz İİK'nun 168/5. maddesinde öngörülen 5 günlük yasal süre geçirildikten sonra yapılmış olup, mahkemece itirazın süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, itirazın esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK'nun 169/a-l maddesi gereğince; "İcra mahkemesinde borçlu, borcun bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiği takdirde itirazın kabulüne karar verilir." Somut olayda borçlu tarafından borcun bulunmadığı veye itfa edildiği İİK'nun 169/a-1. maddesi kapsamında yazılı belge ile ispat edilememiştir. Bu durumda mahkemece istemin tümden reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 sayılı Kanuna Muhalefet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: İİK'nun 354. maddesinde, Kanunun bu babında yazılı suçlardan takibi şikayete bağlı olanların müştekisi feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava ve bütün neticeleriyle beraber ceza düşer açıklığı karşısında; tebliğnamedeki bozma yönündeki görüşe iştirak edilmemiştir. Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....
O halde, mahkemece borçlunun zamanaşımı defi, itfa ve yetki itirazları hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirlen yazılı gerekçe ile istemin tümden reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. GB...
İİK'nun 33. maddesi, ''İcra emrinin tebliğ üzerine borçlu 7 gün içinde dilekçeyle icra mahkemesi'ne başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir'' hükmünü içermektedir. Somut olayda borçlu vekiline 01.07.2014 tarihinde icra emri tebliğ edilmiş olup borçlu tarafça yedi günlük itiraz süresi geçirildikten sonra 11.12.2014 tarihinde İcra Mahkemesi'ne itfa itirazında bulunulmuştur. Bu durumda Mahkemece, itirazın yedi günlük süre içinde yapılmadığı nazara alınarak süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi yerine, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....